kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
  » Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
ELİNİ HİÇ BIRAKMADI... Kazım Kanatın zor günlerde, yakın dostu Hıncal Uluç hep yanıbaşındaydı.
Milyonlarca cesur yüreğin temsilcisi oldu
'O gelmiş olamaz. Bana kızgındır!..'
Yağmurdan kaçarken...
Kaderin bir cilvesi

Bir kanser savaşçısı anlatıyor

Kazım Kanat, altı yılda tam yedi kez bıçak altına yattı.

Bağırsağının yarısını, karaciğerinin dörtte üçünü aldılar.

Akciğerinin sol tarafı ile böbreğinin birisi artık yok...

Ama hâlâ çalışıyor ve hâlâ mücadeleye devam ediyor...


Milyonlarca cesur yüreğin temsilcisi oldu

Kazım Kanat kanser hastası olduğunu, annesini doktora götürdüğünde tesadüfen öğrendi. Yedi ameliyat geçirdi. 'Günlerin sayılı' denildi. Ama asla yılmadı ve umudu tükenenlerin, gücü bitenlerin sembolü haline geldi.

Neden yazdım bu yazı dizisini? Neden acılarımı gizlemek, saklamak yerine herkesle paylaştım?.. Hastalığımın ilk günleri... Kemoterapi ve radyoterapiyi aynı anda görüyorum. Çok zor iş! Moralimin bozuk bir gününde Prof. Dr. Fuat Demirelli dedi ki: "Seni gören çocuklar hayata daha sıkı sarılıyor." Şaşırdım! Döndüm baktım 15 yaşında bir çocuk. Belki de ayağı kesilecek, bir daha top oynayamayacak. Bir başka köşede göğüs kanseri olmuş 15 yaşında bir genç kız. Belki de flörtüyle hiç öpüşmemiş. "Doktor" dedim... "Bu çocuklara bir şey olmasın." "Ama" dedi... "Sen onlar için bir umutsun!" İşte o an karar verdim; 'umudun umudu' olmaya...TV'de konuşurken umut oldum. Gazetede yazarken umut oldum. Bana; "Fareli köyün kavalcısı.." deseler de milyonlarca kanserle savaşan ve asla teslim olmayan o cesur insanların önünde yürüyeceğim. Doktorun dediği gibi; "Toplum, yaşamında örnek aldığı insanların başarılarıyla başarılı olur!..." Şunu iyi biliyorum ki arkamdan milyonlar sesleniyor: Sen yendin biz de yeneceğiz! Pardon: Benim savaşım sonsuza dek sürecek. Sizinki de. Ayrıca ben yendim yok. Beraberce savaşacağız bizi sevenlerle birlikte...

Annem Ayşe Sultan Bodrum'da tatilde.. Sabah kalkıyor, "kalbimden rahatsızım" diyor. Ağabeyim Ziya, hemen hastaneye götüreceklerini söyleyince annem kaşlarını çatıp tartışmayan bir sesle kararını bildiriyor; "Beni İstanbul'a gönder. Kazım beni doktor arkadaşlarına götürür, iyileştirir!" Annem İstanbul'a geldi. Kalp Vakfı'ndan randevu aldım... Evden çıktık, Maslak'ı geçtik. Hiç hesapta yokken birden Doktor Doğan Sarıbeyoğlu aklıma geldi. Karım Sevinç'e, "Arabayı sağa kır, TEM yoluna gir" diye bağırdım. Sarıbeyoğlu, annemi muayene ettikten sonra: "Hiç birşeyin yok" dedi. Tam çıkacaktık ki, "Doktor" dedim "Benim basit bir sorunum var. Almanya'da Beşiktaş kampında futbol oynarken çok zorlandım... Düştüm kaldım. Galiba basurum var" dedim. Doğan Ağabey muayene ettikten sonra basit bir operasyonla iyileşebileceğimi, bir gece orada kalmam gerektiğini söyledi. Karım isyan etti: "Hastane odalarından nefret ederim... Bir gün bile kalamam!" (Zavallı kadıncağız, 6 yıldır hastane köşelerinde süründü durdu. Demek ki büyük konuşmamak lazım.)

SENİN İŞİN UZUN
Kısa süren operasyon sonrasında ayıldığımda odada yalnızım. Biraz da kızgın bir ifadeyle içeri giren hemşireye sordum. "Doktorum nerede?" Hemşire acıma duygusu ile yüzüme bakarak, "Senin işin uzun...Bir yere gidemezsin! Biliyorsun sen kansersin" dedi. "Bilmiyordum" dedim. Aksaray'daki Doğaner Hastanesi'nin penceresini açtım. Aşağı baktım. "Şuradan kendimi aşağıya atayım" dedim. "Bu iş biter, hiç kimse de üzülmez..." Pencereyi sonuna kadar açtığım zaman karşımda bir cami ve minare... İmamın o inanılmaz güzellikte ki akşam ezanı... Sonra kendime güldüm. "Dinle Kazım" dedim... "Sen değil misin Beşiktaş son üç dakikaya 3-0 mağlup girse de futbolcuları eleştiren... Hakemin bitiş düdüğü ile maç biter diyen sen değil miydin?! Teslim oluyorsan, kendini aşağı bırak... Teslim olmak yok diyorsun savaşa devam et!.." Pencereyi usulca kapattım. Karım içeri girdi... Sonra da oğlum Mesut! Bir de sevgili doktorum Doğan Sarıbeyoğlu! Yüzlerine baktım hepsinin başı önde. Gözümün içine bakan yok. Annem ise bir köşede bu dramatik tabloyu inanılmaz hüzünle izliyor. Sadece "Bodrum'da hissetim" diyerek. Ana yüreği bu olsa gerek...

