kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Kerry'nin şansı (!)

Bush'un Irak politikalarını şiddetle eleştiren "Fahrenheit 9/11" nihayet Türkiye'de de gösterime girdi. Girer girmez de tartışmalar başladı. Ancak...
Hemen belirtelim ki, Türkiye'de ya da dünyanın bir başka ülkesinde, bu filmle ilgili tartışmaların "kıymet-i harbiyesi" bulunmuyor.
Çünkü bu filmin "dünyalılar"a bir şey anlatmak gibi bir derdi ve iddiası yok.
Fahrenheit 9/11 "Amerikalılar için ama yalnızca Amerikalılar için" yapılmış bir film.
Filmin ABD dışındaki ülkelerde de vizyona girmiş olması yapım şirketinin ticari kaygılarından başka amaç taşımıyor.
Filmin yaratıcısı Michael Moore ise, bunlarla ilgili değil.
Dünyadaki tepkilere zerrece aldırmıyor. O; filminin Amerikan kamuoyunda yaracağı yankılarla ilgili sadece... Derdi ülkesindeki yalanlar ve o yalanları yayanlarla.

***

Filmin "dünyalılar"ı hedef almamasının sebebi basit aslında:
"Fahrenheit 9/11"in anlattığı pek çok olay, Amerika dışındaki insanlar için hiç de yeni değil.
Bush'un ilişkileri, mazideki, Usame-CIA rabıtası, Pentagon'daki "şirket"in çevirdiği dolaplar, vesaire, vesaire... Konuyla az çok ilgili olanların bildiği şeyler hepsi...
Ya da, çoğu; "dünyalılar"ın televizyonlarında izledikleri görüntüler:
Söz gelimi bu filmi Türkiye'de izleyen biri için; çığlık çığlığa ağlayan "Iraklı anne" sahnesi sarsıcı ve çarpıcı bir görüntü sayılabilir mi? Her birimiz ekranlarımızda kimbilir kaç kez tanık olduk bu görüntülere?
Ya Amerikalılar?
Biz "Fahrenheit 9/11"i, Temmuz ayında asıl "hedef kitlesi" olan Amerikalı seyircilerle birlikte izledik.
Salonu dolduran Amerikalı kadınların, o "Iraklı kadın"ı izlerken hıçkıra hıçkıra ağladıklarına tanık olduk.
Neden biliyor musunuz? Çünkü böyle bir görüntüyü ilk kez izliyorlardı. Akşam haberlerinde "çata-pata" sesleri arasında geçip giden o "kaçınılmaz ve kutsal savaş"ın görüntüleri arasında böyle insani trajediler olabileceğini ilk kez fark ediyorlardı.
Ve daha pek çok gerçeği...

***

İşin aslı şuydu:
Fahrenheit 9/11 "taraflı" bir filmdi. Objektif bir "televizyon belgesel"i filan değildi. Böyle bir iddiası olmadı hiçbir zaman.
Aksine Michael Moore, taraflı olduğunu bağıra bağıra çekti filmini. Bush'a, Bush'un Irak politikalarına ve savaşa "karşı" taraftı.
Belki de bir "televizyon programı" yerine, bir "sinema filmi" olarak çekilmesinin asıl nedeni de buydu:
İnsanlar bunu bilerek almalıydı biletlerini gişelerden.
Rasgele ekranda karşısına çıkan bir TV programını izlemek yerine; "Fahrenheit 9/11"in "duruş"una ortak olmalı, bu politik tavrı bilinçli olarak tercih etmeliydi.
Bu anlamda filmin ABD'de haftalarca hatta aylarca "vizyon"da kalması, Michael Moore'un amaçlarına ulaştığının göstergesidir.
Moore, uyuyan ve uyutulan Amerikan kamuoyunu uyandırmış, Başkan Bush'un durumunu ise ciddi biçimde sarsmıştır.

***

Moore'un güvenilirliği; savaşa karşı insani bir duruşla "taraf" olmasından gelmiyor yalnızca.
Sıra dışı yönetmen, yine sıra dışı biçimde, Cumhuriyetçiler'e karşı olduğu kadar Demokratlar'a karşı da acımasızdır.
Yani sanıldığı gibi, Fahrenheit 9/11, Demokratlar'a destek veren bir film olarak yapılmadığı gibi; Moore'un kendisi de "siyaseten" Demokratlar'ın yanında değildir.
Hatta programlarında ve kitaplarında alaycıdır Demokratlar'a karşı.
Bütün bunlara rağmen, Demokrat aday Kerry, Fahrenheit 9/11'in yarattığı havayı seçim şansını artırmak için kullanabilirdi.
Bunu yapmadı... Bu fırsatı kaçırdı... Tersine...
"Kerry kendi hatalarından seçimleri kaybedebilir..."
Perşembeye...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Son ders!   / 16-09-2004
 11 Eylül dersleri!   / 14-09-2004
 11 Eylül'dü...   / 11-09-2004
 Çocuklara kıyanlar da çocuktu bir zamanlar!   / 07-09-2004
 Hedef!   / 02-09-2004
 11 Eylül'e 11 gün kala...   / 31-08-2004
 Saate karşı yarış!   / 28-08-2004
 Son uçakta bir eksik!   / 26-08-2004
 Başkan tatilde!..   / 24-08-2004
 21 Ağustos'tan 11 Eylül'e...   / 21-08-2004
ALİ KIRCA
Kerry'nin şansı (!)
Bush'un Irak politikalarını...
YAVUZ DONAT
İşte dünyanın en büyük barajı
Yangtze, dünyanın üçüncü...
Bosque'ye talip var
Bosque'ye talip var
Real Madrid'in hocası Camacho'nun yerine geçici olarak Garcia Remon...
Galibiyet hakkımızdı!
Galibiyet hakkımızdı!
Beşiktaşlı futbolculardan Carew, Okan ve Murat Şahin; derbi maçta...
TCK ve zina krizi Brüksel'i bekliyor
TCK ve zina krizi Brüksel'i bekliyor
Başbakan perşembe günü Brüksel’de AB’nin TCK ve zinaya ilişkin...
Veziroğlu'nun zor seçimi
Kaçırılan 10 Türk işçisiyle, 160 milyon dolarlık yol 'iş'i arasında...
'Engel' tanımıyorlar
Japonya'dan özel olarak getirilen dokuma tezgâhı sayesinde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.