kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
''ABD ile ilişkilerimiz dostluk ve müttefiklik zemininde devam etmektedir''
Rumları tanıma zorunluluğumuz yok
''ABD ile ilişkilerimiz dostluk ve müttefiklik zemininde devam etmektedir''
"Benim hastam eczane kapısından, 'bu ilacı alamadım' dönmeyecek''

''ABD ile ilişkilerimiz dostluk ve müttefiklik zemininde devam etmektedir''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinin dostluk ve müttefiklik zemininde devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin büyük iddialarını, ülkeye yaraşır bir dinamizmle temsil etme iddialarının her gün biraz daha gerçekleştiğini ve ülkenin yeni ufuklara doğru büyük mesafeler aldığını belirtti.

Bu tarihi gündönümünü milletle el ele, gönül gönüle yaşayan AK Partililerin ülkenin saygınlığına paralel olarak yüce milletin
takdirine mazhar olduklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Milletle bu kader birliğinden ve bu emaneti en iyi şekilde temsil etme çabasından daha değerli herhalde bir şey olamaz. Türkiye, kendi dinamikleriyle, kendi imkanlarıyla, kendi aklıyla ve irfanıyla girdaptan çıkarak ayağa kalkmayı başardı.

Devraldığımız Türkiye fotoğrafı ne yazık ki ufuksuz, dünya vizyonundan yoksun, içine kapanmış bir ülke fotoğrafıydı.

Bu heyecansız, bu donuk tabloyu milletimiz bir daha geri getirmemek üzere, bir daha indirilmemek üzere rafa kaldırırken bizlere, sizlere de (emanetime sahip çıktığın müddetçe yanındayım) dedi.

AK Parti, milletin yıllarca örselenmiş emanetine sadakatle bağlı kalacağına ahdederek yola çıkanların birliği ve beraberliği adına yine milletimizin eliyle inşa edildi. İki yıl gibi bir zaman zarfında güven adına, istikrar adına, itibar adına ülkemize kazandırdıklarımız ortadadır.

Halkımızla birlikte kader birliği yaparak yola çıktığımızda en büyük arzumuz, bir an önce Türkiye'nin normalleşmesiydi.

Çıtayı en yükseğe koyduk ve bir bütünlük anlayışıyla ülkemizin öncelikli meselelerini ele aldık. İki yılın sonunda, bütün sorunlarımızı aştık demiyorum, bütün sıkıntılarımızı giderdik de demiyorum ama bakınız hakkı teslim edecek her insaf sahibinin kabul edeceği gerçekler var.''

'GÖRMEYENLER Mİ VAR?'

Sağlam bir zemin düzenlemesi yaptıklarını ifade eden Erdoğan, artık milletin kar ve kazanç hanesine kaydettikleri başarılarının halkın bütün kesimlerince normal görülmeye başlandığını belirtti. Enflasyonun düşmesi, büyüme, dış itibarın, ihracatın artması, dünya devletleriyle eşit ilişkiler içinde olunma ve Meclisin yaptığı hukuk reformlarının normal düzeyde olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Yani milletimiz diyor ki bu kadrodan, sizden, ak siyasetten zaten bu beklenirdi. Bunun yolunu demokrasinin, adaletin halktan esirgenmemesi, hukukun üstünlüğünü her vatandaşımızın yürekten hissetmesi ve uygulamada görmesi olarak belirledik. Yakın zamanlara kadar, vatandaşın her sorun karşısında en çok sorduğu soru şuydu:

Hükümet nerede, devlet nerede? İşte hükümet burada. Biz buradayız. Ülkenin dış meselelerine hakimiyetimizi sorgulayanlar acaba Türkiye'nin dünya fotoğrafı içindeki yerini nasıl görüyorlar? İçerideki normalleşmeyle dış politikamızın birbirini tamamlar nitelikte paralel yürüdüğünü bugüne kadar hala görmeyenler mi var? Sahiden merak ediyorum acaba, (nerede 2001 yılının Türkiye'si) mi diyorlar.

40 yıllık Kıbrıs meselesinde çözümden yana koyduğumuz sağlam iradeyi, 40 yıllık AB hedefimizde tam üyelik için sergilediğimiz
diplomasiyi mi eleştiriyorlar? Yani, ne diyorlar? Muhataplarımızın atmaları gereken adımları da bizim atmamız mı bekleniyor ki birileri dış politikada, AB sürecinde rehavete kapıldığımıza dair spekülasyon üretme gayretine giriyor.

