Yabancılara hazırlatılan bankacılık raporunun ilk halinde murakıpların tasfiyesi hükmü bulunmazken, bu bölümün sonradan eklendiği ortaya çıktı.
Yıllarca ihmal edilen Türk bankacılık sistemine neşter vurma kararı Haziran 1999'da alındı. Bankacılık alanının siyasi etkiden arındırılması amacıyla bürokratik kültürümüzde yeterince hazmedilmeyen "özerk kurul" modeli o tarihte tasarlandı. Haziran 1999'daki kanun, 6 ay geçmeden, "ilk bankacılık operasyonu" için Aralık'ta değiştirildi. 5 bankaya el konulmasıyla sonuçlanan süreç, öncü depremin habercisiydi.
NASIL YARALANDILAR? Bundan 5 yıl önce, bankacılık sisteminin denetiminde asli rol oynayan "Bankalar Yeminli Murakıpları"nı ilgilendiren kritik bir hüküm verildi. Murakıplar, üçlü kararnameyle atanan "güvenceli bürokrat" kimliğini kaybetti. Özerk kurul yapısı içinde, kararname zırhına gerek olmadığı savunuldu. Murakıp heyeti, batık bankalara transfer olan üstatlarının yarattığı imaj sorunuyla ve beraberindeki polisiye olaylarla uğraşırken, yeni döneme uyum sağlayamadı. Mart 2000'de Zekeriya Temizel başkanlığındaki BDDK faaliyete geçtiğinde, çok sayıda banka her an patlayacak saatli bomba gibiydi. Temizel ve ekibi, Ağustos 2000'de düğmeye bastı. "Bankacılık sektöründe hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" uyarısı geldiğinde, vaziyeti idare edeceğini sananlar çoğunluktaydı. Temizel'in tezi, "Bankaların, organize suç örgütleri kurularak soyulduğu" iddiasına dayanıyordu. Bu nedenle murakıplardan özel ekipler kuruldu. "Çete suçuna göre" raporlar istendi. Emniyette sorgu odalarına giren murakıplar asli rolünü kaybetti. Engin Akçakoca döneminde ise BDDK, morga kaldırılan bankalara vakit ayırmaktan, sağlıklı bankalara eğilmeye fırsat bulamadı.
Şu anda, Bankalar Yeminli Murakıpları için senaryosu IMF tarafından yazılan, alternatif bürokrasi tarafından icra edilen bir "oyun oynanıyor." Yani tehlike çanları çalıyor. İmar Bankası olayı yeminli murakıplar açısından "tarihi sınav" niteliği kazandı. IMF'nin talebi, Hazine'nin onayı ile Fransız uzman J. Louis Fort ve İngiliz uzman Peter Hayward'a rapor ısmarlandı. Temmuz ayında rapor taslağı Hazine eliyle, BDDK'ya ulaştı. O metinde, henüz fatura BDDK'ya kesilmemişti. Murakıpların, "tasfiye kapsamına alınması" istenmemişti. Ne olduysa, yabancı uzmanlar ülkelerine döndükten sonra oldu. Rapor, dışarıdan uzanan ellerle yeni bir şekil aldı. Rapora son anda BDDK'nın sorumluluğu ve murakıpların yetersizliği ifadeleri eklendi! O BDDK ki İmar Depremi'nden aylar önce eski Başkan Yardımcısı Fikret Sevinç'in öncülüğünde gözetim ve denetimi düzeltme planı hazırlamıştı. Bu plan, IMF'ye sunulduktan kısa süre sonra rafa kaldırıldı.. Bugün, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in hayli zor bir konumda olduğunu söylemek zorundayız. Murakıp kökenli olan Bilgin bir yandan Finansal Hizmetler Kanun Taslağı yazarken diğer yandan doğup büyüdüğü murakıp heyeti için adeta idam fermanı imzalar duruma düşüyor. Bilgin, Bankalar Birliği ile geçen hafta yapılan toplantıda, IMF'nin murakıplara yönelik tavrından yakındı. BDDK'nın özerkliğinin korunması dışında bankacılardan beklediği desteği bulamadı. Bankacılık sisteminin rehabilitasyonunda ödenen ağır bedellere rağmen sorun, "denetim sorunu" olduğu kadar, "karar alma sorunuydu da." İmar da dahil olmak üzere mali yapısı bozulan bankalar zamanında farkedilmişti. İmar'daki kayıtların güvenilir olmadığına ilişkin yığınla rapor vardı. Bu yüzden, yeniden yapılandırma adına gelenekleri ve kimlikleri yok etmek gelecekte daha ağır sonuçlara yol açabilir.