kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
"AB süreci hayati öneme sahip bir süreç"
Erdoğan'dan yabancı yatırımcıya davet
"AB süreci hayati öneme sahip bir süreç"
Erdoğan: "Büyük yatırımcılar akın akın gelmeye başladı"

"AB süreci hayati öneme sahip bir süreç"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) sürecinin doğrudan yabancı yatırımlar açısından hayati öneme sahip bir süreç olduğunu belirterek, ''Türkiye açısından bu süreci doğru analiz edemeyenler, Türkiye'nin hala eski yerinde durduğunu sananlar, dünya ekonomisini, sermaye hareketlerini, eski ideolojik reflekslerle dar kalıplarla yorumlamaya çalışanlar, yarın çok geç kalmış olacaklardır'' dedi.

Yabancı Sermaye Derneği'nce (YASED) Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen konferansta konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'de demokratik ortam güçlendikçe faizlerin 3 yılda 56 puan düştüğünü söyledi.

Erdoğan, göreve geldiklerinde nominal faiz oranının yüzde 70 olduğunu, ancak şu anda bu oranın yüzde 14'lere düştüğünü hatırlatarak, her 1 puanlık faiz düşüşünden Türkiye'nin kazanımının 1.5-2 katrilyon arasında değiştiğini bildirdi.

Bunun toplamı ele alındığında 3 yılda Türkiye'nin kazanımının yaklaşık 90 katrilyon Türk Lirası olduğunu dile getiren Erdoğan, demokrasiyle beraber büyüme gerçekleştiği için Türkiye'nin büyük reformlara imza attığını ve AB müzakerelerine başlayacak noktaya geldiğini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, bunların hepsinin bir güvenin, istikrarın ve kararlılığın neticesi olduğunu dile getirerek, konuşmasına şöyle devam etti:

''Eğer kararlılık ve istikrar olmasaydı, siyasi irade bu şekliyle gerçekleşmemiş olsaydı, bugünlere kesinlikle gelemezdik. AB süreci, doğrudan yabancı yatırımlar açısından hayati öneme sahip bir süreçtir. Bu süreci, dünyayı iyi okuyabilen, Türkiye'nin potansiyellerini, imkanlarını iyi gören herkes çok iyi değerlendirecektir. Ben buna inanıyorum. Türkiye açısından bu süreci doğru analiz edemeyenler, Türkiye'nin hala eski yerinde durduğunu sananlar, dünya ekonomisini, sermaye hareketlerini, eski ideolojik reflekslerle, dar kalıplarla yorumlamaya çalışanlar, yarın çok geç kalmış olacaklardır.

Türkiye geri dönülmez bir yoldadır. Türkiye, parlak bir geleceğe emin adımlarla yürümektedir. Doğru yatırımı, üretimi, rekabeti, kaliteyi esas alan bir büyüme trendine girmiştir. Bu yoldan geri dönüş olmayacaktır. Bu kararlılık içinde olan irade, şu anda iş başındadır. Bu yol, güvenin, istikrarın, başarının yoludur. Bu yoldaki başarımızın sırrının ne olduğu, bize en çok yöneltilen sorulardan biridir. Burada açıkça söylüyorum; başarımızın sırrı, kendimize olan özgüvenimizdir. İnsanımızın potansiyelini, ülkemizin dinamiklerini iyi biliyoruz, bunlara inanıyoruz. Halkımıza güveniyoruz, halkımız da bize güveniyor.''

''ÇAĞIN DIŞINDA KALMAK MÜMKÜN DEĞİL''

Bu güven ortamının hiçbir ekonomik cetvelle ölçülemeyecek bir büyük değer olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu, muazzam bir dinamizmi, işgücü potansiyeli ve ekonomik kaynakları bulunduğunu söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin imkanlarını, kaynaklarını Türkiye'ye kazandırmak için hükümetin sağlam bir irade sergilediğini anlatarak, şunları kaydetti:

''Bu irade her geçen gün güçlenmekte, sağlamlaşmaktadır. Bazı farklı sesler çıkabilir. Sakın bunlar sizi yanıltmasın. Her insan yeni gelişmelere aynı hızla intibak sağlayamayabilir. Her zihin, yeni bir duruma aynı süratle intikal edemeyebilir. Ama hiç kimsenin şüphesi olmasın, geriden de gelseler onlar da bir gün mutlaka sizi anlayacaklardır. Onlar da çağı yakalayacaklardır. Çünkü çağın dışında kalmak mümkün değildir.