PANİĞE GEREK YOK!..
O günden sonra anneme hiçbir şey belli etmedim. Her ameliyat öncesinde basit bir sorunum olduğunu söyledim. (Oysa gazete ve TV'lerden her şeyi izliyordu, her şeyi biliyordu) Yattığım yerden doğruldum ve ağabeyim Ziya'dan öğrendiğim bir sözü söyledim: "Panik yok... Her şey kontrol altında!" Ardından herkesin bana söylemeye korktuğu şeyi ben yüksek sesle bağırdım: "Ben kanserim... Ama iyileşeceğim. Kanseri yeneceğim..." Karım boynuma sarıldı ve "Birlikte savaşıp birlikte yeneceğiz şu kanseri" dedi. Sonra doktorum Doğan Ağabey'i bu gergin ortamda güldürdüm: "Sen Galatasaraylısın. Bir Beşiktaşlı'yı iyileştirmek ister misin?" Doğan Ağabey boynuma sarıldı, çaktırmadan ağlıyordu. Sonra gülümseyen bir yüzle "Hayat ne garip" dedi ve ekledi: "Anneni getirmeseydin, ben basit bir sorunu büyütüp sıkı bir kontrol yapmasaydım, şurada birkaç ay ömrün kalmıştı. Tanrı seni seviyor ve sana bir şans veriyor" dedi. O gün bir şeyi daha öğrendim. Yorgundum, çok çalışmaktan diyordum. Sürekli kilo veriyordum. Yaptığım rejim (Üç beyazı bırakmıştım. 85 kilodan iki ay içinde 75 kiloya inmiştim..) yüzünden diyordum. Tuvalete zor ve kanamalı çıkmamı ise basur olmama bağlıyordum. (Kendim bu teşhisi koydum ya yine kendimce tedavi oluyordum!..) Oysa ben kolon kanseri olmuştum, üstelik bu hastalığın son safhasına kadar gelmiştim. (ve hep doktordan kaçmıştım!..) Doktora sordum: "Ben çok iyi gazeteciyim. Mesleğimde uzmanım. Sen de iyi bir doktor musun?.." "Bana güvenebilirsin Kazım..." "Öyleyse ameliyat ne zaman?" "Yarın sabah."

AZRAİL'E BİR BACAK ARASI
İşte 1999 yılının eylül ayında başlayan o ilk ameliyat ve sonrasında gelen 7 ameliyatla kanserle olan savaşımı verdim. O yetmedi kemoterapi ve radyoterapi destekli savaşımda kansere asla teslim olmadım. Kolonun (kalın bağırsak) yarısını bıraktım, ömür boyu kalostomi hastası oldum. O yetmedi tabi... Karaciğerin dörtte üçünü bıraktım. O da yetmedi... Bu kez akciğerin sol tarafını kaptırdım... O da yetmedi. Son kez böbreğin yarısını teslim ettim. Daha bitmedi efendim... Hem de hastanenin içinde tam üç kez ölümle burun buruna gelip bir bacak arası çalımı ile kurtuldum. Yani bir umudun savaşı... Bir yaşam savaşı... Bu bir kansere asla teslim olmayışımın savaşı... Ey kanser hastalığı savaşan benim kader taşlarım!.. Ey sağlık içinde yaşayan mutlu insanlar!.. Benim bu savaşımı, yani hayata sarılma mücadelemi dinlemek ister misiniz?.. Buyrun efendim!




1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNÜN İÇİNDEN HABERLERİ
 Avşar'dan rekor bağış 100 bin YTL
 Kapkaççılar uykudaydı...
 TV'yi çalmaları 8 saniye sürdü
 Parfüm şakası zehirledi!
 Sahil yoluna ters girdi
 Küçük Azize de kaza kurbanı
 Pirelli galasında Alaş'a büyük ilgi
 Madonna Özpetek hayranı
 Orhan Baba anlatıyor
 Sayısal Loto
REHA MUHTAR
Fatih Terim, Sezen Aksu!.. Bir erkek bir...
MEHMET BARLAS
Bilmem kaçıncı olağan kurultay izlenimleri
Rakipsiz...
İLKER SARIER
Paranın şımarıklığı!
FIFA Başkanı Sepp...
SAVAŞ AY
Sonradan görmeler ve hiç görmemişler
Metin...
GÜLSE BİRSEL
Kadın dövmek mi? Ne cesaret?!
İki hafta önceydi sanırım.
Şanlı.. Şen.. Türk!
Şanlı.. Şen.. Türk!
F.Bahçe, Tuncay Şanlı ile öne geçti. Vestel, Johanna ile eşitledi.
Tuncay golü çok istedi
Tuncay golü çok istedi
F.Bahçe'nin golünde Tuncay 30 metre depar attı, Mehmet Yozgatlı'nın...
CHP'de 'tek adam'
Muhalefetsiz 31'inci Olağan Kurultay'da bin 158 oyla yeniden genel...
Lügatlı savunma
Başbakan Erdoğan, Denizli'de yaptığı konuşmada ulema tartışmasına...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu