kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kocam öldüğünde kombine maç biletiyle tedavi oldum!
Kocam öldüğünde kombine maç biletiyle tedavi oldum!
Yakın arkadaşım evlenirken ben Glasgow Rangers maçına gittim
Programın adı Ömer Seyfettin'den
Eleştirmeye kıyamam...

Kocam öldüğünde kombine maç biletiyle tedavi oldum!

Fenerbahçe TV'de 'Yüksek Kramponlar' adında bir program yapan Feryal Pere, görüp görebileceğiniz en fanatik kadın! Programını yaparken de televizyoncu değil taraftar olduğunu söylüyor üzerine basa basa: Sanki benim gözümde katarakt var; önce Fenerbahçe gelir sonra doğrular....

Erkeklerin hakim olduğu bir dünyanın içinde Feryal Pere... Hem de birçok erkekten daha fazla içinde! O yüzden de epeyce ilgi çekiyor. Onu Fenerbahçe tribünlerinde izleyenler, izlemeyenlere anlatıyor. Locadan locaya atlıyor, çılgın taraftarların arasında bir süre deşarj oluyor, hop oturup hop kalkıyor, hatta küfrediyor! "90 dakika tam saha pres uyguluyorum" diyor gülerek. Pere'nin Fenerbahçe aşkı öyle bir şey ki; Radikal gazetesinde salı günleri yazdığı spor yazılarında takımı yense de yenilse de en ufak eleştiri yok! "Bu nasıl gazetecilik peki" dediğimde "Kıyamam" diyor. Aynı zamanda bir kurumsal menajerlik şirketi olan 'Ajans'ın genel müdürlüğünü de yapan Pere, hiçbir sakınca görmeden açıklıyor: "Yıllardır işe aldığım herkese önce hangi takımı tuttuğunu sorarım. Menajerliğini yaptığımız sanatçılardan Fenerli olanlar da her zaman daha fazla şefkat görür benden!" Peki bir kadın nasıl oluyor da bu kadar fanatik olabiliyor? "Sana benzeyen kalabalıkta kaybolmak çok güzel bir şey! Öyle bir heyecan var ki bu dünyada, kadınlar da bunu reddetmemeli" diyor. Bir de tavsiyesi var: "İsterim ki kadınlar daha çok sevsin futbolu çünkü o zaman hayat daha güzel olur, evdeki mutluluk artar, televizyon kavgaları azalır." Bu fanatikliği ona Fenerbahçe TV'nin kapılarını açmış tabii. 'Yüksek Kramponlar' adlı bir program hazırlıyor her hafta; FB'li futbolcularla ve taraftarlarla konuşuyor. Tabii yine büyük bir şefkat eşliğinde! İşte fanatik bir kadının hikâyesi...

* Siz nasıl bir ailede büyüdünüz de bu kadar fanatik oldunuz? Manastır'dan gelen babam ve Malatya'dan gelen annem sebebiyle komik bir çocukluğumuz vardı. Biz üç kardeş kendimizi melez zannederdik. Çok renkliydi evin içi. İki erkek kardeş ve babamdan ötürü evde iki tane renk daimi olarak vardı.

* Futbola merak nasıl başladı? Babam inşaatçıydı ve hep uzaklardaydı. Babam geldiğinde Fenerbahçe de gelirdi Ankara'ya. Belki de FB'yi bu kadar çok sevmemin en temel nedeni aynı anda ikisine de kavuşmak olabilir.

* Gazetecilik mi okudunuz? Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu'nu bitirdim. Siyaset bilimi mastırım var. Annem ara sıra hatırlatır, "Evladım mastırın bile var, niye erkek gibi maç peşinde koşuyorsun' diye... Ama çok hayal kırıklığı yaşadı benim neslim. Başka hayaller vardı; dünya kurtulacak, Türkiye kurtulacak, neler neler olacaktı... O arada gizli bir sevdaydı Fenerbahçe, sorgusuz sualsiz benimsediğimiz... Benim gençliğimde futbol düşkünü olmak ya da bir kulübün taraftarı olmak çok özendirilen bir şey değildi. Yastık altı şiiriydi...

* Ya iş hayatı? TRT'de kısa bir programcılığım var, sonra reklamcı oldum. Çok uzun yıllar Güzel Sanatlar, sonra Cen Ajans... Ama o yıllarda da FB hayatımın en önemli şeyiydi. Arkadaşım Mine Kırıkkanat sayesinde Radikal'de Fener yazıları yazmaya başladım. Başlangıçta 'Allah Allah nereden çıktı bu kadın?' diyenler oldu! Ben salı günleri yazıyorum, en son maç pazar akşamı bitmiş oluyor, arada koca bir pazartesi var, pazar günü bütün kanallarda spor programı var, pazartesi günleri de futbol yorumları... Dolayısıyla ben taktikleri, teknikleri değil sadece aşkımı anlatıyorum. Israrla ve inatla 'şöyle oynadı, böyle oynadı' yazmayacağım; bu aşk nasıl bir şeydir onu yazacağım.

