kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

AK Parti'nin alt ve üst kimliği

IMF yeni stand-by'ı onayladı ve 1.6 milyar dolarlık krediyi de serbest bıraktı.
IMF'nin onayı ile birlikte 24 Kasım tarihli 26 maddelik niyet mektubu da açıklandı. Türkiye, niyet mektubunda 2006'da 'enflasyon hedeflemesine' geçmekle kalmıyor, daha önceden belirlenen aylık enflasyon tahminlerini de ay be ay tutturma garantisi veriyor.
Daha önceleri rastlanmayan bu özgüvenin haklı gerekçeleri var, başta enflasyon.. Olağanüstü bir gelişme olmaz ise enflasyon bu yıl yüzde 8'in altında kalacak. Gelecek yılın toplamında da yüzde 5 civarında seyretmesi beklenmekte.
Faizde de düşme devam ediyor. Son binde 25'lik indirimle şu anda yüzde 13.5'e düştü. Son üç yıl içinde faizdeki indirim yüzde 30.5'e vardı.
Yatırımları kışkırtması beklenen kurumlar vergisi indirimlerinin önemini unutmamak gerek.
Mali disiplin konusundaki tavizsiz uygulama sayesinde Türkiye kamu açıklarında Maastricht Kriterleri'ni yakalayarak kendi açıklarını GSYİH'nin yüzde 3'ünün altına indirdi. GSMH'nin yüzde 6.5'i olarak belirlenen faiz dışı bütçe fazlası uygulaması bu başarının kilit taşı.
KİT'lerin özelleştirme sürecindeki performans ile ülkeye gelmeye başlayan doğrudan yabancı sermaye yatırımları da bu resmi tamamlayan diğer başarılar. Türkiye'ye cumhuriyet tarihi boyunca gelen sermayeden fazlası son beş yılda geldi.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorking Türkiye'nin bir denetim firması tarafından yükseltilen reyting notunun diğerleri tarafından da yükseltileceğini müjdeledi.
Makro ekonomik göstergelerdeki tek ciddi sorun ise cari açık. Dünya Bankası mevcut ekonomik başarının sürmesi halinde bu olumsuzluğu 'yönetilebilir bir risk' olarak görmekte.
Yükselen petrol fiyatları ve yükselen TL nedeniyle sürekli artan 'cari açığı' en büyük sorun olarak gören IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger de alınan önlemlerle bu sorunun kontrol edilebileceğini düşünmekte.
'Gündem belirleyebilen' ve 'beklenti yönetebilen' bir siyasal anlayış için ekonomideki bu büyük başarı zil çalıp oynayacak bir durum.


Dağınık bir biçimde de olsa AB ile 'müzakere süreci' başlamış durumda. Tehlikelere çok açık bir zemin olan Ortadoğu'da ise Ankara'dan beklenmeyen bir esneklik görülmekte.
Ekonomide ve dış politikadaki bu gelişmeler, başarının sahibi olan siyasal iktidar tarafından gölgeleniyor. AK Parti kadroları ekonomi ve dış siyasetin artılarıyla eksileri üzerine yoğunlaşıp, sosyal konulara çözüm aramak yerine 'içki yasağı' ya da 'Ankara'nın askeri görüntüsü' gibi garipliklerle uğraşmayı tercih ediyorlar.
Kürt sorunu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı konularındaki tutarlı girişimler, kısa bir zaman sonra bu adımları atanların tuhaf çıkışlarıyla ilkeli çerçeveden yoksun kalıyor. AK Parti yeryüzü dinamiklerine uygun hareket ettiğinde başarı sağlarken, kendi tabanının muhafazakar unsurlarına kilitlendiğinde ortaya şizofrenik bir durum çıkıyor.
Kamu açıkları konusunda Maastrich Kriterleri'ni yakalayanlar ile içki yasağıyla uğraşanlar aynı insanlar mı? AB müzakere tarihini başlatan irade ile Göztepe'ye cami sloganıyla kimilerinin ekmeğine yağ sürenler aynı partide mi?
Türkiye ekonomide ve siyasette liberalleşiyor. Ekonomide piyasa, siyasette de AB sayesinde liberaldemokrat bir anlayış mahcup bir şekilde sahneye giriyor. Örneğin kimlik eskiden devletçe belirlenirken şimdi "bunun hukuksal çerçevesi dışındakine devlet karışmasın" tartışmasına geçiliyor. Ne var ki, bu köklü değişimin en önemli aktörü olan AK Parti başarısının temel felsefesinden uzak bir görüntüyü özellikle iç politikada gündem haline getiriyor. İktidar partisi ve kadroları da bu aşamada zorlanıyor.
Ancak zorlanırken, yeni dönemin koşulları ve çerçevesi üzerinde enerji sarf etmek yerine, eski anlayışlardan medet ummak ve bunlara dönmek deli saçması bir görüntü veriyor. Türkiye'nin "alt ve üst kimliklerini" tartışırken bir de AK Parti'nin alt ve üst kimlikleri arasında sorun yaşıyoruz. Galiba AK Parti'nin de kendi alt ve üst kimlikleriyle çözemediği ciddi bir derdi var.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Aman petrol, canım petrol...   / 10-12-2005
 Orada var, burada yok mu?   / 05-12-2005
 Ordu değişiyor mu?   / 03-12-2005
 Üst kimlik Gaziantep...   / 28-11-2005
 AB, hukuk ve Kürtler   / 26-11-2005
 Kemalist modernleşmeden demokratikleşme-ye   / 21-11-2005
 Baykal Şemdinli'yi unuttu   / 20-11-2005
 Çelme...   / 19-11-2005
 Kapatmak istiyorlar...   / 14-11-2005
 Susurluklar ölmez!   / 12-11-2005
ÖMER LÜTFİ METE
'Hezeyan' yarası için dua
Bir zamanlar Liberal Parti...
UMUR TALU
Mega ekşime!
Düşüncesine katılırsın, katılmazsın...
ERGUN BABAHAN
İki Niğdeli, bir soru
"Bir Niğdeli, Şırnaklı çocuklar...
ERDAL ŞAFAK
Din, devlet, laiklik
Fransa laiklik yasasının 100'üncü...
MEHMET ALTAN
AK Parti'nin alt ve üst kimliği
IMF yeni stand-by'ı...
İran'a saldırı planı başladı
İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürdüğüne yönelik...
Avustralya'da ırkçı çatışma ülkeyi karıştırdı
Avustralya'nın Sydney kentinde "beyazlar" ile Ortadoğulular...
Korkma sönmez bu Fener
Korkma sönmez bu Fener
Galibiyet serisine bir hafta mola veren Kanarya, Erciyes önünde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu