|
|
|
|
|
|
Tatlandırıcıya dikkat, Sarmısaksız olmaz! Kuru fasulye müthiş
Çok haylaz olduğu için tıp okuyamamış ama sağlıklı yaşam konusunda neredeyse bir uzman doktor kadar 'ihtisas' yapmış. Okudukları, öğrendikleri, biriktirdikleriyle 'tüm hastalarına' yardımcı oluyor. Kendisi uygulamıyor o ayrı! "Ben genetik şifreye güvenip, yaratıcının bana verdiği şansı hor kullanıyorum! Ama bildiklerim konusunda yardımcı olurum" diyor.
Tiyatro ve sinema ustası Metin Akpınar'ın çok az kişinin bildiği bir özelliğiyle tanışacaksınız bu röportajda. Akpınar, sağlık konusunda en az bir uzman doktor kadar bilgili, bir uzman doktor gibi meraklı. Bu merakı ve ilgisi hastane yatırımı yapmaya kadar dayanmış durumda! Basına kırgın ve kızgın olduğu için (mevzuyu bilenler bilir!) uzun süredir mesleğinden uzak kalmıştı Metin Akpınar; ne sinemada, ne televizyonda ne de tiyatro sahnelerinde olmayı istemişti. Bu süre zarfında çocukluğundan bu yana meraklı olduğu tıp alanında yatırım yapmayı tercih etti ve Özel İzmir Kent Hastanesi'nin ortakları arasına girdi. İlaç imalatı yapan babası sayesinde çocukken farmakoloji ve biyolojiye merak sarmış Akpınar. Fakat haylaz bir çocuk olduğu için tıbba girememiş; 'özel olarak okumuş' bu bölümü! Hastası sayılamayacak kadar çok! Ailesinde, tiyatroda herkes ona danışıyor. "Danışmayanları da ben yakalayıp karşıma oturtuyorum' diyor. Sahiden öyle! Geçin oturun Metin Akpınar'ın karşısına, şikayetinizi söyleyin; anında koysun teşhisi! 'Muayene'den sonra doktora gitmeniz şartıyla elbette... Sağlık konusundaki engin bilgileri kendisi üzerinde uygulayabiliyor mu Akpınar? Kilosuna, üç gün masadan kalmadan içki içebilmesine bakılırsa hayır! Kendisi de zaten üzerine basa basa vurguluyor: Ben kötü bir örneğim...
HASTALARIM ÇOKTUR!
* 3 yıldır Metin Akpınar ortada yok. Bütün ağırlığı hastanenize mi verdiniz? Bütün ağırlık oradaydı. Zaten kafamızda olan bir projeydi. KİPA'dan ayrılan birkaç arkadaş bir araya gelip yola çıktık. Son 6 aydır da İzmir'deydim.
* Ne zaman hayata geçti bu hastane? 1.5 senedir çalışıyor, artık oturdu. Özel İzmir Kent Hastanesi. 11 ana ortaklı bir hastane.
* Metin Akpınar neden hastane işine girdi? Bunun öyküsü biraz uzun... Aksaray'da doğdum büyüdüm ben. Mahallemizde bir eczanemiz vardı, dersler bitip okuldan çıktıktan sonra oraya uğrardım. Orası benim mekanım gibiydi; hem çalışırdım, hem öğrenirdim. Fakat buraya nereden geldiğimin öyküsü şu: Benim babam, İbrahim Ethem Ulagay Kimyaevi'nde çalışırdı. Benim ilk işçiliğim de oradandır.
* Eczane işçiliği yani... Eczane değil de ilaç imalatı diyelim. Babam diplomasız eczacı olduğu için bir anlamda istediği hedefe ulaşamadı. Belki de, kelimeyi dikkatli kullanmak istiyorum, 'sömürüldü' bile denilebilir. Öyle olunca, bari biz bu işi öğrenelim de babamızın mesleğini daha doğru yapalım diye farmakolojiyle ilgilendim. Biyoloji hocamı da çok severdim; biyoloji, tabiat, yaşam falan derken tıp da devreye girdi. Ve o özen birike birike ciddi bir şey oldu.
* Eğitiminiz tıp değil ama... Tıpla hiç alakası yok, hukuk ve felsefe...
* Bu kadar istekliydiniz madem, niye tıp okumadınız? Olamadı... Haylaz bir çocuktum, İngilizce'yi de sevmezdim. Önce felsefe okudum, sonra hukuk okudum. Tıpla hiç alakam yoktu. Ama onu özel olarak okudum! (gülüyor)
* Her konuda bilgi sahibi olmuşsunuz bu merak yüzünden... Bunu bir genel kültür olarak yorumlamak lazım.
* Ondan daha fazla galiba... Biraz daha fazla evet ama o da özenden oluyor. Okuyarak ve birikerek oluyor. Bir de benim mesleğimde kazandığım bir özelliğim var; öğrendiğim şeyleri sentezleyebiliyorum. Onları kategorize edip belli yerlere koyabiliyorum, kullandıkça da pişiyor ve gelişiyor, bu suretle birikiyor. Yani bir folklor kültür oluyor. Bir de sanatçı kişiliğimiz var, bu kültürü de sanat gibi icra edip herkese anlatıyoruz. Yararlı da oluyor diye düşünüyorum.
* Kimlere yardımcı oluyorsunuz genelde? Bütün hastalarıma! (kahkahalarla gülüyor)
* Kim hastalarınız? Sayılamayacak kadar çoktur. Önce ailemde, sonra tiyatroda...
* Size ne diye geliyorlar, 'şuram ağrıyor buram ağrıyor' diye mi? Hatta gelmeyenleri bile ben yakalarım, öyle bir merakım vardır! 'Senin guatırın mı var?' derim, 'Nereden bildin' der. Hemen konuşuruz ama doktora gönderirim mutlaka.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|