|
|
|
|
Ayaklar artık el işi yorgana uzanmıyor
Yerini fabrika işine bırakan ve unutulmaya yüz tutan yorgancılık, yeni çıraklar bekliyor. Anadolu kültürünün en eski öğelerinden olan ve geleneksel el sanatları içinde özel bir yeri bulunan yorgancılığı inatla sürdüren çok az usta kaldı.
Geçmişte her genç kızın çeyizinde en az bir tane atlas yorgan bulunurdu. Sünnet olacak çocuğun yatağına serilecek yorgan özenle hazırlanırdı. Teknoloji ilerleyip her şeyin hazırı çarşılarda satılmaya başlayınca, çeyizlerdeki atlas, yün ya da pamuk yorganların yerini hafif, renkli, kir tutmayan ve makinede yıkanabilen, ev tekstili yorganlar almaya başladı. El yapımı yorganlara olan rağbetin azalması, sayıları iyice azalan yorgan ustalarını da kaygılandırıyor. Sayıları birkaç yüzü geçmeyen yorgan ustaları, nostaljik de olsa eskiye bir dönüş olduğunda hemfikirler ama zanaatın istikbalini hiç parlak görmüyorlar.
İĞNEYLE KUYU KAZIYOR Ankara Umum Hallaçlar ve Yorgancılar Derneği Başkan Vekili Ergün Kazancı, şu anda derneklerine kayıtlı 160 üye olduğunu, ancak bunların içinde kayıtlı görünüp, mesleğini yapmayanların da bulunduğunu tahmin ettiklerini belirtti. Her yıl ortalama 5-10 esnafın dükkânını kapatıp, kaydını sildirdiğini ifade eden Kazancı, maliyetlerin yüksekliği nedeniyle fabrikasyon üretimle yarışamadıklarından yakındı. 40 yıldır yorgancılık yapan ve babasından devraldığı mesleğini Osman, Levent ve Bülent isimli üç oğluyla birlikte, Zümrüt Yorganevi'nde devam ettiren Yılmaz Küz (55), yorgancılığın "iğneyle kuyu kazmak" gibi bir iş olduğunu söyledi. Küz, buna rağmen mesleğin hak ettiği ilgiyi görmemesinden yakındı. Bir dönem, Ankara Umum Hallaçlar ve Yorgancılar Derneği Başkanlığı da yapan Küz, yorgancılığın şu sıralar zor günler yaşadığını doğrulayarak, "Fabrikasyon üretimin yorgancılığa sekte vurduğu doğrudur ama ben böyle el sanatlarının biteceğine inanmıyorum. Talep azalsa bile umutluyum. Çünkü son on yıldır bir geriye dönüş var" diye konuştu. Fabrikasyon üretime kayışın bir nedeninin de tembellik olduğunu aktaran Küz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar artık evlilik çağına gelmiş kızlarına yorgan yüzlemeyi, çarşaflamayı öğretmiyorlar. Çalışan kadınlar da 'Hazır yorgan daha rahat temizleniyor, vakit ayırmamıza gerek kalmıyor' diyorlar ama yorgan zaten vakit isteyen bir şey değil ki. Bir yorganı alırsınız, on yıl sonra yüzünü çıkartıp, yününü yıkayıp getirirsiniz. Ondan sonra biz onu tekrar dikeriz, o kadar. On yılda bir kez vakit ayıramayacaklar mı yani?"
HAZIRI SAĞLIKLI DEĞİL Hazır yorganların elyaf, sünger gibi teri emmeyen, nefes almayan maddelerden yapıldığını belirten Küz, "Yatak, yorgan gibi ürünler pamuk ya da yünden yapılmalıdır. Çünkü diğer maddeler sağlıksızdır. Terlemeye neden olup da teri emmeyen maddeden yapılan yorganlar, romatizma gibi rahatsızlıklara neden oluyor" diye konuştu. İnsanların rahat uyumak için 600-700 milyon verip, yatak aldıklarını söyleyen Küz, şunları kaydetti: "O kadar parayı veriyorlar ama yine de bize gelip yatağın üstüne şilte diktiriyorlar. Çünkü o yatakların sıhhi olduğuna inanmıyorlar." Şu anda özellikle genç kız çeyizleri ve sünnet yatakları için yorgan siparişi geldiğini belirten Yılmaz Usta, "Hâlâ bazı insanlar eskinin kültürüne saygı gösteriyorlar ve o yaşam biçimini devam ettiriyorlar" dedi.
Elif KARADENİZLİ - Özlem EROĞLU / MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|