Bütün devletlerin bu kadar birbirine yakınlaştığı, atılan bütün adımların dünyanın her köşesiyle ilgili olduğu bir dünyada farklı düşüncelerin, farklı tezlerin sergilenmesi ne zamandan beri rota değiştirmek olarak yorumlanıyor?

Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir. Büyüklüğünün de her zaman şuurunda olagelmiştir. Türkiye, içeride ve dışarıda konjonktürel bir siyaset hattında değildir, olmayacaktır. AK Parti iktidarı Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasında bugüne kadar elde edilen kazanımların tümüne sahip çıktığı gibi daha ileriye götürme iradesini ortaya koymuştur. Bu bağlamda ABD ile ilişkilerimiz dostluk ve müttefiklik zemininde devam etmektedir.''

MÜTTEFİK

Erdoğan, dost ve müttefik devletlerin, arasındaki dönemsel iletişim sorunlarının derinlemesine ilişkileri zedelemeyeceğini
vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Anlama çabası olmayanların spekülasyonlarıyla birbirini anlayan ülkeler arasındaki farklılıklar gerilime dönüştürülemez. Türkiye'nin yanı başındaki meselelerle bir gelecek vizyonu içinde, bölge barışı ve adalet adına ilgilenmesi, kaygılarını dostlarıyla, muhataplarıyla paylaşması iletişim kanallarını kapatmaz, aksine açar.

Biz, her zaman Irak halkının kendini yönetme hakkını kullanabileceği, demokratik ve bütünlüğü bozulmamış bir Irak'tan yana
olduğumuzu ifade ediyoruz. Bugün dile getirdiğimiz bu hassasiyetler, harekatın başlamasından önce de uluslararası platformlarda samimiyetle dile getirdiğimiz konulardı.

Bugün başka bir şey söylüyor, başka şeyler bekliyor değiliz. Barışı tesis etmek için Irak'ta bulunan koalisyon güçlerinin, aslında bütün bölgenin ortak beklentisi olan istikrarı sağlayacağı konusundaki iyi niyetli bekleyişimiz sürüyor. Biz Irak halkının tamamının temsil edildiği bir demokratik yapının oluşmasını, barışın sağlanmasını ve mutlaka Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasını istiyoruz.

NATO Zirvesi sırasında bizzat Başkan Bush tarafından ifade edildiği gibi, esasen ABD yönetiminin Irak vizyonu da bu esasların
hayata geçirilmesi yönündedir. Yeri gelmişken bir hususa değinmeden geçemeyeceğim. Her iki ülke kamuoyunu oluşturan basın-yayın organlarının resmin bütününü gözden kaçırmamalarında, özellikle de nezaketsiz ve ölçüsüz tavırlardan uzaklaşmalarında yarar gördüğümüzü belirtmem gerekiyor.''

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Kabinede değişiklik yok
 'Medyada yabancıya sınır gelebilir'
 SSK uygulaması rezalete dönüştü
 Baykal: Hesabını sormazsan namertsin
 Sezer hükümetten AB için 'hız' istedi
 Pakdemirli'ye AİHM'den 38 bin Euro tazminat
 Milletvekilleri organ bağışında cimri çıktı
 Bülent Arınç terapi bekliyor
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Gündem tıkandı mı?
Geçen akşam ani bir manevrayla...
MUHARREM SARIKAYA
Talat, Dışişleri'nde ısrarlı...
KKTC'de, Mehmet Ali...
YAVUZ DONAT
Şam'dan ilk gözlemler
Marmara Vakfı Başkanı Akkan Suver...
Bir cep telefonu için yaşlı adamı katlettiler
Kadıköy'de dün beş kişi, 66 yaşındaki emlakçıyı sokakta güpegündüz...
TIR dorsesi savruldu, iki mühendis öldü
Yağışta kayganlaşan yolda savrulan TIR karşı yönden gelen otomobile...
Deprem İran'ı vurdu: 500 ölü
Deprem İran'ı vurdu: 500 ölü
İran, dün sabaha karşı saat 04.25'te meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki...
Hadisli tekzip Yargıtay yolunda
Organ bağışlayanları "cehennemlik" olarak niteleyen Tarikat Şeyhi'nin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu