Dolar dün 1.37 YTL barajını aştı, borsa günü yüzde 1.27'lik kayıpla kapattı. Bono faizi ise yarım puan yükselerek 16.31'e çıktı.
Piyasada cari açık, değerli TL ve yükselen petrol fiyatları nedeniyle gelişen endişe, dün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in açıklamalarıyla sürdü. Fitch, dünkü açıklamasında Türkiye'nin AB'ye katılımıyla ilgili politik faktörlerin ülke notları açısından risk oluşturduğunu ve bunun güçlü olan makroekonomik görünümü gölgeleyebileceğini ifade etti. Piyasanın günü ekside kapatmasında uluslar arası borsalarda devam eden satış trendinin yanı sıra ABD'de yüksek açıklanan enflasyon verileri de etkili oldu. Dolar 1.37 YTL'yi aşarken borsa ilk seansı 27.786 puandan kapattı. İkinci seans toparlanan endeks günü yüzde 1.24 kayıpla kapattı.
ENFLASYONİST BASKI YTL gün sonunda dolar ve euro karşısında gerileyerek sırasıyla yüzde 1.34 ve 0.97 değer kaybetti. 2004 sonundan itibaren liranın dolara göre değer kaybı yüzde 1.64'e yükselirken, Euro karşısındaki değer artışı da yüzde 9.18'e düşmüş oldu. Bono piyasasında faiz yarım puan arttı. Analistler yaklaşık 10 gündür süren yabancı yatırımcı satışlarına dün yerli yatırımcıların da katılmasının önemli olduğuna dikkat çekiyorlar. Doların yükselmesinde ABD Merkez Bankası'nın faiz oranlarını arttırmaya devam edeceği beklentisiyle, Euro karşısında değer kazanması da etkili oldu.
Uluslararası para piyasalarında, dolar- Euro paritesinde bir ara Euro, son iki haftanın en düşük seviyesi olan 1.2282 dolara kadar gerilerken, daha sonra 1.2298 dolardan işlem görmeye başladı. Doların değer kazanmasında, Tüketici Fiyatları Endeksi verilerinin yüksek çıkması, enerji maliyetlerinin artmaya devam etmesi sonucu, ABD Merkez Bankası'nın faiz oranlarını arttırmaya devam edeceği beklentisi etkili oldu. ABD'de Temmuz ayında üretici fiyatları da enerji maliyetleri önderliğinde yüzde 1 ile beklentilerin üzerinde artarken, gıda ve enerji fiyatlarının dışarıda bırakıldığı çekirdek endeks de yüzde 0.4 artışla beklentileri aştı. Açıklanan bu veriler, ABD'de enflasyonist baskıların ortaya çıkmasının sinyali olarak görüldü. Piyasalardaki gerilemeyi yatırım fırsatı olarak değerlendiren analist ve kurumlar da var. Morgan Stanley AB'nin, müzakere için gerekli tüm teknik şartlarını gerçekleştiren Türkiye'nin, AB ile müzakerelerinin planlandığı gibi 3 Ekim'de başlayacağını bildirdi. Morgan Stanley analizinde, Türkiye'deki yapısal değişimin, bazı piyasa oyuncuları tarafından kaygı konusu olarak görüldüğü hatırlatılırken, AB'deki gelişmelere karşın ekonomik verilerde hiçbir bozulmanın görülmediği, bu değişimin yatırım imkanları açısından bir fırsat olarak görülmesi gerektiği vurgulandı.