|
 |
 |
 |
 |
|
Bilme zevkini uyandıran bir program vaat ediyoruz
Fatih Altaylı'nın 11 yıldır yayınlanan ve artık bir marka haline gelen programı 'Teke Tek', bu akşam 23.15'de yeni adresi atv'de başlıyor. AB görüşmelerine bir hafta kala Başbakan Erdoğan'ı konuk eden Altaylı, terörden yolsuzluklara kadar gündemdeki her şeyi soracak.
TÜRKİYE'NİN en 'ağır' devlet adamları da konuk oldu; en üst düzey yetkilileri de... Deprem de masaya yatırıldı; şöhret peşinde koşanların girmek için can attığı 'yalan dünya' da... Spor camiası da tartışıldı; ekonomi dünyası da... Gündemde olan her şey konuşuldu ama gündem de yaratıldı... Kimi zaman çok gülündü, kimi zaman hararetli tartışmalar yaşandı... Ama en çok Başbakan Erdoğan'ın programa katılması eleştirildi! 1995 yılından bu yana Türkiye'nin en çok tartışılan ve tartıştıran programı Teke Tek bu akşamdan itibaren atv'de yeniden başlıyor. Hürriyet'ten Sabah'a geçişiyle birlikte 11 yıldır hazırlayıp sunduğu programı da adres değiştiren Altaylı; bu değişiklikten çok memnun.
* Öncelikle, bu adres değişikliği sizin için ne ifade ediyor?
Bu üçüncü adres değişikliği aslında. Kanal D'de başladık. O zaman Kanal D'nin sahibi Doğuş Grubu'ydu. Karayolları yolsuzluğuyla ilgili bir program yaptık. 11 ya da 12. programımızdı. Bu yolsuzluk içerisinde o dönemde Doğuş İnşaat'ın adı geçiyordu. Onun üzerine Kanal D'deki işimize son verildi. Show TV'ye geçtik. Bir yıl orada yayınlandı. Orada da bir şey oldu, Erol Bey bize kızdı, 'Programa ara verin' dedi. 'Vermiyoruz' deyip Kanal D'ye geçtik. 96'dan beri Kanal D'deydik. Bizim gibi gazeteciler için gazetedeki ya da ekrandaki logonun bir anlamı yok; her zaman yaptığımız şeyi yapıyoruz. Teke Tek aynı Teke Tek, belki dekoru değişecek, köşede atv logosu olacak. İşin özünde atv'de olmak mutluluk yaratacak çünkü atv televizyon dünyasında en saygın bulduğumuz, prestijli, Ali Kırca'dan kaynaklı bir ağırlığı olan, Siyaset Meydanı gibi başka bir klasiğe sahip bir kanal...
İZLEYİCİ YADIRGAMAZ
* İzleyiciniz açısından fark eden bir şey olur mu?
Hayır, yadırganacağını zannetmiyorum. İki kanalın da izleyicileri çok yakın aslında. Ayrıca, program bağımlılığı diye bir şey var. Mesela Kurtlar Vadisi... Teke Tek... Kanal logolarının altında bir marka bunlar. O yüzden hangi kanalda yayınlanırsa yayınlansın izleyici bulacaktır.
* Programın formatında bir değişiklik olacak mı?
Başlangıçta 'Seyircili mi yapsak' diye düşündük ama seyircinin hem konuk hem izleyici konsantrasyonunu bozduğunu düşündük. Bazen 'şirazesinden çıkarıyor' derler ya, seyirci bunu yapabiliyor. Bizim siyasi konuklarımızın çoğu seyircili programdan haz etmiyor. Biz de çoğunlukla siyasetçi ağırladığımız için vazgeçtik. Bir tek değişiklik olacak; Teke Tek'te her zaman bir konuk olurdu; Cine 5'te benim bulduğum, daha doğrusu bir Fransız kanalından çaldığım 'Başka Yerde Yok' programının formatını kullanacağız; yani birden çok sayıda konuk olacak.
