|
|
Mumcu, muhalefetini de yarattı
Anavatan Partisi'nde önümüzdeki günlerde Erkan Mumcu döneminin başlayacağı giderek kesinleşiyor. Bu kesinliğin bir göstergesi de Mumcu'nun 'Beykoz'dan onay alması. Parti içinde 'Beykoz' diye adlandırılan Mesut Yılmaz'ın Mumcu'ya sıcak bakması önemli bir adım olarak nitelendiriliyor. Ancak, 23 Nisan'da yapılacak kongreye kadar neler olacağı da hâlâ bilinmiyor. Mumcu'nun dönüşü kesinleşse bile, daha önce adı geçen Ali Müfit Gürtuna ile Lütfullah Kayalar'ın da her an devreye girmeleri sürpriz olmayacak. Çünkü, parti içi muhalif sesler bu konuda ciddi bir çaba içinde. İlk gün Halil İbrahim Özsoy'un yaklaşımında kendini açığa vuran muhalif sesler, şimdi parti kulislerinde Erkan Mumcu'ya adeta bayrak açmış durumdalar. Partiyi bırakıp gitmesine tepki duyan bu kesimler, sadece 'tepki' üzerinden bir politika yürütmüyor, kendilerine yönelecek 'parti içi temizlik' harekâtına karşı da bir duruş sergiliyorlar. Bu çıkışın başını da aralarında bazı başkanlık divanı üyelerinin de bulunduğu bir grup belediye başkanı çekiyor. Bunlardan biri de Taşdelen Belediye Başkanı Hüseyin Avni Sipahi. Sipahi, Erkan Mumcu'nun çevresinde oluşan 'Kral'dan çok kralcı'ların varlığına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: "Bir yandan ANAP'ın yeniden şahlanış dönemine geçeceğini iddia ediliyor, öte yandan bunu söyleyenler kapı arkasında başka, yüz yüze başka şey söylüyorlar. Bu tehlikeli bir durum. Partiyi çökerten, halkla arasındaki bağı kopartan bu yapıydı ve bu yapı yeniden nüksetti. Anavatan'ı kraldan çok kralcılar bitirdi." Muhalif seslerin itirazları bu kadarla sınırlı değil. Özellikle 'kadınlar ve gençlere açılım yapılacak' sözünün büyük haksızlık olduğunu söyleyen Hüseyin Avni Sipahi sözlerini şöyle sürdürüyor: "AKP'ye karşı yeni siyasi argümanlar ortaya koymak gerekiyor. Bunu yaratmadan, kadınlara ve gençlere kapımızı açacağız demek yetmez. Bu partinin yaptıklarını ne çabuk unuttular. Kadınları bakan yapan, genel başkanı ve İstanbul il başkanı kadın olan, ilk kadın valiyi atayan bir partidir ANAP. Gençlerle de ilişkisi her zaman iyiydi. Bunun en güzel örneği de Erkan Mumcu'nun bizzat kendisidir." Anavatan tarihinin demokrasi mücadelesi açısından da derslerle dolu olduğunu vurgulayan Sipahi şöyle devam ediyor: "Başbakanı kongrede delege oylarıyla indiren parti ANAP değil miydi? Bu açıdan parti adına yapılan çağrı yetersiz olmuştur. Kişiye özel çağrı hazırlanmıştır. Herkesin gelmesini sağlayacak bir çağrı olmalıydı. Bunu başaramayanlar partiyi nasıl yeniden ilgi odağı yapacaklar?" İşte ANAP'ın muhalif sesleri böyle diyor. Ancak, bu muhalif seslere rağmen Mumcu yoluna devam ediyor. Bu açıdan İstanbul'da Ali Müfit Gürtuna ile görüşmesi sadece kamuoyu açısından değil, parti içinde de sürpriz yaratabilir.
|