Ramazan Geldi, Hoşgeldi...

Dikkat ediyor musunuz günler ne kadar çabuk geçiyor. 2000 yılı gelmeden "Acaba 2001'i görecek miyiz?" diyorduk. Neredeyse 2004 bitecek. Türkiye'deki atyarışı olayının da 2004 de bilemedin 2005'in başlarında dibe vuracağı çok konuşuldu. Doğrusunu isterseniz bende bu düşüncede olanlardan biri idim. Bakıyorum bazıları görüşlerini değiştirmiş. Ben hala fikrimde ısrarlıyım. Atyarışı sporu büyük bir ihtimalle devam edecek ama hala önünü göremeyenler nedeni ile öylesine devam edecek. Hani "Şey zoruyla" derler ya, öyle devam edecek. Devamlı gözlemliyorum. Eski Yarışseverlerin çoğu bugün sadece uzaktan Atyarışlarını takip ediyor. Hatta takipte etmiyor ama, benim gibi bu işin içinde olanlara rastlayınca eski günleri yadetmekten geri kalmıyor. Demek ki bugün Atyarışı'nın devamını sağlıyanların büyük çoğunluğu son iki üç senenin yarışsever yaptıkları...
Lütfen "Ramazan geldi deyip, bizi de kendi karamsarlığının içine katmaya çalışma" demeyin. Milletin atçılık ve yarışçılıkta nerelere gittiğine bakın, vazgeçtim Fransa'dan, Amerika'dan, İngiltere'den falan, Japonya'ya, Hong Kong'a, Singapur'a bakın adamlar nerelerde... Biz hala Endenozya'nın, Filipinler'in, Pakistan'ın düştüğü durumlara düşmediğimize seviniyoruz.
Evet bugün Ramazan'dan evvelki son Yarış günü... Üstelik 26 tane yeni tayla tanışacağız. Ben de, benim ve benden sonraki jenerasyondaki Bakırköy'lülerin hatıralarında yer alan Miltiyadi Gazinosunun adını taşıyan tayımı ilk defa seyredeceğim. Tabii, "Tüm atların ayakları düz bassın." ve "Bahtınız açık, şansınız bol olsun." diyerek...