kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Özerklik gidiyor, özellik geliyor...

Ekonomik ve sosyal hayatta ortaya çıkan iyileşmede özerk kurumların rolünü kimse inkar edemez.
Nitekim, bir önceki hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit de bunu dile getirmekten kaçınmamıştı.
Ecevit'in sözleri, sitem eder gibi gözükse de sistemin işlemesini göstermesi açısından önemliydi: "Bazı kurumlara söz geçiremiyoruz. Kendi kendimizi bağlamışız..."
Özerk kurumların yararı da o dönemde ortaya çıktı.
Ekonominin ve sosyal hayatın işlerliğine siyasi müdahale yapılamamasının getirdiği olgunluk, o tarihte başladı. Meyvesini de başarılı bir şekilde bu hükümet topladı.
Nitekim, serbest piyasa ekonomisine geçişte hızlı ve sürekli değişkenlik göstermeyen kalıcı adımların atılması özerk kurumlar sayesinde oldu.
Yeri geldi hükümetlerin aldıkları yanlış kararlara direniş gösterebildi.
Çoğu zaman da kurulan sistemin doğru çalışması için iktidarların aldıkları kararlarda destekçi oldu.
Bankalardan sermayeye, enerjiden rekabete, radyo televizyondan telekomünikasyona, kamu ihalelerine kadar sistemin temel çarklarının doğru ve güvenilir olarak işlemesini sağladılar. Geçmişte yaşandığı gibi siyasi bir karar sonucu işletmelerin batırılıp, ihya edildiği dönemler bitti.
Her bakanın istediği yere, istediği kadar ihale vermesinin ve seçim yatırımı yapmasının önü kesildi. Zaman zaman eleştirilen kararları da oldu. Ancak yaptıkları hataları, kurumun üye kaynaklarının çeşniliğinin getirdiği esneklik sayesinde süratle giderme başarısını da gösterdiler.

Tek tip elbise
Bugün için sayıları sekiz olan "Düzenleyici ve Denetleyici" kurumlara ileride yenilerinin eklenmesi serbest piyasa şartları altında kaçınılmaz.
Dolayısıyla hükümet bu durumu da göz önüne alıp, özerk kurumları kanuni olarak "ortak hükme tabi" hale getirmek için geçen yıl kolları sıvadı.
Bir yıl aradan sonra geçen hafta TBMM'ye 'Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar Hakkında Kanun Tasarısı' sunulunca kıyamet de koptu.
Tasarıya eleştiriler sadece ana muhalefet CHP'den değil, bizzat iktidar partisi içinden de geldi. Eleştirinin odak noktasında hükümetin kurumları tek tip elbise içine sokma çabası ve özerk yapısından uzaklaştırmak istemesi yatıyor. Mevcut sistemde özerk kurumların üyeleri, ilgili oldukları sektörlerden de geliyor.
Örneğin, Sermaye Piyasası Kurumu'na; TOBB, Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları da üye veriyor.Aynı şekilde Telekomünikasyon Kurumu'nda pazar payı en az yüzde 10 olan işletmelerin temsilcileri de üye olarak yer alıyor. RTÜK üyelerinden bazıları TBMM'den seçilirken, bazıları da Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi tarafından belirleniyor.

Özerklik bitiyor
Hükümetin getirdiği tasarı ise bunları yok ediliyor.
Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar'ın üyelerinin, "ilgili olduğu alanda on yıllık tecrübe sahibi" olanlar arasından Bakanlar Kurulu tarafından seçilmesi ön görülüyor.
Bu kurumlara, hükümet dışındaki sivil toplum örgütleri ve mesleki kuruluşlardan teklif edilecek isimler arasından Bakanlar Kurulu'nun seçim yapmasının önü kesiliyor.
Bununla da kalınmıyor, özerk kurumların başkan ve yardımcılarının Bakanlar Kurulu'nca tayin edileceği belirtiliyor.
Hepsine tek tip elbise girdirilmek isteniyor. Özerk kurum, hükümetin özel kurumu haline getiriliyor.
Hükümet, bütün bunlara "özerk kurumların bir düzene kavuşması" ve buralarda çalışanların maaşlarının yüksekliğini gerekçe gösteriyor. Oysa, hepsinin internet sitesinde açıkça gösterilen maaşlara bakıldığında, iddia edildiği gibi yüksek olmadığı da görülüyor.
Üstüne üstlük, temsil harcamaları bile bulunmuyor.
Başkanların dahi bir misafiri geldiğinde yemek faturasını üstlenmesi için ilgili bakanlıktan izin alması gerekiyor.
Özerk kurumlarda ihtisaslaşmayı ve mesleki kuruluşları kucaklamayı bir kenara bırakan, personel çalıştırmada dahi güçlükle karşılaşacak tasarı geçen hafta TBMM Plan Bütçe Alt Komisyonu'na sevk edildi.
Tasarının bu haliyle yasalaşması beklenmiyor.
Ancak aynen çıkması halinde Ecevit'in üç yıl önce söylediği sözlerin, bu kez tersten okunması gerekiyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 KKTC'de Putin şaşkınlığı   / 06-02-2005
 Diplomasi Mısır'da, ekonomi Ankara'da...   / 04-02-2005
 Irak'ta çözümü Anayasa sağlar   / 02-02-2005
 Baykal: Tasfiye olmayacak, CHP korunacak   / 01-02-2005
 Lümpen kültür CHP'ye girince...   / 30-01-2005
 CHP'de "ertesi gün" hesabı   / 28-01-2005
 CHP'de siyaset hesabı...   / 26-01-2005
 AB'nin 'CE' oyunu..   / 25-01-2005
 Hasır minderi de ihraç edilince..   / 23-01-2005
 Yer altı suları tükenirken...   / 21-01-2005
MUHARREM SARIKAYA
Özerklik gidiyor, özellik geliyor...
Ekonomik ve sosyal...
YAVUZ DONAT
Yapı Kredi
Yapı Kredi Bankası bugünlerde çok...
Aşk oyunu değil planlı bir cinayet
Fotoğrafçı Mehmet Gülbiz'in öldürülmesinin ardında, ayrıldığı...
Dikkat! Biri sizi gözetliyor
Özel dedektiflik yaptığını iddia edenlerin sayısı artıyor. Genellikle...
Seksin yolu güzeldir
Seksin yolu güzeldir
Gazeteci-yazar Hıncal Uluç seks kavramını anlattı: "Seks ille de...
Bir de çilesi olmasa
Bir de çilesi olmasa
İstanbullular haftanın ilk iş gününde yollarda perişan oldu. Yoğun...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu