kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Son viraj

Almanya seçiminin sonuçlarına getirilen yorumlar biraz AB'nin genel halini de anlatıyor. Toz duman yatıştıktan sonra sonuçlara bakıldığında, AB'nin dinamo ülkesinin önümüzdeki en az dört yılı siyasi kriz veya kilitlenmeyle geçireceği anlaşılıyor. Alman seçmeni ekonomide köklü değişim gereğiyle, elindeki hakları muhafaza etme arasında seçim yapamadığından, Alman ekonomisini prangaya vuran atalet
daha bir süre devam edecek.
Kimi gözlemciler bu seçimde ortaya çıkan beş partili tablonun Almanya'da yeni bir siyasi mevzilenmenin başlangıcı anlamına geldiğini de savunuyor. Bu durumda ise Almanya'nın krizinin, siyasi alana hakim olacak bir hareket çıkana kadar süreceğini söylemek mümkün. Almanya'nın kilitlenmesi, AB'nin de bir bütün olarak ileriye yönelik hamleleri yapamayacağı anlamına geliyor.
Komisyon Başkanı Barosso'nun telaşını da bu şekilde değerlendirmek gerekiyor.
Almanya'nın krizi, Fransa'nın kimlik bunalımı ve idraksizliği ile birleşince daha yakın ve sıkı bir Avrupa'nın kurulması ihtimali giderek zayıflayacak. Daha çok İngilizler'in tercih ettiği türden gevşek bir Birliğin şekillenmesi ihtimali ise artacak. Bu arada AB'nin ortak bir dış politika oluşturma, kendini dünyada daha fazla rekabet edebilir konuma getirme ve güvenlik sorunlarına daha ciddi eğilme gibi zorunlulukları da ortadan kalkmayacak.

Fırtına,
merkez ve ilkesizlik
Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin AB açısından ne denli önemli olduğu da rahatlıkla anlaşılıyor. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri seçkinlerinin yaptığı gibi Türkiye'nin seçkinlerinin de, AB'nin geleceğiyle ilgili konularda çok daha yaratıcı k atkılarda bulunabileceklerine kuşku yok. Neşe Düzel ile yaptığı söyleşide emekli büyükelçi Cem Duna'nın da vurguladığı gibi, aslında Türkiye üzerinde kopan fırtınanın kendisi bile Türkiye'nin AB'nin ta merkezinde yer aldığını gösteriyor.
Tam da bu nedenle Kıbrıs konusu üzerinden müzakere sürecinin üzerine düşen gölgeyi anlamak güç. Daha da ileri gidilecek olursa, Kıbrıs üzerinden Fransa'nın ve bir ölçüde Avusturya'nın sergilediği ilkesizliğin insanı sinir küpü haline getirmemesi imkansız. Rumlar'ın hadlerini çok aşan taleplerinin, hele Kıbrıs Türkleri'ne verilen sözler yerine getirilmemişken bu denli destek bulmasında büyük bir haksızlık var.

Müzakerede
yeni kriz ihtimali
Ancak geriye dönüp bakıldığında hükümeti etkileyen ve yanlış şekilde yönlendiren devlet içi ve dışı etkili kesimlere kızmamak da mümkün değil. Önce Gümrük Birliği'nin Kıbrıs'ı kapsamayacak şekilde genişletilmesi ardından da Gümrük Birliği deklarasyonunun yayınlanması sonuçta Rumlar'ın ve Türkiye karşıtlarının eline hayâl bile edemeyeceği bir koz vermekten başka işe yaramadı. Türkiye kendi açısından önemli olan Kıbrıslı Türkler'in haklarını elde etme yönünde baskı kuracağına, Rumlar'a yönelik, başarılı olamayacağı bir taktiği yeğledi.
Büyükelçi Cem Duna, deklarasyon konusunda bir kaygıyı dile getiriyor. Türkiye kendi deklarasyonunda kendi pozisyonunu ortaya koymuştu. Halbuki AB deklarasyonu, müzakere öncesinde tanınmayı zorunlu kılmasa bile, yetkili organlara bazı işlerin takipçisi olma görevi veriyor. Müzakere sürecinde bu nedenle yeni krizler yaşanması ihtimali de artıyor.
Son tahlilde yapısal gereklilikler TürkiyeAB ilişkilerinde hep baskın çıkacaktır. Tarafların birbirilerine ihtiyacı itiraf edemeyecekleri ölçüde fazladır. Hepsinden önemlisi, kendine güvenen ve geleceğini kurmak üzere siyaset üretebilen bir Türkiye'nin AB'ye, bölgesine ve küresel düzene katacağı çok şey vardır. Tüm bunlar da Kıbrıslı Rumlar'ın küçük çıkarlarına ve paranoyalarına herhalde feda edilmeyecektir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Almanya'yı yakından izlemek lazım   / 20-09-2005
 Kader seçimleri   / 15-09-2005
 25 yıl sonra   / 11-09-2005
 Fırtına biçmemek   / 08-09-2005
 Kırılma   / 04-09-2005
 Komplolar   / 01-09-2005
 Eylülün gölgesi   / 28-08-2005
 Tercih zamanı   / 25-08-2005
 Gazze'den sonra   / 21-08-2005
 Kürtler'le dans   / 18-08-2005
SOLİ ÖZEL
Son viraj
Almanya seçiminin sonuçlarına...
Şampiyon Beşiktaş olur
Şampiyon Beşiktaş olur
Kartal'ın 'Dünya Şampiyonu' etiketli Sambacısı Kleberson, "Bu...
Halt ettiniz
Halt ettiniz
Taciz, doping, şike derken sonunda olan oldu. Uluslararası Halter...
Celal Doğan yeni partiyi kasım ayına kadar kuruyor
Celal Doğan yeni partiyi kasım ayına kadar kuruyor
Celal Doğan, kurmayı tasarladığı partiyi tanıtmak için SABAH'ı...
'PKK işi ilke değil zaman meselesi'
ABD Dışişleri Bakanı Rice "PKK'ya karşı harekete geçmek için uygun...
Kira artışları enflasyon oranına bağlanıyor
Alışverişten iş hayatına günlük ekonomik ilişkileri düzenleyen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu