kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Diz kapağımıza bile gelemeyen sularda kulaç atmayız
Diz kapağımıza bile gelemeyen sularda kulaç atmayız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bazılarının ezberi, alışkanlıkları küçük meselelere odaklı olabilir ama artık, dizkapağımıza bile gelmeyen bu küçük sularda biz kulaç atamayız'' dedi.

Başbakan Erdoğan, İsrail ve Filistin'i kapsayan Ortadoğu ziyaretin, başkaları istediği için değil, tarihi, milli, insani ve bölgesel mecburiyetlerin gereği olarak yapıldığını herkesin bilmesini gerektiğini söyledi. Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, dışpolitika konusunda bilgi verdi.

Çeşitli zeminlerde, çeşitli mahfillerde resmin bütününü göremeyenlerin, ''körün fili tarifi gibi, tuttukları yeri esas alarak daha ziyade komploya dayanan değerlendirmelerde'' bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''Oysa resmin bütünü bize daha fazlasını anlatmaktadır. Türkiye, tarihinin ve coğrafyasının gereklerine uygun bir dış politikagüzergahında emin adımlarla ilerlemektedir'' dedi.Türkiye'nin bir yandan Avrupa Birliği üyeliği sürecinde geldiği nokta, diğer yandan küreselleşme esasında yeniden yapılanan dünya sistemi içindeki konumu ile uluslararası politikada itibarlı bir aktörolma vasfını her geçen gün daha da pekiştirdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:''Türkiye, küresel ve bölgesel meselelerde inisiyatif alan, bölge ve dünya barışına katkı yapan ülke kimliği ile tarihi misyonuna sahip çıkmaktadır.

Dış dünyadaki bu güç, bu itibar, esas itibarıyla içeride sağlanan istikrarın ve kaydedilen gelişmelerin bir neticesi, bir yansımasıdır. AK Parti hükümetinin ülkemize kazandırdığı istikrarlı gelişme çizgisi,Türkiye'nin dış politikadaki hareket kabiliyetini artırmış, saygın ve çok boyutlu bir dış politika için elverişli bir zemin sağlamıştır.Demokratikleşmede, özgürlükler bahsinde, ekonomik alanda yaşanan gelişmeler, sadece içerideki istikrara hizmet etmemiş, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası politikadaki gücünü, güvenilirliğini tahkim etmiştir.

Bazılarının ezberi, alışkanlıkları küçük meselelere odaklı olabilir ama artık, dizkapağımıza bile gelmeyen bu küçük sularda biz kulaç atamayız. Bu küçük sularda debelenmek isteyenler işlerine, alışkanlıklarına varsın devam etsinler. Biz, çıtayı en yüksekte tutarak, ülkemize sonuna kadar güvenerek ertelenmiş meselelerimizi tarih ve medeniyet perspektifinden çözme kararlılığındayız.''

İSRAİL-FİLİSTİN ZİYARETİ

İsrail ve Filistin'e yaptığı ziyarete değinen Erdoğan, ziyaretin, ikili ilişkileri geliştirme, İsrail-Filistin sorununa çözümde katkıda bulunma, bölgesel barışı sağlama ve uluslararası camiadaki barış ivmesini teşvik etme amaçlarıyla önceden belirlenmiş bir plan çerçevesinde gerçekleştirildiğini söyledi. ''Bu ziyaret, yeni planlanmış değildir'' diyen Başbakan Erdoğan, ancak medyada, ziyaretin ''duymaz uydurur kabilinden, birçok kurusıkı değerlendirmeler'' yapıldığını söyledi.

'MARJİNAL KALMAYA MAHKUMLAR...'

Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bunlar çok çirkin, ayıp yaklaşımlar. Zira, hükümetin, bu ürettiği sinerjiyi hazmedemeyen tipler, şunu bilsinler ki bu sinerji salt hükümetin sinerjisi değildir, bu sinerji Türk Milleti'nin sinerjisidir. Bu medeniyetin bize yüklediği bir görev ile yapılmaktadır, bu medeniyetten aldığımız o ilham ve heyecanla yapılmaktadır.

