kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Asıl sorun "Dışlamak" veya "Dayatmak" değil, anlayamamak...
Merkez Bankası Başkanı konuşmaz mı?
Şaka

Asıl sorun "Dışlamak" veya "Dayatmak" değil, anlayamamak...

Ömer Çelik, hem milletvekili, hem Başbakan'ın danışmanı, hem de benim arkadaş düzeyinde yakınlığım olan bir yazar.
Onun Tahran'dan gönderdiği, dün SABAH'taki "Batı ve Doğu"yu irdeleyen yazısını merakla okudum. Ömer Çelik'in Tahran'daki gözlemleri, herhalde Başbakan Erdoğan'ın düşünceleri ile de örtüşmekteydi.
Ömer Çelik'in "Doğu" olarak tanımladığı anlaşılan İran'da, öncelikle seslendirdiği eleştiri şu noktalara odaklanmış:
- Doğu'nun, insanlığın ulaştığı özgürlükçü değerler konusunda daha ileri hamleler yapmasının zamanı geçmektedir.
- Özgürlükçü değerlerin sadece felsefi bir pozisyon olmaktan çıktığı ve siyasi sistemlere dönüştüğü bu zamanda, bırakın siyasi sistem düzeyinde, felsefi düzeyde bile özgürlükçü değerlerle sorunu olan pek çok ülke var Doğu'da.
- Doğu, sadece kendi haklılığına, geçmişteki görkemli yaşamına ve bugün Batılıların yaptığı haksızlıklara vurgu yaparak bugünü ve geleceği kuramaz.
Ömer Çelik "Batı"yı da şu eleştiri süzgecinden geçiriyor:
- Özgürlükçü değerleri üreten Batı, dünyanın genelini algılamakta giderek içe kapanmaktadır. Kendisiyle aynı kökten gelmeyen toplumları kendi kurgusu içinde algılayan tekelci kültür daha derinden kuşatmaktadır Batı'yı.
- Doğu karşısında kültürel olarak giderek daha dışlayıcı ve siyasi düzeyde dayatmacı tavırlar ortaya çıkmaktadır. Batı'nın dışlayıcı ve ötekileştirici politikalar yerine özgürlükçü değerler ekseninde entegrasyon politikaları üretmesi gerekiyor.
- Özgürlükçü değerler etrafında entegrasyon politikası üretilmesi ile belli Batılı ülkelerin uydularının çoğaltılması birbirine asla karıştırılmamalıdır.
Eğer Doğu'yu sadece İran veya İslam Ortadoğu'su olarak alırsanız ve zamanı da yalnızca bugünden ibaretmiş gibi kabul ederseniz, Ömer Çelik'in gözlemlerine yüzde 100 katılırsınız.
Ancak ne Doğu sadece İran ve Ortadoğu'dur, ne de zaman sadece bugündür.
Çok uzak bir geçmiş değil. Bundan 20 yıl önce Batı'nın Doğu'ya karşı anlayışsızlığını eleştirenler, olayı Marksist felsefenin niteliklerini ve emperyalizmin darboğazlarını irdeleyerek ele alırlardı.
Şu anda Rusya ve Çin serbest pazar ekonomisine geçtikleri ve Doğu Bloku'nun Avrupalı ülkeleri de AB ile kaynaştıkları için, Batı denilen kavramın karşıtı, Ömer Çelik'in "Doğu" olarak sunduğu kültür ve coğrafyaya sıkıştı.
İşin özünde Batı'nın Doğu'ya karşı izlediği politikalardaki yanlışlık, ne "Dışlayıcı" ne de "Dayatmacı" olmaktır.
Zamanın ve buna bağlı her şeyin inanılmaz ölçüde hızlandığı bu çağda, Batı diye tanımlanan olgunun veya insan topluluklarının, "Doğu"daki yavaşlığı anlayacak sabrı kalmamıştır.
Batı sadece Kuzey Amerika, Batı Avrupa veya Japonya değildir.
Bu çağda, her coğrafyadaki çoğulcu, uzlaşmacı, sorgulayıcı, özgürlükçü düşüncelere sahip yüzlerce milyon insan, sınır, milliyet, bayrak farkı olmaksızın, bir "Siber Vatandaşlık"ta birleşmektedir. Bu insanlar İran'da da, Irak'ta da, Amerika'da da, Türkiye'de de, Zimbabwe'de de vardır.
Eğer bazı rejimler veya ideolojiler, 21'inci yüzyılı Ortaçağ değerleri ile algılamayı "Devrim" ya da "Değişim" biçiminde sunuyorlarsa, bunu dışlamak değil, "Anlayamamak" meselesi gündemdedir.
Neticede bu durum, bizim bölge komşumuz olan İran ve Suudi Arabistan gibi ülkeler için fazlasıyla söz konusu.
Kadınların perçemlerinin görünebilmesi veya otomobil kullanabilmeleri, bir toplumda "Olumlu Gelişme" veya "Aşama" diye mutlulukla karşılanabiliyorsa, 21'inci yüzyılı da ıskalamak trajedisi vardır ortada.
Allah, aynı duruma düşmekten Türkiye'yi korusun.
Hep "Batılı" kalalım.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "Haydi Abbas, vakit tamam" demenin zamanıdır şimdi   / 03-08-2004
 Acaba Türk turistin profili nasıldır?   / 02-08-2004
 Her şeyi devletten beklemenin sonu yok ki!   / 01-08-2004
 Asıl sorun "Dışlamak" veya "Dayatmak" değil, anlayamamak...   / 31-07-2004
 Artık her şeyi çocuklar da duysun!   / 30-07-2004
 Kafanızda izdiham olunca hemen bana gelin!   / 29-07-2004
 Mustafa Koç, Nakkaştepe'den Kanada'ya gidiyor   / 28-07-2004
 Siyasi danışmanlar asla patronlarına danışmamalı   / 27-07-2004
 Tren faciası, siyasi bir faciaya dönüşmemelidir..   / 26-07-2004
 "Ölüm" olabilir ama "istifa" olamaz şeyler mi?   / 25-07-2004
MANSUR FORUTAN
Edebiyat dünyası seni bekliyordu
Her gazetecinin...
MEHMET BARLAS
İngilizler'inkini biliyoruz, ya bizim karakterimiz...
HINCAL ULUÇ
İnsanlar.. Asıl mucize, insanlar..
Su Otel'deki ikinci...
EMRE AKÖZ
Vur dedik, öldür demedik
Abuk seyirci ikiye ayrılır...
SAVAŞ AY
Heey Piiişt! Gel gel, Tuzluk tuzluk!..
Özal dönemi...
7 Ağır basıyor
7 Ağır basıyor
Süper Lig kulüplerinden 10'u yabancı sayısının 7 ya da daha fazla...
Hep böyle kal: 86-79
Hep böyle kal: 86-79
Dünya dördüncüsü rakibi karşısında üstün oynayan gençleşmiş Basketbol...
Irak savaşına bugün için 'evet' demeyiz
Alman Bild gazetesine konuşan Başbakan, "Irak'ta kitle imha...
CHP'yi kapatılmaktan Ecevit kurtaracak
Bülent Ecevit, başbakanlığı döneminde çıkardığı yasa ile, eski...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.