kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 

Kadın elbiseme bayıldı hem de o kadın

Yine uzaklardayım. NewYork sokaklarında dolaşıp duruyorum. Bush aleyhine anket yapanlar, alışverişe çıkmış ünlü aktristler, kafelere oturup yüksek sesle siyaset konuşanlar. Ne ararsanız var burada

Amerikalılar geçen hafta, "Memorial Day"i andılar. Yani savaşta kaybettiklerini, kendi deyimleriyle ülkesi uğruna çarpışanların gününü andılar. CNN'de sabah programındaki sunucu ilk kez farklı bir şekilde anons yaptığını söyledi. Dedi ki "Memorial Day'de hep çoook eskiden kaybettiklerimizi anardık ama şimdi ölüm kapımızda." İki kişinin hikayesini yayınladılar. Biri oğlunu Irak'ta kaybetmiş bir anne, hala kutuyla yardım yolluyormuş oradaki Amerikan askerlerine... Öteki ise kocasını kaybetmiş gözü yaşlı genç bir kadın, kucağında minik çocuğu. Küçük oğlan daha bilmiyor babasının öldüğünü, kadın ise sürekli ağlıyor ve aynı soruyu soruyor tıpkı bir önceki anne gibi "Neden?" Biri bana neden Irak'a savaşmaya gittiğimizi anlatabilir mi? Biri bana niye kocamı, oğlumu orada kaybettiğimi açıklayabilir mi? Biri bana niye öldüler söyleyebilir mi? Özgürlükten falan bahsetmeyin lütfen... Birden içim sıkıldı. Kendimi otelden dışarı atmak istedim. Taksi şoförü istemediğim kadar siyasetle ilgili. "Bush'un bu seçimleri kazanması mümkün değil. Millet ne zannediyor, anlamıyorum. Buradan -neden ne olursa olsun- kalkıp gidiyorsunuz ve birilerini öldürüyorsunuz. Herhangi bir insan ailesinden birinin öldürülmesini unutabilir mi? Kim affedebilir böyle bir şeyi?"

***

"Güzel kıyafet" dedi kadın. "Üzerindekine bayıldım." İşte bugün kendimi iyi hissetmeme sebep olacak müthiş bir söz. Teşekkür etmek için döndüğümde onunla yüz yüze geldim. Şaşkınlığımdan tanıdığımı anladı. Bakışlarını yere indirerek gülümsedi. "Evet Sex and The City" dedi. NewYork'ta Soho'da küçücük bir butikteyim. Karşımda Sarah Jessica Parker, hani Sex and The City'de oynayan ünlü aktrist. Üstelik kıyafetimi beğendiğini söylüyor. Saçlarını toplamış, üzerine bir bandana takmış, bandananın üzerinde de kocaman güneş gözlükleri. Ne makyaj, ne takı, sadece uzun altın bir zincir. Bir tişört, bir kot, parmak arası terlikler. Kadın alışverişe çıkmış. Belli belirsiz bir "Teşekkür ederim" çıktı ağzımdan, aklım başka yerde tabii "Fotoğraf makinesini almış mıydım yanıma?" - Gerçekten de güzel tunik, nereden aldın? - Türkiye'den, markanın ismi Derishow. Hoş tasarımlar yapıyorlar. - Acaba NY'da herhangi bir yerde var mıdır, herhangi büyük bir mağazada? Kafamı çalıştırmaya uğraşıyorum. Var mıdır gerçekten? Bilmiyorum. Sonunda dayanmayıp gülüyorum. "İstersen sana bütün koleksiyonu yollarlar." Küçük bir kahkahayla cevap veriyor. Azıcık sohbet ediyoruz. Bir fotoğraf istesem ayıp mı olur? Ayıp mayıp olmaz ama makine yanımda değil ki. Ağlamak istiyorum. Biraz daha oyalanıp dükkandan beraber çıkıyoruz, o bir yana ben bir yana. Ben bunu birine söylemek zorundayım. Saatime bakıyorum akşamüstü altı buçuk. İstanbul'da gece yarısı. Kocamı mı arasam? Ne der ki bana? - Biraz önce Sarah Jessica Parker ile aynı dükkandaydım. - Kim? - Sarah Jessica Parker, hani şu Sex and the City dizisinde oynayan. - Ha, o mu? İyi bari. - Hani bu senin David Beckham'a rastlaman gibi bir şey, düşünsene. Çok heyecan verici. - Ne yapayım ben Beckham'ı dükkanda. İki çalım yap diyemem ya, önemli olan adamı sahada seyretmek. Aradım mı? Hayır tabii.

