|
|
|
|
|
|
Gerçek Nişantaşılı göründüğü gibi değilmiş
İstanbul'un Şanzelizesi Nişantaşı, ilk kez akademik bir teze konu oldu. Bilgi Üniversitesi'nde yüksek lisans yapan Zeynep Mağgönül'ün 'Seçkin Semtin Seçkin Sakinleri' adını verdiği bitirme tezinde çok ilginç tespitler yer alıyor. 2 yıl süren araştırmaya göre, semt sanıldığı gibi lüksün kol gezdiği, marka merakının öne çıktığı bir yer değil. Yani aslında Nişantaşılı trilyonların söz konusu olduğu bir yaşam sürmüyor. Ve gerçek sakinler bu imajı sevmiyor.
Sosyetik hanımlar, ünlüler ünlü alışveriş mağazaları, lüks cafeler... Bu kelimeleri her seferinde yan yana getiren semt Nişantaşı yani İstanbul'un Şanzelizesi magazin programları, diziler derken şimdi de ilk kez akademik bir teze konu oldu. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Bölümü'nde lisansüstü öğrenimini tamamlayan Zeynep Mağgönül, bitirme tezinde, 'Seçkin Semtin Seçkin Sakinleri'ni mercek altına aldı.
İLK KEZ ZENGİN MUHİT TEZ OLDU Kendisi de doğma büyüme Nişantaşılı olan Mağgönül, önümüzdeki yıl kitap olarak piyasaya çıkarmayı düşündüğü tezinde, semtle ilgili ilginç tespitlerde bulunuyor. Daha önce Sultanbeyli, Dolapdere gibi göç ve rant olgusunun damgasını vurduğu semtlerle ilgili araştırmalar yapıldığını söyleyen Mağgönül, 'zengin, şık ve batılı' bir muhitle ilgili ilk kez böyle bir çalışmanın yapıldığını vurguluyor. Tez için iki yıl çalışan Mağgönül, "Semtin içinde yaşayıp sosyoloji penceresinden objektif olarak değerlendirmeler çıkarmak benim için zor ama renkli ve bir o kadar da büyük tecrübe oldu" diyor.
BULUŞMA YERLERİ BİLE DEĞİŞTİ 29 yaşındaki sosyoloğun araştırmalarına göre Nişantaşı, sanıldığı gibi lüksün kol gezdiği, marka merakının öne çıktığı bir yer değil. Bu imaj, daha çok 90'lardan sonra alışveriş kültürünün semtte yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkıyor. Mağgönül bununla ilgili olarak, şunları söylüyor: "Buluşma yerlerinin değişim göstermesi bile bunu ispatlıyor. Bundan 30 yıl önce insanların buluşma noktası, semtin sembolü olan merkezdeki taş iken, yaklaşık son 15 yıldır Yargıcı mağazası oldu. Geçen yıldan bu yana ise yeni açılan Beymen mağazasının önünde buluşmak moda. Oysa 60'lı yıllarda burası sadece gündelik ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz kendi halinde bir yermiş. Semt sakinlerine göre gösteriş, dışarıdan gelenlerin oluşturduğu bir şey. Özentinin bu gösterişi getirdiğini düşünüyorlar. O kadar ki, 'Nişantaşılıyım demekten kaçınıyorum, sadece orada oturuyorum demeyi tercih ediyorum' diyenler bile oldu."
GERÇEK SAKİNLER İNDİRİM BEKLİYOR Teze göre 'gerçek Nişantaşılı', trilyonların söz konusu olduğu bir yaşam sürmüyor; tüm hayatını semt sınırları içinde geçiriyor, marka giyinmeyi ya da çok para harcamayı, statü veya gösteriş sembolü olarak kullanmıyor. Hiçbiri Louis Vuittion ya da Armani'den giyinmek için can atmıyor, en lüks mağazalardan alışveriş yapmak yerine kesinlikle 'indirim' zamanını bekliyor. Nişantaşı, güvenli olduğu için özellikle kadınlar tarafından tercih edilen bir ikamet alanı olarak karşımıza çıkıyor. Semtliler, Etiler-Ulus'a hakim olan 'televole kültürü'nün 80'lerden bu yana kendi muhitlerine de bulaşmış olmasından şikayetçi. Çoğunda, "Gelsinler ama rahatımızı bozmasınlar. Biz onlar gibi moda olsun diye ciplere, villalara trilyonlar harcamayız" görüşü hakim.
80 ÖNCESİ KUŞAK SEMTE SAHİPLENİYOR Saha çalışması için semt sakinleriyle de röportaj yapan Mağgönül, tezine kaynak oluşturacak ve birebir görüştüğü 30 kişiyi, üst ve üst-orta gelir seviyesinden belirlediğini belirtiyor ve ekliyor: "Bu gruplamayı yapmamın nedeni, 1980 öncesi semtin daha 'yaşanan, ikamet edilen' bir semt olmasına rağmen bu tarihten sonra bir 'iş ve eğlence alanına' dönüşmüş olmasıydı. Ayrıca 80 öncesi Teşvikiye kuşağı daha çok sahipleniyor semti. 80'lerden sonra buraya yerleşenler daha çok 'Güzel semt, oradan ev bulayım' mantığıyla burada oturmaya başladı. Yaş aralıklarını ise Türkiye'nin dönüm noktalarına şahitlik edebilecek farklı yaş gruplarından belirleyerek 25-30, 30-50, 50 ve üzeri şeklinde grupladım."
MEDYADAKİ İMAJ GERÇEK DEĞİL 15 kadın ve 15 erkek olmak üzere 30 kişiye 45 soru yönelten Mağgönül, bu röportajların 6 ay sürdüğünü vurguluyor. Şu anda yazılı ve görsel medyanın semtle ilgili imajı belirlediğini vurgulayan genç sosyolog, yaşanan gerçekliğin çok farklı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Burası dışarıdan gelenler için alışveriş, eğlence ve tüketim alanı. Bu insanlar için özellikle cumartesileri burası kendini gösterme alanı, 'vitrin' oluyor. Oysa gerçek sakinleri semti böyle yaşamıyor. Nişantaşılı, bu yüzden gittikçe kendi içine kapanıp korumacı tavır geliştiriyor."
BURADA DOĞMALI Tezde, 'rumuzlarla' ifadelerine yer verilen semt sakinleri, 'Nişantaşılı' olmanın; burada doğmuş olmak ya da en azından ilkokula burada başlamakla mümkün olacağını söylüyor. Örneğin 56 yaşındaki bir bey, "Ailesinin burada olması, hiç olmazsa gençliğinin burada şekillenmesi lazım. Çekirdek burada yeşermedikçe Nişantaşılı olunmaz. Topağacı nispeten daha yeni. Nişantaşı Caddesi Lordlar Kamarası, Topağacı Avam Kamarası'dır bana göre. Boyasız ayakkabılı, ütüsüz pantolonlu, tıraş olmamış ve asık suratlı esnaf, işçi ya da kapıcı dahi göremezsiniz burada" diye konuşuyor.
Özlem YURTÇU / MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|