Bu günlerde, özellikle ülkemizdeki bir araya gelişler ve ülkemizin çevre ülkelere, bu derece süratle intikal edişlerinin altında yatan gerçek budur. Bunu kalkıp ilgisiz alakasız yerlere çekmek gerçekten çok çirkindir. Bu süreç, yılbaşında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün İsrail ve Filistin'e göndermekle başlamıştır. Bunu çok çok hafife alan, adeta bunu 'randevu planlamaları için atılmış adım' diye göstermek isteyenler, bilsinler ki bu ülkede marjinal kalmaya mahkumlardır. Bu zihniyetler, bu ülkede prim yapmayacaktır. Bu millet gerçekleri çok yakından takip etmektedir, görmektedir.''

Bazılarının, bu ziyareti, ''kısa vadeli taktik amaçların bir neticesi şeklinde değerlendirmek eğiliminde'' olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Şunu herkes bilmelidir ki bu ziyaret, başkaları istediği için değil, tarihi, milli, insani ve bölgesel mecburiyetlerin gereği olarak yapılmıştır'' dedi.

Türkiye'nin, Arafat sonrası bölgede ortaya çıkan yeni durumun karşısında inisiyatif almaya talip olduğu için bölgeye gittiğini anlatan Erdoğan, bu ziyaretin, aynı zamanda, dış politikadaki perspektifin de bariz bir göstergesi olduğunu belirterek, artık Türkiye'nin dış politikasının, kriz odaklı değil, vizyon odaklı, ön alıcı bir dış politika olduğunu kaydetti.

DIŞ POLİTİKA PERSPEKTİFİ

Bu dış politika perspektifinin birinci halkasında komşu ülkelerin yer aldığını, Irak hariç bütün komşu ülkelere ziyaretler gerçekleştirildiğini anımsatan Erdoğan, bu çerçevede Irak'a Komşu Ülkeler Toplantısı'nın 8.sinin de geçen hafta İstanbul'da yapıldığını hatırlattı.

Irak halkına destek vermeyi, komşu ülkeleri ortak bir platformda, ortak bir tavırda buluşturmayı, Irak temelinde bölge istikrarını sağlamayı ve uluslararası planda ortak bir ses oluşturmayı amaçlayan bu inisiyatifin, BM tarafından da tanındığına işaret eden Erdoğan, ''Ayrıca İstanbul'daki toplantıya Birleşmiş Milletler temsilcisi yanında, ilk defa Arap Birliği, İslam Konferansı Örgütü ve Avrupa Birliği temsilcileri de katılmıştır'' dedi.

İkinci halkanın, tarihi ve kültürel bağların kuvvetli olduğu coğrafyaları tesis etmek olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:''Bu çerçevede daha önce Bosna Hersek'e, Arnavutluk'a, Afganistan'a gittik. Filistin ziyaretimiz de bu anlayış çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu ziyarette, birçok gerçekleri yerinde tespit imkanı bulduk. Şunu gördük ki özellikle Filistin açısından atılması gereken bir çok adımlar var. Bunları hep birlikte atmaya mecburuz. Bu adımları sadece Türkiye'nin değil, tüm ülkelerin buna yaklaşımını gözden geçirmek suretiyle ilgi duyması gerekir.

Adeta açık bir hapishane halinde olan Filistin bu halde bırakılmamalıdır. Özgürlüklerin konuşulduğu bir dünyada, dünya milletleri buna böyle bakmamalıdır. Ve dünya ülkeleri ile olan iletişimi bu derece kısıtlanmış olan bir ülkenin, ne halde olduğunu, hep birlikte tasavvur ediniz, düşününüz.
Bu konuda, bizler inisiyatif almayacağız da kim alacak? Netice alıp almamak meselesinden öte, biz bu yolda samimi adımlarımızı atarızve taraflarla samimi bir şekilde görüşürüz. Bu samimi görüşmelerimiz neticesinde alacağımız netice, o takdir planı içerisindedir. Ama bizim, görevimizi yapmanın mutluluğunu duymamız lazım. Onun için de çaba göstermemiz gerekiyor. BM nezdinde olsun, ülkeler nezdinde olsun bu çabayı göstermek durumundayız.