***

NewYork sokaklarında bir sürü genç, ellerinde anket formları dolaşıyorlar. "Bush'u yenmemize yardım eder misiniz?" İlgili çok. İmza atan, yorum yapan, yüksek sesle Bush'u protesto eden mi ararsınız, hepsi burada... Sokaktaki insan çok sıkılmış Irak Savaşı'ndan. Yorgun argın otel odama dönüyorum, televizyonda en sevdiğim dizi, bizdeki adıyla "Kanun Namına." Hani özel bir avukatlık bürosu ve bir sürü dava. Çöz çöz bitmez, birbirinden ilginç hikayeler yaşanır. Adam yanında çalışan Arap asıllı işçiyi vurup öldürmüş. Neden? "Görevimi yaptım" diyor, "Param yok dedi aslında banka hesabı kabarıktı. Sürekli ailesiyle telefonda konuştuğunu iddia ediyordu. Bir araştırdım ailesi yokmuş. Bütün konuşmaları sahteymiş. Ben de onun terörist olduğuna karar verdim." Kitaplar, televizyon dizileri, filmler, sokak hemen her şey terörizmle ilgili. Yine tadım kaçıyor, Sarah Jessica Parker'a rağmen... Amerika'nın tadı ise çoktan kaçmış.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Devir kilo ölçen bilgisayar devri   / 26-06-2004
 Öğlen karakolda gece Reina'da   / 19-06-2004
 Mavi bebek ameliyatının başrolünde bir marangoz vardı   / 12-06-2004
 Kadın elbiseme bayıldı hem de o kadın   / 05-06-2004
 Bir radyo programında iki saat ne konuşulur?   / 29-05-2004
 Adam kadını tokatlıyor ve ben çok gülüyorum   / 22-05-2004
 Ben rujumu tazelerken sen yola koyul   / 15-05-2004
 Emekliyoruz yavaş yavaş   / 08-05-2004
 Türk kadınını temsil etmiyorum   / 01-05-2004
 Eline sağlık, müthiş olmuş gel seni bir öpeyim   / 24-04-2004
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Masal gibi bir ev..
Bodrum çok keyifli. Tatilden midir,...
KENAN ONUK
Caz Festivali'nin güzel akşamları
İstanbul Caz...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Pazar sendromcuğu
Nasılsa bugün daha cumartesi, şimdiden...
ŞAFAK KARAMAN
Artık uyandı
İyi olan hak ettiği yeri ve gerçek değerini...
Bu romanın kahramanları gerçek
Bu romanın kahramanları gerçek
Avukat Emel Nilgün gerçek öyküleri kaleme aldığı "Ateşten Altınlar"...
Asla halka mal olmak istemem
Asla halka mal olmak istemem
Mirkelam, 3 yıl aradan sonra "Kalbimde Parmak İzin Var" isimli yeni...
Bence en iyiler: Dogville, Yüzüklerin Efendisi ve iki bölüm birden Kill Bill
Bu yıl sinemanın asıl sürprizleri, Türk yönetmenlerin filmleri oldu.
Gelecek programda yok yok
Sinema Dergisi temmuz sayısında önümüzdeki sezon gösterime girecek...
Bir tatlı huzur almaya gelebilirsiniz
Moda Teras, Kalamış koyuna tepeden bakan modern ve ferah bir restoran. Sıcak...
Sıcak günler için buz gibi bir mola
Yazın baş tacı olan alkolsüz içecekler, kahvelisinden meyvelisine kadar pek çok...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.