|
|
|
|
|
|
Eşler birbirinin mutluluğunu sağlamalı
"Biz ayrılıyoruz" demek artık o kadar kolay değil. Taraflara hak ve ödevler yükleyen yeni Medeni Kanun'la, boşanmak artık eskisinden daha zor. Evliliği bir kamu kurumu olarak gören kanun, ailenin devamlılığını sağlamak için gerektiğinde müdahale edebiliyor.
Boşanma kararını alma süreci, çiftleri en fazla yıpratan süreç olarak kabul edilse de, sonraki mahkeme sürecini hafife almamak gerek. Özellikle Medeni Kanun'da yapılan yeni düzenleme ve değişikliklerle artık boşanmak o kadar da kolay değil. Avukat Altın Mimir'e göre yeni düzenlemeler eski kanundan oldukça farklı ve çiftlerin haklarını ve ödevlerini iyi bilmesi gerekiyor.
* Hukuki olarak evliliğin tanımı nasıl yapılıyor? Hukuk açısından evlilik karşıt iki cinsin hukuki anlamda muteber ve geçerli bir şekilde birleşmesi olarak kabul ediliyor. Ülkemizde medeni kanun evliliği, tam ve sürekli bir hayat ortaklığını beraber sürdürmek üzere iki ayrı cinsin makul ve geçerli bir şekilde birleşmesi olarak tanımlıyor. Burada evlilikteki amaç, cinsel birliktelik değil; tanımlamada belirttiğimiz üzere, 'hayat ortaklığı kanunu' önem taşıyor.
İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE... * Hayat ortaklığı kanunu ne demek? İyi günde, kötü günde beraber olmak, hayatın sorumluluklarını beraber yerine getirmek. Bu manada evliliğin, çeşitli doktrinlerde kabul edilmiş şekilleri var. Bir kısmı evliliği bir sözleşme olarak görüyor ve bunu şöyle tanımlıyorlar: "Kişiler kendi iradeleriyle bir araya gelip, bu evliliği devam ettirir. Dolayısıyla bu 'sözleşmeye dayalı' evliliktir" deniyor. Bu bana göre, bizim hukukumuzdan düzenlenmiş bir evlilik tanımı değil. Çünkü bizde tamamen kişilerin iradesine bağlı evlilik sistemi yok.
* Bizde nasıl bir sistem var? Kişilerin bir araya gelişleri kendi özgür iradeleriyle olsa bile, çoğu zaman görücü usulü ve zorunlu evlilikler gerçekleşiyor. Evliliğin devamı ve sona ermesi tamamen yasal çerçeveler içinde düzenlenmiş. Dolayısıyla kişilerin buradaki iradeleri çok önem ifade etmiyor. İstedikleri anda bitiremiyorlar.
* Evlendiğimiz anda ne gibi haklara sahip oluyoruz? Evliliğin, eşlere yüklediği haklar ve ödevler var. Eşlerin, ortak aile konutu dediğimiz konutu seçme hakkı var. Evlendikten sonra birlikte yaşama hakkı ve evliliği bir birim olarak düşünürsek, bu birimi yönetme hakları var. Bu hak, her iki tarafın; yani kanun bu hakkı sadece erkeğe vermiyor. İkisinin de söz hakkı ve bu hakkını kullanma özgürlükleri var.
* Eşlere düşen ödevler neler? 'Eşler, birliğin Mutluluğunu sağlamak zorundadır' gibi bir yükümlülük var. Bunun yanı sıra sadakat yükümlülüğü, eşlerin birlikte yaşama yükümlülüğü. Yani birlikte yaşamak hem bir hak hem de yükümlülük. Eşlerin birbirleriyle dayanışma içinde olması, çocukların bakımı gibi, kanunun onlara yüklemiş olduğu yükümlülükler var.
* Peki değişiklikler neler? Eski kanuna göre aileye koca bakardı ve evin reisi kocaydı. Şimdi giderlere katılma yükümlülüğü var. Yani eve hem kadın hem de koca birlikte bakabilirler.
AMAÇ BOŞAMAK DEĞİL * Bu anlamda, artık 'kocam eve bakmıyor" ayrılma sebebi olmayacak mı? Hayır bu ayrılık sebebi değil. Ancak eşlerden birinin parası olduğu halde aileye aktarmıyorsa, görevini yerine getirmediği gerekçesiyle hakim müdahale edebilir.
* Ne gibi durumlarda hakim evliliğe müdahale edebiliyor? Yukarıda saydığımız yükümlülüklerden bir veya birkaçını eşinin yerine getirmediğini taraflardan biri kanıtlarsa hakim o evliliğe müdahale edebiliyor. Ya da eşler arasında çok önemli bir uyuşmazlık var ve eşler her türlü konuşmaya rağmen bunu çözemiyorsa hakimin müdahalesini isteyebiliyor.
* Bu nasıl bir müdahale? Hakimin müdahalesi boşanma amaçlı değil. Çünkü aile, kamu kurumu olarak görülüyor. Aile toplumun çekirdeği, kamunun en küçük birimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Buna göre esas olan da ailenin devamlılığını sağlamak. Bu nedenle zaten hukuk aileye hükmediyor.
Dilek SANCILI
|
|
|
|
|
|
|
|
|