|
|
Lütfen görmeyeyim seni bir yerlerde..
Artık hayatımdan çıksan diyorum.. Bu ikili delilik sona erse.. İkimiz için de en hayırlısını diliyorum.. Hiç olmamış gibi davranabilmeyi.. Bu yok ediciliği anlayabilmeyi.. Bir bilsen ne kadar yürekten istiyorum..
Lütfen, Görmeyeyim seni Bir yerlerde karşıma çıkma Konuşmayalım, takışmayalım Ne olursun...
Daha fazla tükenmeye takatim yok...
Bir parça, bu kadar damardan girer mi insanın içine... Bitmeyen, ama her gün adım adım tüketilen bir aşk böylesine güzel, böylesine içten, böylesine dürüst anlatılabilir mi?.. Sezen'in, Halil Koçak'la yazdığı bu sözler bütün bir yaz her yerde, her gece kulübünde dillerdeydi... Ne zaman ki Sezen "Lütfeen" diyordu... Herkes en içinden gelen sesle haykırıyordu... Lütfeenn, Görmeyeyim seni, Bir yerlerde karşıma çıkma, Konuşmayalım, takışmayalım Ne olursun... Bir türlü bitirilemeyen, bir türlü sonlanmayan aşklar vardır hani... Meğer ne çokmuş dilde bitirilip, kalpte bir türlü bitirilemeyen aşklar... Meğer ne çok insan, karşılaşmaktan kaçarmış, o sevgiliyi bir başkasıyla görürse yaralanırmış... Meğer zırt pırt sevgili değiştirmenin güzellikleri nasıl yok olmuş da, eski sevgiliyi bir başkasıyla görmek böylesine insana koyar olmuş... Sezen'in bu parçası neden herkesin dilinde?.. Çünkü Sezen'in şarkısıyla birlikte, herkes kendini anlatıyor da ondan... Yıllar önce, bir psikiyatristin kitabında okumuştum: "Erkekler, cinsel özgürlüğün gelmesini çok istiyorlar... Bilmiyorlar ki o özgürlük geldiğinde en büyük acıyı onlar çekecekler... Çünkü artık onların olan bir kadın kalmayacak ortada..." Tabii kadın için de erkek... Ne diyordu Sezen? Lütfeen, görmeyeyim seni bir yerlerde.. Karşıma çıkma, konuşmayalım, takışmayalım.. Ne olursun...
|