Eğer bunu yapmazsak tarihi sorumluluktan kurtulamayız, insani sorumluluktan kurtulamayız. Onun için bu adımları atmak mecburiyetindeyiz.

Ayrıca dış politika perspektifimizin giderek genişleyen halkaları,Türkiye'yi küresel bir aktör konumuna taşımaya yöneliktir. Avrupa Birliği ülkeleri, ABD, Çin, Rusya ve Japonya ziyaretlerimiz de küreselgüçlerle olan yapıcı ilişkilerimizin bir neticesidir. Hükümetimiz sadece iç siyasette değil, dış siyasette de ezberi bozan politikalar izlemektedir. Türkiye, inisiyatif alan, aktif dış politikasıyla Kıbrıs'ta, Ermenistan ile ilişkilerde, Ortadoğu'da tarihi problemleri çözme yönünde önemli mesafeler kat etmiştir.''

CHP'YE YANIT

Hafta içinde, anamuhalefet CHP'nin bir mesubunun, TBMM kürsüsünden ''çok çirkin bir değerlendirmede bulunduğunu'' bildiren Erdoğan, şunları söyledi:''Bu çirkin değerlendirmenin hukuki zemin şüphesiz ki tahkim edilecektir. Ama şunu unutmayalım ki hiç bir zaman hukuka, edebe adaba uymayan ifadeleri bu ülkenin iktidar partisi için kullanmaya hiç kimsenin gücü, aklı, dili yetemez. 'Ülkemizi satmak' gibi bir ithamın altında iktidar partisi olarak kalmamız mümkün değil. onun için CHP'nin bunu gözden geçirmesi gerekir, bunu değerlendirmesi gerekir. Bu edebe, adaba sığmayan ve bu ülkenin evladı ise önce AK Parti'den özür dilemek zorundadır. Bu iktidarın nasıl bir Türkiye aldığı ortadadır. Eğer bu olaylarda, duygusallıklarla bu ifadeler kullanılacak olursa, o zaman kendileri çok daha büyük ithamların altında kalırlar. Ama asla AK Parti grubuna böyle bir ifadeyi kullanma yetkisini kendisinde bulamaz.''

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Tartışmayı noktalayalım
 Teziç: Bumin hukuki gerçeği ortaya koydu
 Erdoğan: Gerilim politikacısı değiliz
 'İstediğinizi yapamazsınız'
 Tepkinin zararını görürler
 Niçin konuştu ilgilenmem
 Erinç: Yasayla ilgili endişemiz sürüyor
 AB ile değişeceğiz TSK da değişecek
 AİHM'de kritik dönem
MUHARREM SARIKAYA
Çiçek: İşin ölçüsü kaçtı...
TBMM Başkanı Bülent...
YAVUZ DONAT
İktidarın "güven" sorunu
2002 seçimleri öncesinde...
Yılmaz deliği hiç tutturamadı!
Opet Golf Cup 2005'in ödül töreninde Cem Yılmaz, çevresindekileri...
Hayata yeniden merhaba dediler
Cep telefonu yüzünden gaspçılar tarafından trenden atılan Hakan'ın...
Manisa Süper Lig'in Avrupalı'sı olacak
Manisa Süper Lig'in Avrupalı'sı olacak
41 yıllık rüyayı gerçekleştiren Vestel Manisaspor büyük düşünüyor.
Sivaslılar takımınız için birleşin
Sivaslılar takımınız için birleşin
Sivaslı Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türkiye'nin dört bir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu