kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Din, devlet, laiklik

Fransa laiklik yasasının 100'üncü yıldönümünü kutluyor... Ve ideolojilerin çökmesinin de etkisiyle insanların giderek dindarlaştığı bir yüzyılda birey-toplum-devlet ilişkilerinin nasıl bir temele oturtulması gerektiğini tartışıyor... Bu tartışmalarda birçok ülkeden aydınların imza koyduğu bir manifesto öne çıktı...

Türk, daha doğrusu Osmanlı aydınları "laiklik" ilkesiyle Fransa'da tanıştılar. 2'nci Abdülhamit'in baskıcı yönetiminden bunalıp orada sürgünde oldukları sırada.
Jön Türkler'in Paris'i mesken tuttukları o dönemde, 9 Aralık 1905'te Fransa, 1789 Devrimi'yle başlayan bir süreci taçlandırdı: Ünlü laiklik yasası.
Yasanın birinci maddesi şöyleydi: "Cumhuriyet vicdan özgürlüğünü taahhüt eder. İnançların gereğinin özgürce yerine getirilmesini garanti eder."
Ve devletin tüm dinler karşısında "nötr"lüğünü ilan eden ikinci maddesinde şöyle deniyordu: "Cumhuriyet hiçbir inancı ne tanır, ne maddi destek sağlar, ne maaşa bağlar."
Jön Türkler aracılığıyla İttihat ve Terakki kadrolarını etkileyen, daha sonra da Cumhuriyet Türkiyesi'nde devletin temel niteliği haline gelen 1905'teki yasanın 100'üncü yıldönümü kutlanıyor. O döneme göre çok değişmiş Fransa'da ve çok farklı dünyada.
1905'te Fransa egemen din Katolikliği kamusal alandan çıkarmak için bu düzenlemeyi yapmıştı. Oysa bugün ülkede ikinci büyük din durumuna gelen İslamiyet'in yarattığı yeni koşullara ve dayattığı meşru taleplere o yasayla yanıt vermekte zorlanıyor. Ayrıca 20'nci yüzyıl ideolojilerin çağıydı. 21'inci yüzyılda din öne çıktı.

Dindar toplumda laik devlet
Peki bireyin dine sarıldığı, bunun da toplumsal yaşamın parametrelerini değiştirdiği yüzyılda laiklik nasıl sürdürülebilir? Ya da laiklik yeni toplumsal ortama nasıl uyarlanabilir?
Fransa'da günlerdir ateşli tartışmalar yapılıyor. Fransız modeli laikliği benimsediğimize göre, konu bizim için de önemli.
İşte bu tartışmalar sırasında 29 ülkeden (Türkiye'den de var) 212 akademisyenin hazırladığı, "Le Monde" gazetesinde yayınlanan "manifesto" müthiş ilgi çekti. Her gün yüzlerce aydının ve bilim adamının destek imzası gönderdiği çağrı "21'inci yüzyılda laiklik evrensel bildirisi" adını taşıyor ve neredeyse kutsallaşmış bir ilkeyi ya da kavramı güncelleştirme iddiası taşıyor.
18 maddelik bildirinin can alıcı bölümlerinden bazılarını aktaralım:
* Her insan vicdan özgürlüğüne ve inancının tek başına ya da topluca ibadetine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hak, devletin demokratik kamu düzeni çerçevesinde inanca saygı göstermesini de kapsar.
* Devletlerin eşit davranabilmesi için, siyasal düzen, hiçbir din ya da inancın kamu kurumlarını etkilemesine izin vermeden, ortak ölçüleri belirlemekte özgür olmalıdır.
* Laiklik üç ilkenin uyumudur: Vicdan ve ibadet özgürlüğüne saygı, sivil toplumun ve siyasetin her türlü dini ve felsefi referanslardan bağımsızlığı, kimseye ve hiçbir inanca ayrımcılık yapılmaması.
* Birçok toplumdaki korkuların aksine, laiklik asla bir din değildir, dini yok saymamaktadır, yalnızca din ve inanç konusunda özgür tercih anlamına gelmektedir.
Keşke yerimiz elverse de metnin tümünü aktarabilseydik.
Türkiye'nin kamplaşmaya gittiği bir dönemde, bu bildirinin birey, toplum, din, devlet, kamusal alan ilişkilerinin yeniden yorumlanmasında yol gösterici belge olabileceğini düşünüyoruz.
Çünkü hem her türlü din, vicdan ve ibadet özgürlüğüne şemsiye uzatıyor, hem de inançların kamusal alandaki konumuna yanıt arıyor.
Bu manifestoyu siyasiler okumalı, akademisyenler tartışmalı, kamuoyu öğrenmeli. Çünkü din-laiklik ilişkisini 21'inci yüzyıl koşullarına göre yeniden tanımlamak, Türkiye'nin de sorunlarının başında geliyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Siyaseti temizlemek   / 11-12-2005
 Yolsuzluk ve siyaset   / 10-12-2005
 Bağımlılığın bedeli   / 09-12-2005
 Rus kapanına kısılmak   / 08-12-2005
 Şemdinli'den Christchurch'a   / 07-12-2005
 Kadınsız demokrasi   / 06-12-2005
 Pistin ucunda çığlık   / 05-12-2005
 Ahlâksız oyun   / 04-12-2005
 16 Aralık telaşı   / 03-12-2005
 Kışlada şiddet   / 02-12-2005
ÖMER LÜTFİ METE
'Hezeyan' yarası için dua
Bir zamanlar Liberal Parti...
UMUR TALU
Mega ekşime!
Düşüncesine katılırsın, katılmazsın...
ERGUN BABAHAN
İki Niğdeli, bir soru
"Bir Niğdeli, Şırnaklı çocuklar...
ERDAL ŞAFAK
Din, devlet, laiklik
Fransa laiklik yasasının 100'üncü...
MEHMET ALTAN
AK Parti'nin alt ve üst kimliği
IMF yeni stand-by'ı...
İran'a saldırı planı başladı
İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürdüğüne yönelik...
Avustralya'da ırkçı çatışma ülkeyi karıştırdı
Avustralya'nın Sydney kentinde "beyazlar" ile Ortadoğulular...
Korkma sönmez bu Fener
Korkma sönmez bu Fener
Galibiyet serisine bir hafta mola veren Kanarya, Erciyes önünde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu