kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Emperyal düşler

Eylül saldırılarıyla başlayan, Afganistan ve Irak savaşlarıyla devam eden dönemde dünya siyasetine yeni bir şekil verilmeye çalışıldığı konusunda bir mutabakat var. Bu bağlamda ABD'nin bir imparatorluk kurmaya çalışıp çalışmadığı, bunu yaparken kullandığı yöntemler ve bu dürtünün ardındaki unsurlar derinlemesine tartışılıyor.
Bu bağlamda en çok tartışılan konulardan biri, Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Soğuk Savaş düzeninde şekillenmiş olan "Batı", kendisini var eden Sovyet sistemi alternatifi ve askeri tehdidi ortadan kalktıktan sonra varlığını sürdürebilecek mi? Irak savaşyla iyice ortaya çıkan Fransa-Almanya bloğu ya da AB ile ABD arasındaki çatışma, uzlaşmaz bir çelişkiye mi delalet ediyor?
Türkiye'nin en özgün düşünürlerinden Çağlar Keyder de, Memalik-i Osmaniye'den Avrupa Birliği'ne başlıklı, okuyana geniş ufuklar açan kitabında bu soruyu irdeliyor. Keyder'e göre Batı hayalinin iki farklı somutlanmasının emperyal projeleri birbirinden farklı. "Bu farkın bir boyutu emperyal amaçlara ulaşlmasında kullanılan değişik stratejiler: Amerika'nın 11 Eylül sonrası başvurduğu savaş ve işgal stratejisine karş, AB'nin, kuralları kabul eden ülkeleri kendi istekleriyle bünyesine alma yoluyla genişlemesi. İkinci fark, globalleşmenin yönetiminde... tektaraflılık karşsında hukuki meşruiyete önem veren çok taraflılık".

Truva atı olur muyuz?
Bu karştlık çerçevesinde Türkiye'nin Batı içinde yapacağı tercih de kendisine biçtiği geleceği belirleyecek. Bu denli kesin ve keskin hatlarla konulan bir karştlık ister istemez ABD'nin Türkiye'ye AB konusunda verdiği desteğin niteliğini de sorgulatıyor. Örneğin, , Keyder'in kitabıyla ilgili Virgül dergisindeki yazısında Faruk Tabak, herhangi bir veriyle destekleme gereği duymadan Clinton'un Türkiye'nin üyeliğine verdiği desteğin samimiyetsiz olduğuna hükmedebiliyor. Bu bakış açısında Türkiye, tıpkı bazı Avrupalılar'ın söylediği gibi, AB'yi bölecek, zayıflatacak bir Truva atı olabilir.
Bu yaklaşmlarda iç siyasetle dış siyaset arasındaki ilişki hatta daha genel olarak siyasetin özgünlüğü bazen devre dışı kalıyor. Öncelikle Clinton döneminde Batı içindeki kavgaların çatışmalara yol açmamış olduğunu hatırlamak gerekir. Halbuki Bush döneminde azan tektaraflılık, Clinton döneminde de vardı. Küreselleşmenin niteliği konusundaki görüş ayrılığı da ortadaydı.
Ancak bu sürtüşmeler Amerikan hegemonyasının bu sertlikte sorgulanmasına ya da onunla çatışmaya girilmesine de yol açmıyordu. Bu perspektiften bakıldığında, Türkiye'yi genel Batı ittifakı içinde tutmak ve bunu AB kurumsal çerçevesi içinde gerçekleştirmek ABD açısından da gerçekçi bir hedefti.

"Savaşa destek vermezdik"
Bunun ötesinde ABD'deki demokratik sistemin askeri güce dayalı emperyal hırsları ne ölçüde taşyacağı sorusu da halen gündemde. ABD Senatosu'nun dün yayımladığı Irak savaş öncesinde istihbarat değerlendirmelerini kıyasıya eşleştiren rapor, bu bağlamda büyük önem taşyor. Komisyon'un başkan yardımcısı Jay Rockefeller basın toplantısında yönetimi istihbarat örgütlerine baskı uygulamakla suçladı ve "Bugün bildiklerimizi o gün bilseydik 75 oyla bu savaşa destek vermezdik" diyebildi.
ABD'nin 1980'lerden beri gelen iç dinamiklerinin sopalı emperyal projeye uygun bir siyasi ve zihinsel iklim yarattığı doğru. Ancak Amerikan demokrasisinin ve yerleşik seçkinlerin de cephanesi tükenmiş değil. Batı içi yeni bir mutabakatın kurulması da olası. Tam da bu nedenlerle kasımdaki başkanlık seçimleri tarihi öneme sahip. Türkiye için daha iyi olabilir yanılgısıyla Bush'u desteklemek de o nedenle pek akla uygun bir tercih sayıla-

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tekneyi sallamak   / 12-08-2004
 Notalardan taşanlar   / 08-08-2004
 Terör, Irak ve ABD seçimleri   / 05-08-2004
 Kaza, suç ve insan   / 25-07-2004
 Aralık'a doğru   / 22-07-2004
 Dış politika nabzı   / 18-07-2004
 Siyaset ayarı   / 15-07-2004
 İlişkiler zayıflamış değil   / 13-07-2004
 Emperyal düşler   / 11-07-2004
 Seçime doğru   / 08-07-2004
SOLİ ÖZEL
Necef ve sonrası
Irak'ta iki iktidar savaş eş anlı...
Samba Turka: 2-1
Samba Turka: 2-1
Hooijdonk'un penaltı kaçırdığı maçta, Alex'in Luciano'ya asisti ve...
Daum Frenledi
Daum Frenledi
Samsun'un "Benden çekinin" denecek tarafı yoktu. Yine de hücum...
Öcalan Öcalan'a karşı
Öcalan Öcalan'a karşı
1978 yılında Diyarbakır'da kurulan PKK, 26 yıl sonra ikiye bölündü.
Derin kavga
Çakıcı adıyla ortaya çıkan üç skandal var. Birinci olayda Mesut...
Bu dostluğa bu alkış çok yakıştı
Atina 2004 Olimpiyatları'nın açılış törenine katılan Türk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.