kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sanırım, galiba, ayy evet... zayıflamaya karar verdim...
Sanırım, galiba, ayy evet... zayıflamaya karar verdim...
Bu Benim Son Güzel Yemeğim

Sanırım, galiba, ayy evet... zayıflamaya karar verdim...

- Ben Ender Saraç, seni ben zayıflatacağım...
- Hayır ben Kuşhan... Otelime kapatıp orada zayıflatacağım seni...
- Rahşan hanım da kiloları ile mutlu...
Ter içinde uyandım. atv'de katıldığım 'Siyaset Meydanı' sonrası sürekli rüyalar görüyorum. Ertuğrul Akbay elinde 'Kafkas çayı' ile üzerime doğru koşarken, Muzaffer Kuşhan, "Hayır o çayın kalorisi çok yüksek" diye bağırıyor. Kabuslarım sabaha kadar sürüyor. Bu durum beni rahatsız etmeye başladı. Ve kendimi denizin huzurlu kollarına atıp sakinleşmeye ardından da hayatım ile ilgili önemli kararlar almaya karar verdim. Ama yine de ülkemizin zayıflama efsanelerine karşı kanımın son damlasına kadar direndiğimi düşünüyorum. Üstelik acil zayıflama konusunda gazetelere yazdıkları hiçbir şeyi söylemediler. Yani galiba benim bu yaz bikini giyme hedefim Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş kampusunun amfisine dağılıp gitmişti.

KENDİMİ DENİZE ATTIM
Dedim ya, bu program sonrası kendimi denize attım. İlyas Torlak isimli reisin (Kaptan deyince biraz bozuluyorlarmış) 'Torlaklar 2' isimli teknesiyle bir gece geçirdim. Bir geceliğine buz gibi havada balıkçı oldum. Çok eğlendim ve bir gecede inanılmaz derecede dinlendim. Bu hikaye Kartal sahilinde 'Torlaklar 2' ile buluşmam ile başladı. Girişken balıkçı arkadaşımız Reşo'nun da katılımıyla ve zorlu hareketlerle tekneye düşmeden binmeyi başardım. Balıkçı arkadaşlar şaşkınlık içinde "Bu kadın da nereden çıktı?" bakışlarıyla bana bakıyorlardı. Bense dar merdivenlere sıkışmadan kaptan köşküne çıkabilmek için elimden gelenleri yapıyordum.

HAMSİLİ PİLAV
Kaptan köşkü beklentilerimin çok üzerinde bir konforla donatılmış. İlyas Reis denize bakıyor, bir yandan da gözü sonar adı verilen ve deniz yüzeyindeki balık, bidon, ayakkabı, pet şişe hareketlerini gösteren cihaza bakıyor. 2. Reis İbrahim ise bergamutlu çay demlemiş ve henüz karada olmamızın verdiği rahatlıkla bana teknenin detaylarını anlatıyor. Benim gözlerim ise çaktırmadan, hamsili pilav harikasına imza atacak olan Koca Reis Hasan'ı arıyor. Hava yavaş yavaş kararıyor. Tekne ritmli uğultularla Kartal sahilini geride bırakırken içimi, genellikle yurtdışına giderken kaplayan huzur kaplıyor. İlyas Reis gerçekten çok komik. Hem bize espriler yapıyor hem de koca göbeğini hoplata hoplata gülmemize katılıyor. Köşk sıcacık. Bergamutlu çay kokusu huzur veriyor.

ŞİŞMANLIĞIN ZARARI YOK
Tekne yavaş gidiyor çünkü bir yandan balık var mı diye sonar cihazlarını tarıyorlar.
Bense kaptan köşkündeki uzun koltuğa uzanmış Kleopatra edası ile kısık gözlerle uyumamaya çalışarak onları izliyorum. İçimden de galiba gazeteciliği bırakıp reis filan olmaya karar veririm. Nasılsa şişman olmanın burada kimseye bir zararı yok, diye geçiriyorum. Bu arada Güneydoğulu arkadaşımız Reşo, hayatında ilk kez balık satmaya çıkarken eline balıkların adını nasıl yazdığı (İstavrit ve Çinekop) ve sonra bu isimleri karıştırıp balıkları karma karışık nasıl sattığını anlatıyor. Tam huzura ermiştim ki, İlyas Kaptan 'Mola!' diye bağırdı. "Kardeşim zaten ben moladayım" diyecektim ki, koca tekne alarma geçti. Meğerse balık sürüsüne rastlayınca mola diye bağırılırmış.

BALIKÇILARIN ARMONİSİ
Teknenin kıç tarafındaki küçük tekne son sürat denize atıldı. Tekne ağın bir ucu ile yuvarlak çizerken, kalabalık ekip görev yerlerine dağılmıştı bile. Dev ağ, bir yuvarlak oluşturacak şekilde denize atılmış ve iki ucu da tekneye bağlanmıştı. Küçük tekne ise görevini tamamlayıp bir halat ile uzaktan, büyük tekne sürüklenmesin diye bizi çekmeye başlamıştı. Kalabalık balıkçı grubu arasındaki armoni beni şok etti. Kimse kavga etmiyordu, bağrışmıyordu. Herkes 'Ekmek Parası Kavgası' isimli operetin çok iyi prova yapmış profesyonel oyuncuları idi. Hemen turuncu su geçirmez kıyafetleri üzerime geçirip, hayatımda belki de bir kez tanık olacağım bu ritüeli yakından izlemeye karar verdim. Bu ağın özelliği, balık sürüsü etrafında yuvarlak şekilde sarıldıktan sonra altının kapatılarak sürüyü tekneye çekmek idi. Ancak tüm bu operasyon neredeyse bir saat sürüyordu ve gerçekten balıkçı arkadaşlarımın canı çıkıyordu. Ben önce ağın çekilip katlanarak, bir sonraki molaya hazırlandığı yere gittim. Burada 'mantar çekmek' isimli harekete katıldım. Her yandan deniz suları geliyordu. Ama heyecanla arkadaşlara yardım etmeye çalıştım. Yine de bir amatör balıkçı olarak aklım fikrim balıkların tekneye çıkarılacağı yerde idi. Teknenin o tarafına geçtiğimde herkes heyecanlı idi. Çünkü bu 'benim şansımdı' ve anladığım kadarı ile ciddi balık çıkacaktı. Balıklar tekneye dökülmeye başladığında artık balıkçı arkadaşların nefesi kesilmek üzereydi. Onların bu hareketleri, kar yağarken veya sıcaklık sıfırın altına düşünce de yaptıklarını hayal ettim. Gerçekten ekmekleri helal idi...

ZAYIFLAYACAĞIM
Bu zorlu hareketten çıkan balık ise 15 kasa idi.
Yani benim için hayal kırıklığı, onlar için ise sevinçti. Çoğu zaman, gece 4-5 mola yapıp, eve eli boş döndükleri bile oluyormuş. Gerçekten çok üzüldüm. Tabii bir de balıkçı olma kararımı yeniden gözden geçirme kararı aldım. Hava artık iyiden iyiye kararmıştı. Balıkçılar alt kattaki yerlerinde dinlenerek bir sonraki molayı bekliyorlardı. Bense giderek parlayan şehrin ışıklarını ve dışarıdan baktığımı düşündüğüm hayatımı gözden geçiriyordum. 'Siyaset Meydanı' biraz hırs yapmama neden oldu. Galiba, gerçekten, sanırım, eminim zayıflamaya karar verdim... Ama tabii asla 'çiroz için asılmış uskumru gibi' (çok zayıf demekmiş!) gibi olmayacağım. Tatlı bir fok balığı kıvamına geçeceğim, balinalıktan sıkıldım...

RAHŞAN GÜLŞAN

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Hava durumunda yine reyting yaparım
 'Bu toprağın çocuklarının türkülerini söylüyorum
 Beyazperdenin vazgeçilmezleri
 Evlilikte "Para"
 Çözüm arayışları devam ediyor
 Hava ihanet koktu!
 Opera eşliğinde özel içki servisi
 Çukurcuma'nın çehresi değişiyor
 Futbola niyet reklama kısmet
 Bir mobilya hayal edin
 1972 Jaguar, Porsche ile BMW'ye fark attı
HAKAN & UTKU
Dayak girmeyen eve doktor girer
Rusların aşka gelişi...
AYŞE TÜTER
Tavuk çorbası
Etleri kaynar suda yumuşayıncaya kadar...
10 dakikada 10 yıllık kalp krizi riski belirlenebiliyor
10 dakikada 10 yıllık kalp krizi riski belirlenebiliyor
Kalp krizinden korunmak isteyenler, kalp sağlığı merkezlerine...
Hülya tiyatro aşkı için büyük fedakârlık yaptı
Hülya tiyatro aşkı için büyük fedakârlık yaptı
Tiyatrocuların ekonomik sebeplerle TV dizilerini tercih etmesi...
Onun 'Aliyesi' dizideki Meriç
Onun 'Aliyesi' dizideki Meriç
Aliye' dizisinde 'çapkın' kocayı canlandıran Halit Ergenç, özel...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.