|
|
|
|
|
|
Halk içinde Hak'la birlikte
Halvetten çıkıp topluma karışarak "Halk içinde Hak'la birlikte olmak" anlamına gelen Celvet'i esas alan Celvetiyye tarikatı adını da makamdan aldı. Tarikatın piri Aziz Mahmud Hüdai'nin kendi yazdığı birçok ilahiyi bestelediği biliniyor.
Tasavvufun ilk dönemlerinde ortaya çıkan ve bir makam adı olan "Halvet" ve "Celvet" zamanla tarikatlara isim oldu. Halvet, Halvetiliğin; Celvet ise Celvetiyye'nin oluşumda önemli bir unsur oldu. Bir Celveti şeyhi olan İsmail Hakkı Bursevi, 'Silsile-i Celvetiyye' isimli eserinde Celvetiyye'nin ilk defa İbrahim Zahidi Geylani'den çıktığını, ancak tarikat olarak Aziz Mahmud Hüdayi zamanında kurulduğunu söylüyor. Halvetiyye'nin bir kolu olan Celvetiye'nin silsilesi İbrahim Zahid-i Geylani'de aynı tarikatın kollarından Zahidiyye, Safiyyüddin-i Erdebil'de
Safeviyye, Hacı Bayram Veli'de Bayramiyye ile birleşiyor. Tarikatın kurucusu Aziz Mahmut Hüdai, "Bizim tarikatımız hem Halveti, hem Celveti" diyerek tarikatının Halvetiyle içiçe oluşunu vurguluyor. Yine Celveti şeyhlerinden Yakup Afvi, Celvetiyye'nin Bayramiye'den doğduğunu söylüyor. Aziz Mahmut Hüdai'nin İstanbul'da çok sayıda müridi bulunuyordu. Ayrıca çeşitli bölgelere gönderdiği şeyhleri sayesinde Celvetiye, özellikle İstanbul, İzmir, Balıkesir, Orta Anadolu ve Balkanlar'da yaygınlaştı. İstanbul Celvetiyelerin, en yoğun olduğu bölgeydi. Balkanlarda en yaygın tarikatlar arasında yer alan Celvetiyye, ikinci merkez konumunda olan Bursa'daise Üftade ve torunları ile İsmail Hakkı Bursevi gibi şeyhler sayesinde son dönemlere kadar geldi.
PİRİ BESTEKÂRDI Aziz Mahmud Hüdai aynı zamanda şair ve bestekardı. Aziz Mahmut Hüdai, kendi yazdığı ilahileri yine kendisi besteleyerek dergahında okuttu. Ardından gelen müzisyenler onun manzumelerinden besteler yaptı. Onun devrinde tekkede aynı zamanda halifeleri olan Hafız Kumral, Şaban Dede gibi ünlü müzisyenler zakirbaşılık yaptı. Celveti şeyhlerinin bir çoğunun müzikle uğraşması tarikatın müziğe verdiği önemi ortaya koyuyor. Asitane şeyhlerinden Divitçizade Mehmet Efendi de 'Talib' mahlasıyla yazdığı ilahileri besteledi. İstanbul dışında Bursa'daki Celvetiler de müziğe büyük önem verdi. Celveti şeyhi İsmail Hakkı Bursevi, Aziz Mahmud Hüdai'nin sazlı ilahileriyle kendi yazdığı şiirleri besteledi. Hz. Ali kanalıyla gelen bir tarikat olduğu için Cehr-i zikri esas alan Celvetiyye'de Aziz Mahmud Hüdai'nin "Tevhid zikri" adıyla anılan kelime-i tevhid zikri uygulanıyor. Derviş zikre kendi durumuna göre üç mertebede ve her birine ayrı ayrı niyet ederek devam ediyor. Bu üç mertebe "Allah'tan mabud yoktur" (la mabüde illalllah), "Allah'tan başka maksadım yoktur" (la maksude illallah) ve "Allah'tan başka sevgili yoktur" (la mevcude illallah) olarak sıralanıyor.
YEDİ İSİMLE ZİKİR Aziz Mahmud Hüdai'ye göre, tarikatta asıl amaç zikre her an devam etmek. Celvetiyye tarikatında esas olan Tevhid zikri olsa da, 1648 yılında vefat eden Aziz Mahmud Hüdai'den sonraki dönemde Halveti zikri olan "Esma-i seb'a"da önemli yer tutuyor. 'Esma-i Seb'a' da Allah'ın yedi ismi-i şerifi olan "la ilahe illallah, Allah, hu, hakk, hayy, kayyum ve kahar söylenerek zikir yapılıyor. Tarikat kurallarına göre, Celveti olmak isteyen mürid adayı istihare, istişare ve abdest gibi ön hazırlıkları yaptıktan sonra şeyhin huzuruna çıkıp elini dizine koyarak oturur ve şeyhi ile beraber üç defa, "Allah'tan ameli, fiili, ve kavli bütün günahlarımın bağışlanmasını dilerim" dedikten sonra yine istiğfar ederek "amentü"yü okur. Ardından şeyh, mürid adayına şunları tavsiye eder: "Her gün 100 defa 'Estağfirullah el-azim' denmeli. Her gün peygambere 100 defa selat ve selam getirmeli. Günde 700 defa 'la ilahe illallah' ve her 20. veya 30. söyleyişte bir defa 'Muhammedün Resulüllah' demeli, mürşidin verdiği evradın dışına çıkmamalı. Sabah namazından sonra güneş iki mızrak boyu yükselene kadar zikir ve tefekkürle meşgul olmalı. İşrak vaktinden zevale kadar, 4-6 rekatlık kuşluk namazı kılmalı. Akşam namazının sünnetinden sonra 6 rekat 'Evvabin"' namazı kılmalı. Gecenin üçte bir vaktinde kalkıp 2-12 rekatlık 'Teheccüd' namazı kılmalı. Pazartesi ve perşembe günleri ile Zilhicce ve Muharremin 10 gününü Recep ve Şaban'ın tamamını oruçlu geçirmeli ve daima abdestli bulunmalı. Abdest aldığı zaman 2 rekat şükür namazı kılmalı. Tövbeye özen göstermeli, Sünnete riayetkâr olmalı, dünya malına tamah etmemeli, az yemeli, az konuşmalı, daima zikirle meşgul olmalı."
|
|
|
|
|
|
|
|
|