kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Havalimanında insanlık komedisi
Atilla Dorsay'dan sinema

Spielberg bu filmde ülkesine çok ciddi bir eleştiri getiriyor. Ama bunu yaparken, diğer taraftan ülkesinin değerlerini ve 20. yüzyıla verdiği emsalsiz armağanları da unutmuyor

***

Havalimanında insanlık komedisi

Spielberg bu filmde ülkesine çok ciddi bir eleştiri getiriyor. Ama bunu yaparken, diğer taraftan ülkesinin değerlerini ve 20. yüzyıla verdiği emsalsiz armağanları da unutmuyor.

Büyük havalimanları... Hergün on binlerce insanın geçip gittiği, kıtaları, insanları, yaşamları birbirine bağlayan büyük buluşma noktaları, yolcu sayısı kadar farklı yaşamların düğümlendiği modern ve teknolojik Babil Kuleleri... Bu sayısız hikayeden biri, devrimle altüst olan İran'dan Batı'ya gelirken değişen rejim nedeniyle tüm belgeleri geçersiz olan, böylece vatansız, kimliksiz, belgesiz, Paris havaalanına sıkışıp kalan ve yıllardır orada yaşayan bir İranlı'nın öyküsüydü ve geçen aylarda basına yansımıştı. İşte Spielberg, bu gerçek hikayeden yola çıkmış ve bunun çevresinde, koza gibi kendi dünyasının filmini örmüş. Spielberg'in kahramanı, küçük (ve düşsel) Doğu Avrupa ülkesi Krakozya'lı duvar işçisi Viktor Navorski'dir. ABD'ye kısa bir ziyaret için gelmektedir. Ama New York'a ayak bastığı gün, ülkesinde devrim olur ve yeni hükümet ABD tarafından tanınmaz. Bu da Viktor'u asıl öyküdeki İranlı'nın konumuna getirir. Ve adamın JFK adlı dev terminaldeki uzun serüveni başlar. Spielberg, hikayeyi kendi dünyasının süzgecinden geçirmiş. Belki böylece hikaye keskinliğinden ve gerçekliğinden bir şeyler yitirmiş. Ama öyle çok şey kazanmış ki...Yönetmen, o sonuç olarak hep iyimser çocuk ruhu içinde, havalimanını ABD'nin, giderek dünyamızın bir mikrokozması gibi kullanıyor. İlk bakıştaki ürkünç kargaşanın gerisinde, bir zaman sonra çalışanların bir komün gibi bir yerlerde birleştikleri, birbirlerini koruyup gözettikleri bir modern masal mekanı... Bu masalın içinde, Spielberg bilinen hümanist yanını ve pembe iyimserliğini temelde korurken, yine de önemli, hatta yaşamsal mesajlar veriyor. Örneğin ABD'nin son dönemde tüm dünyada tepki alan siyasetleri ve baskıcı, adeta zorba kimliği, zavallı bir göçmenin ülkesindeki hasta babasına götürmek istediği ilaçlar sahnesinde iyice belirginleşiyor. Stanley Tucci'nin emsalsiz biçimde canlandırdığı, kuralcı ve şekilci acımasız yeni müdür, yasalar gereği ilaçlara el koymak isterken, Navorski'nin hergün okuduğu yönetmeliklerde keşfettiği bir maddeyle olayı aşılıyor: Eğer ilaçlar bir insan için değil de bir hayvan içinse, geçişinde sakınca yoktur!.. Navorski, zavallı göçmene ilaçları babası için değil, keçisi için (!) aldığını söyletiyor ve sorun çözülüyor. Ama geride zorba görev anlayışının ve şekilci bürokrasinin müthiş bir hicvi kalıyor.

MASALDAN GERÇEĞE
Böylece Spielberg, ülkesine çok ciddi bir eleştiri getiriyor: Farklı kültürleri, değişik gelenekleri bilmemek ve anlamaya da çaba göstermemek... Ama bunu yaparken, öte yandan ülkesinin güzel şeylerini ve 20. yüzyıla verdiği emsalsiz armağanları da unutmuyor. İvan'ın ABD'ye gelişinin nedeni, caz tutkunu babasının yıllar önce yazıp imzalarını topladığı sayısız ünlü caz ustası arasında yanıt alamadığı tek cazcıyı bulup imzasını almak ve böylece yakın zamanda ölen adamın vasiyetini yerine getirmek değil midir? Tek bir sahneyle verilen "caz başkenti New York" imajı bile, çok kişinin bu ülkeye karşı önüne geçilemez hayranlığının ve onun kültürünü, yönetimlerin büyük hatalarından ve yanlışlarından ayrı tutma tavrının sinemasal bir izdüşümü olup çıkıyor. "Terminal" iyi anlatılmış, iyi oynanmış bir film. Tüm oyuncular arasında özellikle temizleyici Gupta'yı oynayan 85 yaşındaki Hintli oyuncu Kumar Pallana'ya özel bir dikkat lütfen... Dramla komediyi enfes biçimde harmanlamış ve masallar dünyasından gerçeklerin dünyasına geçiş yapmış bu Spielberg yapımını kendi adıma çok sevdim. Umarım siz de aynı biçimde seversiniz.
DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 Bosna Savaşı'nda bir Romeo Jülyet hikayesi
 Geçmişi olmayan adamın dönüşü
 Küba'da ilk dans, ilk aşk, erotizm ve devrim
 Hem teknolojik hem nostaljik bir seyirlik
 Kentte yaşamak bana acı veriyor
 İstanbul festivaller başkenti oldu
 Usta bir oyuncunun yönetmenlik çabası
 Bir çizgi roman uyarlaması daha
 Çığlık'ın yıldızından yeni bir film
 Hayatın labirentlerinde kaybolanların öyküsü
 En güzel filmler bu kuşakta
 Sufi gözüyle Türkiye turu
 Ünlü tv serisinden perdeye
 Dev yılanlar yalnızca maceraseverler için
 Otoyolda aşk ve kavga
 İdolünüz yan kapı komşunuz olursa
 Sinema dünyamızı değiştirebilir
 Yeşilçam'ın klasik hataları
 Şimdi gülmek zamanıdır
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Şarap sabır ve ilgi ister
Şarap sabır ve ilgi ister
Her şarap yıllandırılmaya uygun değil. Kısa sürede tüketilmek üzere...
En ideal saklama yeri mahzenler
En ideal saklama yeri mahzenler
Mahzen; şarabın evi, büyüdüğü, olgunlaştığı ortam. Son yıllarda...
Gerçek aşklara acilen ihtiyacımız var
Hint mitolojisine göre kadın ve erkeğin yaratılışı şöyle olmuş....
LÖSEV Pazarı Askeri Müze'de
Ankara Lösemili Çocuklar Vakfı'nın (LÖSEV) Anadolu'nun tüm illerinde...
Fıstık Ahmet'in gözüyle Adalar
Büyükada'nın Fıstık Ahmet'i, Türk'ü, Rum'u Ermeni'si, Yahusi'si ve levanteniyle...
Modern çağın saplantılı hastalığı büyük yalnızlık
Sinem Güdüm'ün ilk kitabında üç ülkeden üç kadının hikayesi anlatılıyor. Onlar,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.