Geleneksel, stilize ve elitist
Valentino, bir ülkenin imajı ve tanıtımında modacıların ne denli önemli olduğunun bir kanıtıdır. Moda evinin 2005 sonbahar-kış koleksiyonunda detaylar ve aksesuvarlar oldukça zengin. Modacının 40'lı yıllardan etkilendiği aşikar.
Yeni bir haftaya merhaba! Siz bu satırları okurken, ben Milano'dayım. Güzel hava ve ayakkabı fuarı sebebiyle şehrin içi çok hareketli ve kalabalık. Buraya her gelişimde uğradığım, sizlerin de yolu Milano'ya düşerse uğramanızı tavsiye etmek istediğim Duomo Meydanı'ndaki Befi Sandwich House'a uğradım ve kahvemi içerken yazımı yazıyorum. Bu haftanın yazısı için, pek çok konu geçiyordu aklımdan. Ama yıllardır istikrarlı moda serüveni ve hemen farkedilen tarzı ile uzun zamandır bahsetmek istediğim bir isim vardı. Doğduğu şehre düşünce yolum, Valentino Garavani'den bahsetmek istedim.
İTALYAN MODASININ ÖNCÜ İSMİ Valentino Garavani'nin hikayesi, moda sektöründe sadece bir sanatçının hikayesi değil, stratejik kararları, ticari atılımlarıyla İtalya modasının gelişimi olarak değerlendirilir. Bir ülkenin imajı ve tanıtımında ne denli önemli olduğunun bir kanıtıdır bu marka. Bu nedenle olsa gerek, İtalyan hükümeti tarafından birçok kez ödüllendirilmiş ve şövalye unvanı almıştır. Valentino, Milano'nun kuzeyinde Voghera'da doğmuş. Lise yıllarında çizim derslerine ve birgün Paris'de olmanın hayaliyle Fransızca derslerine başlamış. Üniversite yıllarında, 50'lilerin tasarımcılarından Dessve Laroche ile çalışmış. 1959'da İtalya'ya dönüp, ailesinin desteğiyle couture modaevini açmış. 1965 yılında artık adı 'İtalyan modasının öncülerinden' şeklinde anılmaya başlamış. İlk gerçek büyük başarısı 1969 yılında sunduğu "White Collection" ile olmuş. Bu koleksiyon aynı zamanda o ünlü "V" logosunun doğduğu koleksiyon.
İLK BUTİK MİLANO'DA Bu koleksiyon ile Valentino Galavani, kısa süre içinde dünya çapında tanınmış ve elit kesimin tasarımcısı olarak çalışmaya başlamış. Müşterileri arasında Elizabeth Taylor, Farah Diba, Prenses Margaret gibi isimler yer almaya başlamış. Tabii bir de, her zaman kendisinden çok etkilendiğini dile getirdiği, Aristote Onassis ile evlenirken giydiği gelinliğini de tasarladığı Jacqueline Kennedy Valentino Garavani, couture başarısıyla birlikte hazır giyime de yönelmiş ve ilk butiğini Milano'da açmış. Roma ve New York butiklerini de açtıktan sonra, ilk hazır giyim koleksiyonu ile, ilk Paris defilesini 1975'de yapmış. Modaya başladığı nokta olan couture tasarımları ile Paris Haute Couture haftasında yer alması için ise 1989'a kadar beklemesi gerekmiş. Çünkü, o yıllarda Paris Haute Couture haftası henüz kapalıymış, özellikle de yabancılara... Tasarımlarından yeni bir şeyler keşfetmenin peşine düşmektense, couture dikiş tekniklerini geliştirmeyi ve mükemmelliği ön planda tutmuş bir isim Valentino. Kadın vücudunun kendince önemli yerlerini, boyun, bel, bilekler gibi hatlarını ön plana çıkarmış ve anahtar sözcükleri her zaman geleneksel, stilize ve elitist olmuş. Valentino atelyesine gelmeden, sekreteri asansör çıkışına ve odasına en sevdiği kokuyu sıkarmış. Valentino'nun hassasiyetinin, şıklığının başka bir örneği de bu sanırım...
GÖNDERME YAPIYOR 2005 sonbahar-kış koleksiyonunda sade ama detaylar ve aksesuvarlarda oldukça zengin Valentino. 40'lardan oldukça etkilenmiş. Beyaz ve siyahın yoğun kullanıldığı, dantel, şifon, saten gibi çok feminen kumaşların, mini, dar ceketlerin, yüksek belli bol paça pantolonların, beyaz, yüksek yakalı gömleklerin ön planda olduğu bir koleksiyon hazırlamış. Geçen yıl kaybettiğimiz ünlü fotoğrafçı Helmut Newton fotoğraflarındaki dişi, erotik kadına göndermeler var. Valentino kadınının en yalın ve en feminen koleksiyonlarından biri bu sanırım. Bu arada geçen hafta New York Moda Haftası'nda koleksiyonunu sunan sevgili Atıl Kutoğlu'nun defilesini de basından takip edebildim ve gurur duydum. Her alanda Türkiye'nin en güzel şekilde temsil edilmesi dileklerimle... İyi haftalar.
|