kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Şiddetin dili

12 Ekim 1953 gecesi Tel Aviv'in doğusundaki Yehud yerleşim bölgesindeki bir eve atılan el bombası bir kadın ve iki çocuğunu öldürdü. İsrail Savunma Kuvvetleri (İSK) buna cevaben (Ariel Şaron'un kumandasındaki özel bir birlik olan) 101. üniteyi ve bir komando bölüğünü 14 Ekim 1953 gecesi (Ürdün/Batı Şeria'daki) sınır köylerinden Qibya'ya gönderdi. Köydekilerden 60 kişi öldürüldü. Şaron ve İSK daha sonra köylülerin tavan aralarına ve kilerlere saklandıklarını ve bunu bilmeyen askerlerin evleri boş sanarak bombaladıklarını söylediler. Aslında askerler evden eve giderek pencerelerden ve kapılardan ateş ettiler; Ürdünlü patologların bulgularına göre ölenlerin çoğu yıkılan duvarlar ya da patlamalar nedeniyle değil kurşun veya şarapnel parçalarıyla öldü."
İsrailli tarihçi Benny Morris, Şaron'u bir şiddet düşkünü aktör olarak sahneye çıkaran ilk eylem sayılan Qibya kıyımını böyle anlatır. Bu kıyımla ilgili olarak komuta heyetinden gelen "birkaç evin havaya uçurulmasıve köylülere bir darbe vurulması" emrinin alt kademelere aktarılırken nasıl "yıkım ve en üst düzeyde öldürme" emri haline geldiği ise hâlâ bilinmez.

Ahlaki krizin yansıması
İsrail'in bugünkü başbakanının portresi daha sonraki elli yıl içinde de değişmedi. O gün de bugün de Şaron'un bildiği, anladığı ve konuştuğu dil yalnızca şiddetin dilidir. İsrail siyasasında kuruluştan beri var olan şahinler ve barış arayanlar ayrımında açık şekilde birinci, kampın en etkili temsilcilerindedir.
Şaron gerçi son dönemde ülkesinin karşı karşıya bulunduğu ekonomik, siyasi ve demografik baskıların etkisiyle bir Filistin devletinin kurulacağından bahsetti. Kendi siyasi çizgisindeki siyasiler tarafından asla kabul edilemeyecek şekilde "işgal altındaki topraklardan" söz ederek, barışın acı veren tavizler gerektirdiğini de kabullendi. Ancak baş mimarı olduğu yerleşimciler hareketinin muhalefetini dahi aşamıyor. Bu bağlamda Gazze'den çekilme konusunda İsrail'de yaşanan tartışma bu ülkenin hem siyaseten hem de ahlaken içine girdiği krizin de bir yansıması sayılabilir.

Türkiye inisiyatif almalı
Refah'ta yaşananlar şiddetin dilinden başka dil bilmeyenlerin son eseri. Gazze'den çekilmenin ancak bir güç gösterisiyle yapılması gerektiğine inananlar, Filistinliler'in ancak o zaman mesajı doğru anlayacağını düşünenler eski bir geleneği sürdürüyorlar. Bu yöntemin işe yaramadığı ve bir gelecek kurulmasına yaramayacağı çoktandır anlaşılmış olmasına rağmen.
Daha önce de mülteci olmuş Refah sakinlerinin ikinci intifada başladığından beri nelerden geçmiş oldukları ise ortada. 2000 yılı sonlarında çatışmalar başladıktan sonra Gazze'de yıkılmış ev sayısı BM'ye göre 2018 Af Örgütüne göre 3000. Bunlardan bini Refah'tan. Evsiz kalanların toplamı BM'ye göre 18 binin üstünde. Af Örgütü ise Gazze'nin tarıma açık topraklarının yüzde 10'unun sırf intikam duygusuyla yok edildiğini vurguluyor. Tıpkı 1948 ve 1967 savaşında olduğu gibi binlerce Filistinli denkleri sırtlanmış ikinci ya da üçüncü kez açıkta kalıyor veya göç ediyor. Tüm bunların uluslararası hukuka aykırı olduğunu ise eklemeye gerek yok.
Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri stratejik bir çıkar değerlendirmesine dayanır. Ama tüm dış politika tercihleri gibi bunun da bir meşruiyet tabanı olması şarttır. İsrail ile ilişkilerin meşruiyet ölçeği ise Filistin meselesinde hakça bir çözüme gidilip gidilmediği İsrail'in Filistinliler'e nasıl davrandığıdır. Her iki tarafla yakın ilişki sahibi olmanın avantajıyla Türkiye tüm Ortadoğu'yu sürekli istikrarsız kılan bu meselede inisiyatif alabilecek konumdadır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Zaman kazanma manevraları   / 13-06-2004
 Reaganizm'in sonu   / 10-06-2004
 60 yılın hatırı   / 06-06-2004
 Strateji arayışı   / 03-06-2004
 Projektör altında   / 30-05-2004
 Bor'un pazarı   / 27-05-2004
 Şiddetin dili   / 23-05-2004
 Parlayan Hindistan   / 20-05-2004
 Kristal küre   / 16-05-2004
 Balayının sonu   / 13-05-2004
SOLİ ÖZEL
Şehir ve adam
Meşum haberi aldığımda artık varolmayan...
İki golde Fener'e
İki golde Fener'e
Transferde hız kesmeyen Beşiktaş dün iki bomba daha patlattı...
Şampiyon Memo
Şampiyon Memo
Mehmet Okur, Detroit Pistons formasıyla NBA şampiyonu olurken, bu...
Eski DEP'liler şehit evinde
Eski DEP'liler şehit evinde
Leyla Zana, şehit annesinin elini öptü, acılı babaya sarılan Selim...
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
TCK'dan sonra CMUK da çağdaşlaşıyor. "Savunma hakkı"nı güçlendiren...
İstanbul NATO zirvesine hazır
İstanbul NATO zirvesine hazır
NATO Organizasyon Komitesi Başkanı Büyükelçi Umur Apaydın, 'sıfır...
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Alman vatandaşı Emel Övüş ve polis memuru Kubilay Bilinmez çiftinin...
Yine başı dertte
Ünlü şarkıcı Seda Sayan'ın erkek kardeşi Sedat Sayan ile iki arkadaşı...
Çölleşmenin çözümü var
Bugün Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü. NASA’ya göre, dünya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.