  |
|
 "Af uygulamasına artık son verilmeli"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de af uygulamasına artık son verilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Papa'yı öldürmeye teşebbüsten birisi 20 yıl, Türkiye'de bir değerli gazeteciyi öldürmekten 6 yıl cezaevinde yatıyor. İtalya'daki ceza kanunuyla bizimki aynı. Böyle bir şey olmaz'' dedi.
Baykal, TOBB Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, bu toplantıya ilk kez katıldığını belirterek, bundan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.
TOBB'un, son dönemlerde ülkenin temel ekonomik sorunları konusunda dar çıkar hesaplarının
ötesinde, ülkenin uzun dönemli yararlarını gözeten bir anlayış sergilediğini kaydeden Baykal, TOBB'un değerlendirmelerine siyasetin yakın ilgi göstermesinin temel zorunluluk olduğunu söyledi.
Baykal, ''TOBB'un, Türkiye'de siyasetin sıradan bir tartışma odağı olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. TOBB'un çalışmalarının günlük siyasi çekişmelerin bir parçası haline dönüştürülmemesini çok önemsiyoruz'' diye konuştu.
Baykal, Türkiye'de ekonomi politikasıyla ilgili siyasi tartışmaların artık çok daha gerçekçi bir zemine oturmaya başladığını belirterek, şöyle konuştu:
''Artık kimse siyasi yelpazeye göre ulusal duruş bakımından bir farklılaştırma çabasına girmemelidir. Ayrıca, din konusunun da siyasi bir ayrışma konusu olmaktan hızla çıkarılması gerekiyor. Bunlar siyasi ve ekonomik tartışmayı çarpıtıyor. Bunlar doğru olmayan klişe suçlamalardır. Demokrasinin çocukluk hastalıklarıdır. Türkiye, bu hastalıklardan geçmişte çok çekmiştir, artık bunlardan sıyrılmamız gerekiyor. Din konusunu, ulusal kimlik konusunu artık günlük siyasetin bir parçası haline getirmeyelim. Yanlış ekonomik politikaları empoze etmenin, örtbas etmenin bir gerekçesi haline dönüştürmeyelim.''
''KUR POLİTİKASI YANLIŞ''
Türkiye'nin yanlış bir kur politikası izlediğini, dış ticaret açığının 40-45 milyar dolar civarında olduğunu ifade eden Baykal, bunun taşınabilir bir tablo olmadığını kaydetti. Şimdiki kur politikasının izlenen istikrar politikasının hayati bir parçası olduğunu, enflasyonu indirmenin, kur istikrarını korumanın ve sürdürmenin zorunlu olduğunu bildiğini belirten Baykal, ancak, bu yeni şartların, yeni program ihtiyaçlarını ortaya koyduğunu söyledi.
Baykal, ''Türkiye bu sorunu giderek derinleştiremez. Dış ticaret açığı cari açığa dönüşüyor. 20-22 milyar doların üzerinde cari açık veriyoruz. Cari açıkla ilgili bütün program öngörüleri iflas etmiş durumdadır. Yılın başındaki hedefin 2 katına cari açık artıyor'' diye konuştu.
Krizle mücadele için belli bir süre ithalatın artabileceğini, ihracatın düşebileceğini ifade eden Baykal, ''Biri bize diyecek ki, 'Merak etmeyin bunun programını yaptık'. Türkiye, bir defalık uygulama şansı olan programlarla, tek atımlık barutlarla uzun dönemli sorunlarını çözemez'' diye konuştu.
Türkiye'nin mali disiplini daha çok vergi alarak, yatırımları azaltarak sağladığını, harcama disiplininin ise sağlanmadığını savunan Baykal, ülkenin, hazine bonosu ve devlet iç borçlanma senedi alımları ile İMKB'ye yapılan yabancı ağırlıklı yatırımla ''sıcak para cenneti'' haline getirildiğini söyledi.
Baykal, ''Türkiye'ye giren portföy yatırımıdır, doğrudan doğruya tesis kurmaya yönelik yatırım değildir. Bu sıcak para tablosu, Türkiye'de istikrarı sağlıyor'' dedi.