* FB'ye aşkınızı yazarken mi TV için keşfedildiniz? Süpersport kanalı vardı, 1 yıl kadar yayın hayatı oldu. Orada bir program yapardım ama ev sahibi değildim. Yani diğer takımlardan da bahsetmek gerekiyordu, o da biraz zor oluyordu. Dilimi ısırmam falan gerekiyordu! Fenerbahçe Televizyonu'nda evimde konuşuyorum, o rahatlık var.

* Pek çok fanatik kadın vardır, neden siz? Benim yazılarımdan kaynaklanan bir şey büyük ihtimalle. Bir de yıllardan beri Saracoğlu'nda oynanan hiçbir maçı kaçırmadım. Tribündeki sakin (!) duruşum da etkili olmuş olabilir.

* Evet sakin duruşunuzu görenler anlatıyor! 90 dakika tam saha pres uyguluyorum.

* Peki kim keşfetti sizi? Nuri Çolakoğlu kuruluşunda FBTV'nin başındaydı. 'Bir program yapmanı istiyoruz' diye çağırdı, geliş o geliş.

* Evde takım kavgası var mı? Ben 5 sene önce kaybettim eşimi. Daha farklı bir Fenerbahçeli'ydi o; klasik! Her durumda söylenen; yani 6 olursa niye 7 değil diyen biriydi. Çok didişirdik. Çok fazla maça gidemezdim eşim hayatteyken çünkü kendimi tribünlerden aşağıya atacağım korkusu vardı onda.

* Program yapmak üzere seçilmenizin tek nedeni fanatikliğiniz mi? Zannetmiyorum. Bir defa yıllardan beri benzer işlerin içindeyim, tecrübem var.

* Hiç mi torpiliniz yoktu? Burada torpil olmadığını herkes çok iyi bilir de; Radikal'de yazmamda torpil arayanlara bu vesileyle cevap vereyim: O sırada Radikal yayın hayatına kardeşim Mehmet'in (Yılmaz) genel yayın yönetmenliğiyle başladı. İlk günlerde 'işte tamam' diyenler oldu ama bu öyle bir şey ki, ablaya torpille olacak gibi değil. 2 tane, 3 tane yazabilirdim ama 4 yıldır yazıyorum. Hiçbir payı yoktur, hatta haberi yoktur; bu Mine Kırıkkanat, İsmet Berkan ve Yiğiter Uluğ sayesinde olmuş bir şeydir.

* Siz fanatik davranışlar sergilerken nasıl tepkiler alıyorsunuz? Yadırgayıcı bakışlar oluyor mu? Saracoğlu'nda olmuyor çünkü herkes benden beter! Burada ülkesiyle, milletiyle bölünmez bir bütünüz; erkek dişi fark etmez hiçbir şekilde! Ama dışarıda tabii oluyor. Uçaktan inmişiz mesela, hiç tanımadığım insanlar... Biri Fenerbahçe'ye laf ediyor, sana ne kadın değil mi! Muhakkak bir şey söylüyorum. Tutamıyorum kendimi.




Röportaj: ŞİRİN SEVER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Anadolu Ateşi'nin tansiyonu düşmüyor
 Anadolu'nun sesleri sanal müzede buluştu
 Çetin bunu hep yapıyor
 'Beni gerçekten bakan sanıyorlar'
 Griple aşkın benzerlikleri
 Abartıdan uzak lüks ve kalite: Yargıcı
 Kahve sağlığa dost mu düşman mı?
 En çekici 10 erkek
 Cumhuriyet'i pedal çevirerek kutladılar
 Bir iyilik, bir mutluluk
AYŞE ÖZYILMAZEL
Ustalarım dostluk mesajı verdi, tribünden ses...
HAKAN & UTKU
Yeni Türk Lirası soruları
* Eski ve yeni liraların...
AYŞE TÜTER
Ramazan Sofrası
Köfteli tarhana
Tarhanayı...
Parantez ve çarpık bacaklar estetik bir görünüme kavuşuyor
Parantez ve çarpık bacaklar estetik bir görünüme kavuşuyor
Doğuştan olan kemikeksiklikleri, çarpıkayaklar ve çarpıkbacakların...
Altıoklar kendi patronu oldu
Altıoklar kendi patronu oldu
Yapımcılara projelerini ve istediği oyuncuları kabul ettirmede sorun...
Ramazanlık Gülben Feshane'yi coşturdu
Ramazanlık Gülben Feshane'yi coşturdu
Geleneksel Ramazan konserlerinin değişmez adresi Feshane'de...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.