* Neden bu değişikliği istediniz?
Her zaman 1-2 saat konuşacak bir konuk bulmanız mümkün değil. O hafta gündemde olan 3-4 konuk çağıracağız. Program 1.5 saat sürecekse, biri gelip biri gidecek. Başbakan veya Dışişleri Bakanı gelirse 1.5 saat konuşuruz ama bazen öyle bir konuk geliyor ki, 15'inci dakikadan sonrası lüzumsuz!
* 10 yılı aşkın süre aynı formatta program yapmak sıktı mı sizi?
Evet, açıkçası sıktı. Zaman çok önemli değil aslında. Larry King mesela, 20 senedir aynı programı yapıyor, dekoru bile değişmedi. Bazı programlar değişmez, 20-30 sene aynı şekilde yapılır. Türkiye'de böyle bir istikrar yok, insanlar sıkılıyorlar. Onun için değişiklik yapmak gerekiyordu. Biz bir ara değiştirmiş; seyircili formata dönmüştük ama ben sinirli bir adamım, bazen geriliyorum. Sonra bazı bantları seyrettim; seyircileri fırçalıyorum, seyirciyle tartışıyorum, seyirci bir şey söylüyor, ben konuğa bağırıp çağırıyorum falan... (gülüyor).
UTANÇ DUYMUŞTUM!
* Üzüldüğünüz, sonradan utandığınız bir anı var mı?
Bir tane var. Bir adam 'Annenizin bilmem nesi' falan diye bir olay anlatıyor; ben de 'Siz bırakın benim anamı kendi ananıza bakın' filan diyorum (kahkahalar atıyor). Bunu Kanal D'nin 10. kuruluş yıldönümünde Başbakan'ın önünde seyrettik, çok utandım. Televizyonda böyle şeyler oluyor ama sevindiğim bir şey var; benim ağzımdan laf kolay çıkmasına rağmen 12 senedir yanlış bir şey söylememişim. Çünkü uzun soluklu program yapanların ağzından zaman zaman abuk sabuk laflar çıkabiliyor, Mehmet Ali Birand'ın bile çıkıyor. Bir tek Uğur Dündar'dan çıkmadı, o da canlı yapmıyor programını zaten!
* Malum, Türkiye'de izleyici ya magazin izliyor ya da dizi! Sizse bir tartışma programı izlettirmeye çalışacaksınız. O saatte ne vaat edeceksiniz izleyiciye?
Vaat edeceğim şeyler basit; bizi izlerseniz Türkiye'nin nereye gittiğini, Türkiye'de ne olup bittiğini daha iyi öğrenirsiniz. Yani çocuklarınızın geleceğiyle ilgili fikir sahibi olursunuz, oyunuzu kullanırken önünüzü görürsünüz. Teke Tek'i seyreden adam ertesi sabah Türkiye'nin gündemine farklı bir bakışla yaklaşmayı öğreniyor. Sırf Teke Tek değil, 32. Gün seyreden de öyle, Siyaset Meydanı seyreden de... Kişisel olarak insanda bilme zevkini uyandırıyor. Televole'yi seyredersen kim kiminle yattı, kim kiminle çıktı onu öğrenirsin. Bunu bilmenin kime ne faydası var?
* Teke Tek'te magazin olmayacak mı?
Magazine karşı değilim ama 'kim kiminle yattı' düzeyindeki magazine karşıyım. Elbette ki şöhretlerin hayatı dünyanın her yerinde insanın ilgisini çeker. Ama bu bununla yattı bununla kalktı, masa devirdi, şampanya açtı... Bu magazin değil; ucuzluk! İşte Gamze Özçelik olayını hepimiz yazıyoruz; ama bu salt magazin değil, hukuki boyutu var, insan hakları boyutu var, kadın hakları boyutu var. Bu magazine kim hayır diyebilir?
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