Kurdaki riskin bankalardan özel şirketlere geçmeye başladığını belirten Baykal, borçların GSMH'ye oranı düşerken, Türkiye'deki kurun gerçekçi olmadığını, IMF ve DPT'nin yaptığı hesapların, Türk Lirası'nın yüzde 30-40 düzeyinde aşırı değerlendiğini ortaya koyduğunu kaydetti. Baykal, aşırı değerlenme tablosunun bir yerde gerçeğe dönüşebileceği ihtimalinin daima dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Baykal, Türkiye'nin sorunlarını çözmeye yönelik gelecek dönemde ciddi bir atılıma ihtiyacı olduğunu belirterek, ''yeni bir anlayışın, ruhun'' ortaya çıkacağı dönemin başlatılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin öncelikle çok sağlam bir yargı reformuna ihtiyaç duyduğunu ifade eden Baykal, şöyle konuştu: ''Türkiye'de adalet dökülmeye başladı. Bununla yürümek mümkün değil, kendinizi avutmak mümkün değil. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştireceğiz, adalete saygı göstereceğiz, ekonomik sorunlarını çözeceğiz, siyaset adliyenin üzerinde tasallut eden bir konumdan çıkacak, hesap vermeyi kabul edecek, dokunulmazlık kalkacak.
Türkiye'de af uygulamasına artık son vereceğiz. Affın bir anlamı yok, geçerliliği yok. O zaman kanunu niye koyduk, o kanunu niye uyguluyoruz, affedeceksek? Niye düzenlemeler yapılmış, koca adliye teşkilatı kurulmuş? Bir anlamı kalmıyor. Her şeyi kendi kendimize iptal ediyoruz. Son olayda, Papa'yı öldürmeye teşebbüsten birisi 20 yıla yakın süre yatıyor, Türkiye'de bir değerli gazeteciyi öldürmekten 6 yıl cezaevinde yatıyor ve çıkıyor. İtalya'daki ceza kanunuyla bizimki aynı. Böyle bir şey olmaz. Bu olursa, bir yerlerden sıkıntı çıkar, patlar.''
Eğitimde reform yapmadan kalkınmış bir ülke bulunmadığına işaret eden Baykal, Türkiye'de de lisansüstü eğitimde bir atılım yapılması gerektiğini söyledi. Baykal, kayıtdışı ekonominin kontrol altına alınması, kur politikasına istikrarı bozmadan ince ayar yapılması, yatırımın önünün açılması, istihdam üzerindeki verginin indirilmesi gerektiğini de kaydetti. Kurumlar vergisi indirilirken, yatırım teşvikinin kaldırılmasının düşünüldüğünü ifade eden Baykal, ''Orada al-ver olmaz. İndireceksen istihdam üzerindeki vergiyi indir'' dedi.
ERDOĞAN'IN TOBB YÖNETİM KURULU'NDAKİ KONUŞMASI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşık bir ay önce TOBB Yönetim Kurulu toplantısına katıldığını hatırlatan Baykal, şunları kaydetti: ''Sayın Başbakan, Van'da yaşanan olayla ilgili TÜSİAD yönetimine yönelik eleştirilerini dile getirmişti. O eleştirilerden 24 saat geçmeden, savcılık bu konulardaki açıklamaları incelemeye aldığını ifade etmişti. O toplantıdan sonra Sayın Başbakan TÜSİAD ile barıştı, iyi oldu. Toplumun gerginliklere ihtiyacı yok. Benim aklımda bir soru var: Sayın Başbakan'ın konuşmasından sonra
başlayan savcılık incelemesi ne durumdadır? Savcılık incelemesi devam ediyor mu, hangi noktada? Yani, Sayın Başbakan kavga edince inceleme başlayacak, barışınca inceleme bitecek diye bir hukuk kuralı yok. İncelemenin akıbetiyle ilgili hala bir açıklama duyamadık. İnceleme soruşturmaya dönüştürüldü mü, dönüştürülmeme kararı mı alındı, hangi tarihte alındı, bunları kamuoyu merak ediyor. Bütün bunları, Türkiye'de adalet ve siyaset arasındaki ilişkinin ne kadar önemli ve ciddi olması gerektiğine işaret etmek için ifade ediyorum.''
Baykal, Türkiye'nin yeni sorunlarına yeni çözümler gerektiğini vurgulayarak, ''Bunlara yönelik bir iktidar uygulamasında yeni bir çözüm görmüyoruz. Bu çözümü ortaya koymamız lazım'' dedi.
(AA)
|
