|
|
|
|
|
|
'Hayata Dair' benim masumiyetimi yitirmediğimin kanıtı
Kendini artık tamamen müzik ve edebiyata vereceğini söyleyen sanatçı Zülfü Livaneli, siyasette payına düşeni aldığını düşünüyor: Özellikle hep aşağı inen asansörleri tercih ettim... Siyaset yordu ama sanatımı olumsuz etkilemedi. Ve şimdi bu albümle hâlâ masumiyetimi koruduğumu anlamış oldum.
Yok, artık siyaset yapmayacak, bundan sonra sadece müzik ve edebiyat olacak hayatında... 10 yıldır albüm yapmıyordu ama bunun nedeni siyasi platformda yer alması değildi, sadece içinden beste yapmak gelmiyordu... Yoksa siyaset sanatını olumsuz mu etkilemişti? "Hayır tam tersine. Herhalde olumlu etkiledi ki bu albümü yapabildim. 'Şeytan azapta gerek' derler ya..." diye cevap veriyor gülerek... Zülfü Livaneli, eskiden olduğu gibi bundan sonra da müziğiyle kitleleri bilinçlendirme, gençlerin dünyaya daha doğru bakabilmelerini sağlama misyonunu devam ettirecek. Uzun bir aradan sonra çıkardığı 'Hayata Dair' isimli albümü de bunun ilk kanıtı. Ama Livaneli'nin bu albümde kendine kanıtladığı daha önemli bir şey var: "Bu albüm bana 59 yaşında masumiyeti kaybetmediğimi kanıtladı. Türkiye çok sertleşti, insanlar içlerine kapandı, çok kavga var. O kavga basında, sanatta, sokakta, iş yerinde var. Herkes birbirinin gözünü oyacakmış gibi. İşte bu ortamda ben hâlâ masumiyetini ' yitirmemiş olmadığımı görmenin bir hediye olduğunu düşünüyorum..." 300'ün üzerinde şarkı, yurtiçi ve yurtdışında verilmiş binlerce konser, 3 film, 11 kitap, film müzikleri ve konser kayıtlarının da olduğu toplam 30 albüme imza atan Zülfü Livaneli 'Hayata Dair' isimli yeni albümüyle kendisini yeniden doğmuş gibi hissetiğini söylüyor.
* 10 yıl sonra nihayet yeni bir Livaneli albümü... Niçin bu kadar beklediniz? İşim vardı ya da başka meşguliyetlerim vardı, gibi bir cevabı yok bunun. İnsanın içinin birikmesiyle ilgili. Ben bir ses sanatçısı değilim ki, birbuçuk iki yılda bir albüm yapayım. Benimki, kendi bestelerimin çıkmasına bağlı. Bestelerim benim hayatımı, içinde bulunduğum toplumu, ortak duyarlılıklarımızı anlatıyor. Yeni parça olmadığı zaman ben de yeni albüm yapmıyorum. Hayatımda böyle dönemler olmuştur; bazen her yıl üst üste albüm yapmışımdır, bazen de üç beş yıl yapmamaşımdır. Demek ki, bir değişim vardı içimde, besteler olmuyordu. Geçen yazdan bu yana baktım, parçalar çıkıyor... Sonunda bunlar olgunlaştı ve görücüye çıkacak hale geldiler. Ben de stüdyoya girdim. Bundan sonra, mesela yine 10 sene bir şey olmayabilir ya da kendimi anlatma ihtiyacı duyabilir ve yine stüdyoya girebilirim.
MÜZİSYENLER BAYILDI * Bu kadar ara verdikten sonra 'güzel bir albüm' oldu mu, içinize sindi mi? Benim çok içime sindi. Çok içten bir albüm bu. Doğrudan bir yürekten çıkıp diğer yüreklere ulaşan bir albüm. Üç şey çok önemlidir müzikte. Bir: Müzisyenler beğenecek, onlar kül yutmaz. Stüdyo çalışmaları boyunca müzisyenlerden büyük övgüler aldı albüm. O beni çok memnun etti.
* Ne dediler? Bestelere bayıldılar. "Tamamen o eski Livaneli parçaları başka bir havada yakalanmış" dediler. O müzisyenlerin takdirleri beni çok memnun etti.... Müzikte ikinci önemli şey geniş halk kitlelerinin çok sevmesidir. Üçüncüsü de zamana dayanmasıdır. O açıdan ben kendimi çok şanslı görüyorum.
* Bu albümün farkı ne? 1978'de "Nazım'ın Türküsü" çıktığında, 52 hatfalık senede, 51 hafta liste başı kalmıştı. O dönemlerde sürekli yeni besteler patladı ve halkın malı oldu. Buradaki besteler de aynı tadı veriyor bana. Demek ki, o duyarlılık ve içtenlik noktasını tekrar yakalamışım. Fransızlar gazetelerde soruşturma yaparlar sanatçılar arasında; "Masumiyetinizi koruyor musunuz?" diye çok önemli bir soru vardır. Çünkü insanlar genç yaşlarında müthiş bir masumiyet, iyi niyet ve dünyayı değiştirme isteğiyle hayata bakar, böyle ürün verirler. Sonra yavaş yavaş ekonomik şartlar, çektikleri acılar içinde sertleşir ve sertleştikten sonra da o masumiyet yerini kurtlaşmaya bırakır.
* O masumiyete mi döndünüz? O masumiyeti yitirmediğimi anladım. Bu kadar politik mücadele, bu kadar olaylar, ki benim de kolay bir hayatım olmadı; hapisler, sürgünler, kıskançlıklar, çekememezlikler... Şimdi 59 yaşında masumiyetini yitirmemiş bir Zülfü Livaneli insanların karşısına çıkıyor. Bu albüm masumiyetimi yitirmediğimi ispat ediyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|