|
|
|
|
Ulemaya 'lügatlı' açıklama
Başbakan Erdoğan'dan 'ulema' eleştirilerine cevap: "Açsınlar Türk Dil Kurumu'nun lügatında 'ulema' kelimesinin anlamına baksınlar. Ulema bilginler anlamına gelmektedir".
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz partimizin programına din üzerinden siyaset yapılmayacağını ilke olarak koymuş bir partiyiz. Bizim programımızda var bu. Kimse AK Parti'yi, bu noktada böyle bir suçlamaya gidemez'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Denizli'de Sevindik, Dokuz Kavaklar ve Bakırlı Köprülü Kavşakları Ortak Açılış Töreni'ne katıldı.
Denizli'de son günlerde gündemde olan 'ulema' kelimesiyle ilgili Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"Bakınız günlerdir gündemde maalesef zorla tutulmak istenen bir kelime var. 'Ulema' kelimesi.
Denizli'den şimdi cehalet içinde kıvranan bazılarına duyurmak istiyorum. Açsınlar Türk Dil Kurumu'nun lügatını, açsınlar Milli Eğitim Bakanlığı'nın lügatını, açsınlar diğer lügat ve ansiklopedileri 'Ulema' kelimesinin anlamına baksınlar.
Bunlar şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar. Bunlar kendilerini överken açıklarını ortaya koyuyorlar. Ulema, alim kelimesinin çoğuludur. Alim kelimesi, bugünkü ifadeyle bilgindir. Ulema ise bilginler anlamına gelmektedir. Bunu bilmeleri lazım. Fakat bunlar düne kadar katip kelimesinin de karşısındaydılar. Ama katip kelimesini kovdular yerine sekreter kelimesini koydular. Katip kelimesini bir yerden kovarken Dışişleri Bakanlığımız'ın içinde de hala birinci katipler, ikinci katipler görev yapıyor.
AİHM'nin türban kararıyla ilgili Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şimdi buradan bir şey daha söylüyorum. Avrupa Hareketi Danimarka Şubesi'nde yaptığımız konuşma incelendiği zaman herkes bunu görür. söylediğimiz; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Müslümanlara ait bir örtünme konusuyla ilgili karar verirken, bilirkişi noktasında bu iş konusunda kim konuşur?
İslam dininin bu konudaki yetkili din bilginleri. Onlara sorması gerekirdi. Yani gerçekten bu örtü ideolojik mi, sosyolojik mi yoksa dinin bir gereği mi? Bunu bir sormaları gerekir. Sorduktan sonra da kararını yine Orası verir. Kaldı ki orada şu ifadeyi de söylemişizdir: Biz Onların verdiği karara uyarız. O ayrı bir olay. Ama işin bu yanı saptırılmamalı. Ve Türkiye'de de bunu saptırma yoluna gitmesin. Olay budur. "
|
|
|
|
|
|
|
|
|