Tabii ki, her ülkede olduğu gibi kemikleşmiş yanlış anlayışlar var. Ekonomide devletçiliği topluma karşı kullananlar, çağın gereklerini anlamakta ne yazık ki gecikiyorlar. Biz ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Bütünlüklü bir siyaset izliyoruz. Birbirini tamamlayan adımlar atıyoruz.''

Başbakan Erdoğan, aktif ve dinamik bir dış politika yürütürken, bu politikalarının karşılıklı olarak toplumların huzur ve refahına katkısını hesap ettiklerini belirterek, ''Çünkü bunu başaramazsak, bunu halledemezsek, sadece bizler siyasette değil, her şeyden önce ülkemizin kaybına neden oluruz ki, bunun faturasını biz ödeyemeyiz. Tarih bizi asla affetmez'' dedi.

''İNSANI, TOPLUMU ESAS ALAN EKONOMİ YÖNETİMİ''

Ekonominin sadece dinamikleriyle var olan, sadece sayılardan, rakamlardan, grafiklerden ibaret bir bilim alanı olmadığını ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, insanı, toplumu esas almayan bir ekonomi yönetiminin olamayacağını bildirdi.

Erdoğan, bu yüzden yatırım ortamını güven esasına göre düzenlediklerini, teşebbüs hürriyetinin tam olarak hayata geçmesi için bürokrasiyi en aza indirdiklerini, cesaretle yabancı yatırımcıları Türkiye'ye davet ettiklerini kaydetti.

''ÖZGÜVENLE ADIMLARIMIZI ATIYORUZ''

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Biz biliyoruz ki, cesaretini kaybedenler, her şeyini kaybederler. Cesareti kaybetmemek bizim için şart.Onun için de geldiğimiz günden bu yana, özellikle bürokratik oligarşi ile bir mücadelemiz var. Bunu henüz başarmış değiliz. Hala bürokrasi bu noktadaki gücünü koruyor. Belli yerlerde başarılarımız var, ama tamamen bunu başarmış değiliz. Dünyanın neresine giderseniz gidin, bu derdi herkesten dinliyoruz. Ülkemizde de bunu başarmanın mücadelesi sürmekte. Ama bunu biliyoruz ki, yabancı sermaye yabancı yatırımdır. Ama bunu anlamakta direnen bir bürokratik anlayış var. Orada engeller oluşturuyorlar, setler çekiliyor. Öyle bir yaklaşım sergiliyorlar ki, bu yaklaşımı dinleyenler, 'bunlar çok da vatansever,çok da milliyetsever' gibi bir mantıkla onlara alkış tutuyor. Böyle bir yanlış mantık var. O anda siz o ülkenin vatanperveri değil de, tam aksine düşmanıymış gibi takdim ediliyorsunuz. Böyle bir şey olur mu, bu mümkün mü? Buna tabii ki, bizim olumlu yaklaşmamız mümkün değil. Çünkü burada ciddi bir yanlış var. Bu yanlışı biz düzeltmek zorundayız. Bunu da, doğrudan yabancı sermayenin Türkiye'deki bu
yatırımları, inanıyorum ki, bizlerin attığı bu adımın ne kadar doğru ve ne kadar haklı olduğunu zaman içerisinde gösterecektir. Ne getirecektir? Daha çok istihdam, daha çok rekabet, daha çok büyüme, daha çok refah getirecektir. Bu yüzden bazılarının yaptığı gibi korkularla, kaygılarla değil, özgüvenle adımlarımızı atıyoruz.''

(AA)

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Yılmaz Yüce Divan'da
 TBMM'de intihar girişimi
 Mumcu:"Adama dön kendi işine bak" derler
 Arınç: Türban çağdaştır
 Erdoğan'dan düzeltme: Türban etkenlerden biri
 'Askeri darbe çare değil'
 Cumhurbaşkanı için iki zırhlı araç alınacak
MUHARREM SARIKAYA
Vakıflar ve dini azınlıklar...
AB Komisyonu, 2005...
YAVUZ DONAT
Meclis lojmanında cinayet
Pazartesi günü öğleden sonra...
'Yan baktı' diye 6 bıçak darbesi
Yürüyüşe çıkan öğretmen Mehmet Ali Aksoy, kendini aniden kavganın...
Oyuncu değiştirme sonuç vermedi...
Durex'in yaptığı araştırmaya göre, yıllık seks ortalamasında dünya...
Kadir Topbaş'ın eli güçlendi
Kadir Topbaş'ın eli güçlendi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, Göztepe Parkı'na cami ve...
Her protestoda o var
Her protestoda o var
Ankara'da önceki gün gerçekleştirilen YÖK'ü protesto eylemine katılan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu