kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Bir başparmak yere diğeri gökyüzüne...

Gelişmiş teknolojileri kullanan postanelerde, makineler gelen mektupları üzerindeki "posta koduna" göre tasnif ediyor... Sanırım, bizim zihnimiz de biraz o makineler gibi çalışıyor. Bir farkla... O fark da, özel ilgi alanımıza giren kodları seçip diğer kodları "çöpe atmamız" herhalde.

***


Bu yazının başına oturmadan önce "çevre" konusunda hassas "bir okuyucunun" günlük gazetelerde neler görebileceğini düşündüm? Ve "kodlarımı" değiştirip gazeteleri "çevrecilik hassasiyeti" ile gözden geçirdim.. Doğrusu ürktüm... Güney Asya depreminden sonra beşik gibi sallanmaya başlayan Van, Kaş, Hakkari üzerine yorumlar... Ardı ardına boy gösteren hortumların, son olarak Ayvacık'ta caminin minaresini yıkıp iki kişiyi de savurması...

***


En çarpıcı olanına ise bizim gazetenin dördüncü sayfasında rastladım... Sekiz sütuna manşetti: "Felaket sanıldığından daha yakın..." Bir sürü felaket ihtimalini hep de sanıldığından daha yakın olarak yaşıyageldiğimiz için ilk baktığımda çok da aldırmadığım bu haberin, okuma kodunu "çevreye" ayarlayınca, "küresel ısınma" ile ilgili olduğunu gördüm... "İki derecelik ısınmada bile, buzulların eriyip kentlerin sular altında kalacağını belirten bilim adamları sıcaklık için alarm verdi. BM'in ısınma raporuna göre sıcaklık on bir derece artacak..." Haberin devamı daha da rahatsız ediciydi...

***


"Çevre kodu"nuz eksik ise dünyanın bir hamlede on bir derece ısınmasını çok da önemli bulmayabilirsiniz... Halbuki tam anlamıyla bir kıyamet demek.. Düşünün ki, böyle bir faciada meydana gelecek tüm bir altüst oluşun sonuçlarından biri de Londra kentinin sular altında kalarak tamamen yok olması... İnsanoğlunun dünyaya egemen olması ile doğanın buna direnci galiba felaketlere yol açmakta...

***


Küre neden gittikçe artan bir hızla ısınıyor? Çünkü havadaki karbondioksit oranı artıyor.. Artınca dünyaya yansıyan güneş ışınları olması gerekenin çok üzerinde bir oranda atmosferde asılı kalıyor... Isı da artıyor. Havadaki karbondioksit oranının on binde 3 olması gerekiyor.. Ancak bu oran sürekli yükselmekte.. Hem de ilk endüstri devriminin yerleştiği 1800'lerden beri... Karbondioksit, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlar nedeniyle artıyor. İlk ayrıntılı ölçüm 1958'de yapılmış. O tarihten bu yana bile yüzde 25 oranında bir artış olmuş.. Üstelik gelecek otuz ya da altmış yıl içerisinde atmosferdeki karbondioksit oranının iki katına çıkacağı öngörülüyormuş... Bu ne demek? Ne demek olduğunu anlamak için "buzul çağlarıyla ilk devirler arasındaki" ısı farkının yalnızca beş derece olduğunu bilmek yetiyor...

***


Dünya sıcaklık ortalamaları son yüz elli yıldır hesaplanıyor... Kayıtlar, en sıcak beş yılın hepsinin 1960 sonrası yaşandığını ortaya koyuyor. En sıcak on yıldan yedisi ise 1973 sonrasında... Bir yanınız kuraklıktan ölürken, diğer yanınızın seller nedeniyle yok olması gibi bir durumu topluca yaşamamak için ne yapmalı? "Çevre ve Ekoloji" adlı kitabı yazan ve dünyamızdaki tehlikelere yönelik önemli bilgiler veren Mine Kışlaoğlu ile Fikret Berkes, Mevlana'ya yollama yapıyorlar. Mevlevi derviş dönerken bir başparmağı ile yeri, diğeri ile gökyüzünü gösterir. Bu tüm alemin birliğini ifade eder... İnsan bu bütünselliği yakalayabilirse daha özenli olacak... Yerde yaşarken, gökyüzünü delmeyecek... Yoksa felaket kapıda.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Resimlere bakarken...   / 20-03-2005
 Parçalanabilir kadınlar   / 13-03-2005
 Su dünyası...   / 06-03-2005
 Küçüksu Mezarlığı'nda... Bugün... Saat 13.00'da...   / 27-02-2005
 Kimsenin görmediği ressam...   / 20-02-2005
 Bingöl'den Ahmet...   / 13-02-2005
 Kumkuvat dondurması...   / 06-02-2005
 Bir başparmak yere diğeri gökyüzüne...   / 30-01-2005
 Bursa'da zaman...   / 23-01-2005
 Kafe in   / 16-01-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Bir pazar sabahı Yıldız Parkı
Tatile ihtiyacım var.
MEHMET ALTAN
Heykeller sevişir mi?
Bu benim için bir sürpriz ve...
ALİ POYRAZOĞLU
Olmak ya da olmamak
Yeni, hiç oynanmamış, bana özel...
ÖNCEL ÖZİÇER
Erkektir, üzülür de, ağlar da!
E biliyoruz zaten... Biz...
KAZIM KANAT
Golü hangi ayağınla kaçırdın?
Adanalı Özden'i bilir...
REFİK DURBAŞ
Saint-Joseph'te dayanışma
Frankofoni Haftası 1988'den...
Zordaki Swiss'i Lufthansa uçuracak
Zordaki Swiss'i Lufthansa uçuracak
Uzun dönemdir ayakta kalma mücadelesi veren Avrupa'nın en gözde...
Halka açık 'fondue' tadında demokrasi
Halka açık 'fondue' tadında demokrasi
Tıkır tıkır işleyen hayatıyla İsviçre'de tarafsızlık siyaseti hala...
Güzel hayaller beyni rahatlatır
Depresyonda mısınız yoksa depresyona girmek üzere misiniz? Dr. Tanju...
Vivaldi yemeğe lezzet katar
Sofrada Barok müzik ya da alaturka dinlenir. Ama müzikle yemek arasında denge...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.