kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
ABD'nin kendini toparlamasını bekliyoruz
Damardan tuzlama işkembe çorbası da olsaydı...
Şaka

ABD'nin kendini toparlamasını bekliyoruz

Amerikalılar bugün Başkan seçiyor. Bu ülke tek süper güç olduğuna göre, ABD Başkanı, bir anlamda dünyadaki bütün ülkelerin ve tüm insanlığın kaderini de yönlendiren kişi.
Ekonomiyi kötü yönetir ve dolar sarsılırsa, bu bütün ekonomileri etkiler.
ABD'nin askeri gücünü kötü yönlendirirse, bütün dünyayı istikrarsızlığa sürükler.
Bütün bunları yaşayarak görmedik mi? Bir de, Amerikalıların Başkan'ı seçememe ihtimali var. Yarışan adaylar arasındaki fark azaldıkça bu ihtimal güç kazanıyor. Örneğin geçen seçimde Florida'daki kargaşa sonucu kazanan kişinin (Bush) adı geç açıklanmış ve neticede birkaç kez tekrarlanan sayımlar sonunda George Bush, 537 oy farkla eyalette ve dolayısıyla ülkede seçimi kazanmıştı.
Hepimiz biliyoruz ki, Amerikan başkanını Amerikan seçmenleri doğrudan seçmiyor. Onların verdiği oylarla, "İkinci Seçmen"ler (Electoral College) belirleniyor. Bunların partilere göre dağılımı Başkan'ı belirliyor.
Ama her eyalette seçim sistemi aynı değil. Örneğin Maine ve Nebraska'da oylar nispi sisteme göre dağılıyor.
Ama diğer eyaletlerde çoğunluk sistemi var. Geçen seçimde Bush, Florida'da rakibi Al Gore'a on binde bir farkla üstünlük sağlamıştı. Ama Florida'daki 25 İkinci Seçmen'in tümü onun oldu ve böylece başkanlık için gerekli sayıya ulaştı..
Bütün bu kararsızlıklar arasında, seçimi kazanan Başkan adayının adı, 20 Ocak 2005'e kadar açıklanmak zorunda. Eski başkan bu tarihe kadar görevde kalıyor.
Peki ya seçim sonuçları mahkemeye düşer ve kesin sonuç, 20 Ocak'a kadar açıklanamazsa?.. 2000 yılı seçimlerinde Florida'daki durum yargıya intikal edince, kazananın belirlenmesi bir aydan fazla gecikmemiş miydi?
20 Ocak 2005'e kadar yargı kararı ve kazanan belli olmazsa, Temsilciler Meclisi Başkanı'nın görevinden istifa edip, yeni başkan belirleninceye kadar ABD Başkanı olması gerekirmiş. O olmazsa, Senato Başkanı, geçici başkan olurmuş.
Başka bir hipotetik durum da şu. Mesela 110 milyon Amerikan seçmeninin kullandığı oylar değerlendiriliyor. Sonuçta, İkinci Seçmen sayısı, 269'a 269 eşit çıkıyor. Yani adaylar berabere kalıyor. Amerikan Anayasası'na göre, bu durumda Temsilciler Meclisi Başkanı, Senato da Başkan Yardımcısı'nı seçermiş.
Bu durum da olmayacak şey değilmiş ihtimal hesaplarına göre. 1824'te Başkan Adams'ı Temsilciler Meclisi seçmiş.
Dileriz bunlar olmaz ve Bush ile Kerry'den biri, olay mahkemeye düşmeden ABD Başkanı seçilirler.
Çünkü ABD için de, dünya için de, Amerikan seçim sistemindeki aksaklıklardan daha önemli olan durum, ABD'nin bir süper güç olarak "Yeni Sistem"i kuramamış olmasıdır.
"Pax Americana" diye adlandırılan bu sistemde, barışın da, savaşın da, karşılıklı-bağımlılığın da, bağımsızlığın da kuralları belirsizdir.
Birleşmiş Milletler'in uluslararası ilişkilerin temel düzenleyicisi olmak niteliği, Irak'a müdahale ile yok edilmiştir.
Sovyetler'in çökmesi ile sade "Demir Perde" değil "Batı İttifakı" da buharlaşmış ve ABD ile en yakın müttefikleri arasındaki uzlaşma mekanizması işlemez hale gelmiştir.
"Global Terörizm"in gerçek niteliği anlaşılmadan ve Filistin Sorunu gibi terörizme kaynak olan problemlere el atılmadan, Amerikan kamuoyu bir savaş havasına sokularak, "Yabancı Düşmanlığı"na itilmiş ve bir "Polis Devleti" yapısına sürüklenmiştir.
Kim ABD Başkanı olacaksa olsun. Ancak ABD, "Yeni Dünya Düzeni"nin kurallarını oluşturmakta, şimdikinden farklı bir akılcılığı sergilesin artık.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Dalkavuk istemeyenler, medyaya dava açmaz...   / 01-11-2004
 Yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey...   / 31-10-2004
 Dünya klasiklerini yeniden okumalıyız!   / 30-10-2004
 İsmet Sezgin'in hissettiklerini o kadar iyi anlıyorum ki..   / 29-10-2004
 Türkler öğünmeli mi, yoksa övünmeli mi?   / 28-10-2004
 Yenilgiler, zaferlerden daha ilgi çekicidir..   / 27-10-2004
 Prens Charles'la Pera House'da birlikteydik   / 26-10-2004
 Halkla ilişkiler, ne savunma, ne de yalanlamadır   / 25-10-2004
 Eşcinsellik konusu da ilgi alanımızda artık!   / 24-10-2004
 Gonzalo ile Machuca'nın arkadaşlığı sürer mi?   / 23-10-2004
REHA MUHTAR
Nathalie ve aldatma
Ben günde 10-12 gazete...
MANSUR FORUTAN
Uçan tekmeyi yermişim böğrüme!
Alışık olmayan popoda don...
MEHMET BARLAS
ABD'nin kendini toparlamasını bekliyoruz
Amerikalılar...
SAVAŞ AY
'Yaşam kurgulayan adam!..'
İlle de anlaşmak gerekmiyor...
REFİK DURBAŞ
Bedelli askerlik ne oldu?
Bir ülke düşünün ki Başbakanı...
HINCAL ULUÇ
Körler ülkesinden, Bağdat yoluna..
Megaralı Byzas,...
EMRE AKÖZ
Alex'i nasıl oynatmalı?
Brezilyalı geldiğinde şöyle...
Çeksene elini
Çeksene elini
Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi yendiği derbi sonrası Türkiye ne golleri ne...
Yıldırım karşılık
Yıldırım karşılık
1- Daum görevinin başında, 2- Futbol takımı başarılıdır, 3- İnönü'de...
İnsan hakları skandalı!
Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Kaboğlu'nun...
Kerkük'te 'kontrollü gerilim' stratejisi
Kürtler'in, Kerkük'teki demografik yapıyı değiştirme girişiminden...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.