kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Cennet ve cehennem arasında güvenlik

Felsefi açıdan bakıldığında güvenlik bir ayrıcalık değil, temel bir haktır. İster sokakta yürüyen birinin ikide bir arkasına bakmak zorunda kalmadan yürümesi anlamında olsun, isterse uluslararası ilişkiler temelinde olsun, güvenliğin herkesin hakkı olduğu bir dünya, doğru bir sisteme sahip demektir, buna karşılık güvenliğin sadece birilerinin hakkı olduğu ve bu nedenle de ayrıcalığa dönüştüğü bir dünya olabilecek en yanlış gidişat üzerinde ilerliyordur.
Güvenlik olmadan diğer değerleri üretmenin imkanı olmaz, buna karşılık da insan hayatını doğru kılan diğer değerler sayesinde güvenliğin bir anlamı vardır.
Tek başına bir bireyin de, küresel güç olan bir devletin de haklar düzleminde güvenlik hakkı eşittir. Birey güvende değilse, kimse güvende değildir, küresel bir gücün güvenliği de tek tek bireylerin güvenliğinin sağlanması ile yakından ilgilidir.
Yani, güvenlik felsefesi olmadan, güvenlik pratiklerinin bir değeri ve işlevi yoktur.

***

Sokakta yürürken ikide bir arkasına bakma ve sağını solunu kolaçan etme ihtiyacı hisseden biri, isterse ömür boyunca hiçbir güvenlik riskiyle karşılaşmamış olsun, yine de güvenli bir hayat sürmüyor demektir.
Çünkü güvenliğin esasında, güvenliğin kırılgan birşey olmaması, sağlam bir çerçeve sunması vardır.
Aynı şekilde, bir devlet kendi güvenliğini sağlamak üzere sürekli oraya buraya saldırma ihtiyacı hissediyor, önleyici güvenlik adına yerleşim birimlerini yıkıyor ve hukuki olmayan suikastlere yöneliyorsa, ortada güvenlik adına bir kazanım yoktur. Tam tersine güvenlik zemininden kopuş vardır.
Siyasi değerler ve özgürlükler konusunda dünyanın kafasının karıştığı her tarihsel anda, güvenlik algısında ciddi kırılmalar ve zihniyet kaosları meydana gelmiştir.
Değerler temelinde işleyen bir dünyadan şu ya da bu gerekçeyle kopulduğu anda, herkesin güvenliği için düzen üretme işlevinden de kopulmuş olur.
Tıpkı bir hukuk ve vatandaşlık bilinci olmayan toplumlarda, birtakım bireylerin güvenliklerini sağlamak üzere özel yapılanmalara gitmesinin, başka bireylerin güvenliğini zedelemesi gibi...
Tanımlanmış, kodlanmış ve herkes için geçerli kabul edilmiş değerler ekseninde işleyen bir dünya düzeni algısından uzaklaşılmaya başlandığı anda, bir takım odaklar kendi güvenliklerini dünyanın genel güvenliğinden daha özel bir yere koymaya başlarlar, bunun sonucunda da birilerinin güvenlik cenneti kurmak adına tercih ettiği uygulamalar, başkaları açısından güvenlik cehennemi haline gelir.
Cennetin ve cehennemin ortasında kalmış bir güvenlik ise, güvenlikten başka her şeye benzer ve hatta güvenliğin risk ya da tehdit altında olmasından çok daha karışık, kontrol edilemez sonuçlar doğurur.
Böyle bir dünyada güvenlik felsefesi yok olur, kaba bir güvenlik uygulaması ortaya çıkar ve sonuçta değerlerin simetrik dünyası yıkılarak, çıkarların asimetrik dünyasının tahakkümü başlar...
Dünya böyle bir çıkmaz sokağa girme riskiyle karşı karşıya bugün. Savaş ve barış düzlemlerini birbirine karıştıran güvenlik doktrinleri ürüyor.
Bunun önüne geçilmesinin, insan soyunun geleceği ile bire bir ilgili olduğunu görmenin zamanıdır. Tek bir bireyin bile güvende olmadığı dünyada, küresel güçlerin bile güvende olmadığını anlamak gerekir...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Siyasi oryantalizmin ötesine geçmek...   / 14-06-2004
 Türkiye'nin nükleer gücü   / 13-06-2004
 Çarşamba ve Perşembe ilişkisi   / 11-06-2004
 Sistemin meşruiyeti   / 09-06-2004
 Sol: Toplumsal proje mi, iktidar projesi mi?   / 07-06-2004
 KOBİ'ler ve güçlü demokrasi   / 06-06-2004
 Vahşetin ilacı: Kadın eli...   / 04-06-2004
 Cennet ve cehennem arasında güvenlik   / 02-06-2004
 Türkiye nerelidir?   / 31-05-2004
 AB'nin sınavı: Irak ve Filistin   / 30-05-2004
ERGUN BABAHAN
İzmir'de ölüm
Yemekte gelen notu aldığımda birileri şaka...
ERDAL ŞAFAK
Bir canın ardından
Bu satırları yazmamak için neler...
MANSUR FORUTAN
Ne kadarı yeter?
Eve servis hamburger, kanepeye tüne,...
MEHMET BARLAS
Ateşkes ile Rus ruleti oynamak, hangi aklın...
SAİT GÜRSOY
Bu seslere kulak verin
SON iki aydır Anadolu'nun...
SAVAŞ AY
Babaya bak babaya!..
Bu fotoğrafı önceki gün...
REFİK DURBAŞ
Edebiyat geziye çıktı
KAÇ yıl önceydi, mevsimin...
HINCAL ULUÇ
Antalya'da bir vali..
Önce köşe yazarı, gazeteci Mevlut...
Onur duydum
Onur duydum
Sağlık kontrolündeki müthiş verileriyle doktorları şaşırtan Okan,...
İlle de Gallardo
İlle de Gallardo
Fransa'da başkan Canaydın ve yönetici Gökşen ile görüşen Rumen hoca,...
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal, Halkbank'ı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 356...
'İyi ki silahım yoktu'
'İyi ki silahım yoktu'
Önceki gece eşiyle birlikte dondurma almak için çıktıkları...
Kalbi Ege'de kaldı
Kalbi Ege'de kaldı
Cenaze yarın Konak İsabey Camii'nde kılınacak ikindi namazından...
Dostum Piriştina
Bu yazı, gazetecilik mesleğini sürdürürken yazdığım en zor yazıdır.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.