Ankara'da gündem başörtüsü tartışması
Başbakan'ın, Alman gazetesine verdiği demeçle kamuoyunda açtığı tartışma, gündeme damgasını vurdu. DYP lideri Ağar "Destekleriz" derken, CHP "Yargıtay'dan cesaret almış olabilir" iddiasında bulundu.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Alman Welt am Sonntag gazetesine verdiği, "Üniversitede başörtü yasağını doğru bulmuyorum, kaldırmak için çalışmalar yapıyoruz" demeci, türban tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Alınan bilgilere göre, AK Parti'de bazı sivil toplum örgütlerinin genel sorunlarla ilgili taleplerini değerlendirmek üzere, bir komisyon kuruldu. Partinin MKYK üyeleri Ayşe Böhürler, Nimet Çubukçu, Akif Gülle ve Haluk İpek'in de bulunduğu komisyon, başörtüsü yasağının kaldırılmasını da içeren çeşitli talepleri, rapor haline getirdi. Rapor henüz parti içinde tartışmaya açılmadı. Ancak Başbakan, anketlere de dayanarak, konuyu bir Alman gazetesine verdiği demeçle kamuoyunda tartışmaya açtı. Erdoğan'ın sözleri hem siyasi kulislerde, hem de üniversitelerde büyük yankı yarattı. DYP lideri Mehmet Ağar, şu açıklamayı yaptı: "Buyursunlar yapsınlar. Biz daha önce destek vereceğimizi söyledik. Kimsenin çoluk çocuğuyla ilgili siyaset yapmam. Üniversitelerdeki insanların başının içindekilere doğru bilgilerin verilmesinin doğru olacağını söyledik. Üniversitelerde bunun serbest bırakılmasını desteklediğimizi ifade ettik. Biz iktidar olsak, yaparız. Ama bu iktidar yapar mı bilmem.''
YARGITAY CESARETİ
CHP Denizli Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi Mustafa Gazalcı ise "türban siyasi bir simge olarak değerlendirildiği sürece CHP'nin tavrının belli olduğunu" söyledi. Gazalcı, SABAH'a şu değerlendirmeyi yaptı: "Ortada Anayasa Mahkemesi kararları varken, toplumun bu konudaki duyarlılığı ortada iken, bu konuyu yeniden ısıtıp toplumu germek niye? Bu, türbanı siyasi simge olarak gördüklerini, bazı yerlere yine mesaj gönderme niyetlerini gösterir. Üstelik de bunu özgürlük adına yaptıklarını söylüyor. Özgürlükten anladıkları sadece türbanın serbest bırakılması olmamalı. Başbakan'ın bu konuda daha dikkatli, sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Yargıtay'ın kararından sonra daha da cesaretlenmiş olabilir. Buna karşı mücadele ederiz. Kamusal alanda, üniversitelerde türban olamaz. Bu açıklamalar kaygı verici. Türkiye İslam cumhuriyeti değildir, herkes bunu böyle bilmeli."
BAŞBAKAN NE DEMİŞTİ?
Erdoğan, Alman Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte, üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakma hazırlığı içinde olduklarını belirterek, "Böyle bir adımı doğru buluyorum. Demokratik bir ülke dini özgürlükleri garanti altına almalıdır. Buna, vatandaşların barışcı ve yasalarla çelişmediği müddetçe, dini düşüncelerini sembollerle ifade etme hakkı da dahil"demişti. Fransa'daki başörtüsü yasağı konusunda ise "Yasaklama, bir konuyu irdelerken Fransızların kullandığı bir yöntem. Ancak Türkler, laikliğin Anglo-Sakson yorumunu daha uygun buluyor. İnsanlara 21. yüzyılda bir şeyleri yasaklamayı saçma buluyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, eşi ve kızlarının başörtüsü takmasını şöyle açıklamıştı: "Benim eşim ve kızlarım inançlı Müslümandır. Kuran'da da bir kadının başörtüsü takması hükmü var. Benim kızım da Kuran'a saygı duyduğu için bu kuralı uyguluyor. Ayrıca kızım başörtüsünü şık buluyor. Ve başörtüsünü moda sebebiyle takıyor'' yorumu yapmıştı.
|
