kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Osmanlı'nın müthiş mirası

Çok şükür! Türkiye ile Romanya arasındaki 12 yıllık kılıç davası dün Başbakan Erdoğan'ın jestiyle tatlıya bağlandı. Davanın çok ilginç bir öyküsü var. Her şey 1994'te Cumhurbaşkanı Demirel'in Bükreş ziyaretinde Romanya Cumhurbaşkanı Ion Iliescu'nun "Kral Stephan'ın kılıcını bize geri vermenizi rica ediyorum" demesiyle başladı. Demirel şaşırdı, bilgisi yoktu, "Dönüşte araştırayım" diyerek geçiştirdi.
Aslında Romenler ondan 2 yıl önce ilk girişimlerini yapmışlar ama kamuoyuna yansımamıştı.
Osmanlı'nın Balkanlar'daki zaferinin uğuru olduğuna inandığı için gözü gibi koruduğu kılıcın 1/2636 envanter numarasıyla Topkapı Müzesi'nde bulunduğunu öğrenen Demirel, Iliescu'ya "Aslını değil ama kopyasını vermeyi" önerdi. Romenler ona da sevinçle razı oldular.
İstanbul'da Hakkı Çavuşgil adlı bir kılıç ustasına başvuruldu. İşçilik ücreti olarak 50 milyon lira istedi. Kültür Bakanlığı bir türlü ödenek bulamayınca, projeden vazgeçildi.
Devlet sorunu oldu
Ancak Romenler işin peşini bırakmadılar. Demirel'in daha sonra yaptığı 3 ziyarette de ısrarla "Stephan'ın Kılıcı"nı istediler, "Karşılığında burada ne kadar tarihi eseriniz kaldıysa hepsini veririz" dediler. Sadece ondan mı? Cumhurbaşkanı Sezer, Meclis Başkanı Ömer İzgi, Başbakan Ecevit, Başbakan Erdoğan... Hepsi de aynı taleple karşılaştılar.
Sonunda bir süre önce Kirkor Büyüktaşçıyan adlı bir başka ustaya 3 milyar lira karşılığı kılıcın birebir kopyası yaptırıldı. İşte Erdoğan'ın törenle Nastase'ye teslim ettiği kılıç bu...
Peki kim bu Büyük Stephan? Aslında bir Moldova prensi. Romenler'in "Stefan cel Mare", Moldovalılar'ın ise "Büyük Etienne" dedikleri Stephan, 1457-1504 yılları arasında yaşadı. Boğdan Voyvodası olarak Osmanlılar'la savaştı, hatta 1474'te Rumeli Beylerbeyi Hadım Süleyman Paşa komutasındaki orduyu Vashi'de yenmeyi başardı. Bu zaferi Avrupa'da büyük yankı uyandırdı, Papa ona "İsa'nın pehlivanı" ünvanını verdi. Ertesi yıl Fatih Sultan Mehmet, Stephan'a sefer açtı, Akdere'de yendi, ancak orduda hastalık başgösterince çekilmek zorunda kaldı. 1484'te bu kez İkinci Beyazıt komutasındaki seferde Kili ve Akkerman kaleleri fethedildi. Stephan'ın yardım istediği Lehistan Kralı Jan Albert tam tersine Boğdan'ı ele geçirmeye kalktı. Dindaşlarının ihanetiyle sarsılan Stephan, Osmanlı egemenliğini kabul etti. Kendisinden sonra Boğdan tahtına çıkacaklara da, "En güçlü ve en adil imparatorluk olan Osmanlılar'a bağlı kalın" vasiyetinde bulundu. Hepsi de bu vasiyete uydu.
Topkapı'daki kılıçlar
Demirel, Stephan'ın Kılıcı'nı ilk kez duyduğu 1994'teki o ünlü geziden dönerken iç çekerek, "Osmanlı bize öyle bir miras bırakmış ki, altından kalkamıyoruz" demişti.
O mirasın ne büyüleyici olduğunu anlatmak için bir örnek bile yeterli: Topkapı Sarayı'nda 11 bini aşkın kılıç bulunuyor! Her biri müthiş öyküye sahip 11 bin kılıç! Gerisini siz düşünün...
Demirel'in bir uyarısı daha var. Onu da Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunun 700'üncü yıldönümü dolayısıyla, 1999'da Meclis'i açış konuşmasında dile getirdi: "Bir cihan imparatorluğunun mirasçısı olmak, bugünümüzü olduğu gibi yarınımızı da etkileyecek."
Biz yine Stephan'ın Kılıcı'na dönelim ve bu kadar "ucuz" atlattığımız için şükredelim.
İyi ki, Drakula'nın mezarı İstanbul'da değil! Çünkü yığınla korku filmine esin kaynağı olan ve -haksız yere- vampirliğin simgesi olarak gösterilen Drakula 1444'te kardeşi Radu ile birlikte babası Voyvoda İkinci Vlad tarafından Osmanlı sarayına "barışın teminatı" olarak gönderilmişti. İkinci Murat onu çok beğenip voyvoda yapmış, o sayede "şanı" yürümüştü.
Alın size Osmanlı'nın eşsiz mirasından bir sayfa daha...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kimler geldi, kimler geçti   / 28-05-2004
 Ayağa sıkılan kurşun   / 27-05-2004
 660 yıllık mikropla savaş   / 26-05-2004
 Derviş-CHP farkı   / 25-05-2004
 Ku-de-ta senaryosu   / 24-05-2004
 Bu da Araplar'ın BOP'u   / 23-05-2004
 Paris'ten gelen imam   / 22-05-2004
 Osmanlı'nın müthiş mirası   / 21-05-2004
 Korkular, hazırlıklar   / 20-05-2004
 Cumhuriyetin çimentosu   / 19-05-2004
ERDAL ŞAFAK
Vetoyla gelen fırsat
Cumhurbaşkanı Sezer'in YÖK...
MANSUR FORUTAN
Her şey yalanmış meğer!
İki nedenden ötürü yalan...
MEHMET BARLAS
Uğursuzluk yalıdan değil, ekonomik ve siyasal...
ALİ KIRCA
Kör kuyular...
Fonda serin bir bahar rüzgârı gibi...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Anı yazmanın Türkçe'si!
Zinhar, benzetemem, aynı...
REFİK DURBAŞ
Şimdi uzlaşma zamanı...
Bir imam-hatip meselesidir...
SAVAŞ AY
Koyunun sevmediği ot üzerine!..
Nebil Özgentürk...
HINCAL ULUÇ
Aşşkımm geldi!
Sıcakların kısa devre yapmasına...
Santini Geliyor
Santini Geliyor
Başkan adayı Orman, Beşiktaş'ın başına getireceği Fransız Jacques...
Trabzon'da Fatih Tekke tamam
Trabzon'da Fatih Tekke tamam
Fatih ile Trabzonspor yönetimi her konuda anlaştı. Fatih: "İmzayı...
YÖK yasasına veto
YÖK yasasına veto
Cumhurbaşkanı Sezer, YÖK'ün yapısını değiştiren ve imam hatip lisesi...
Başbakan'dan 3 Mesaj
Başbakan'dan 3 Mesaj
Piyasalara: IMF ile yola devam edeceğiz
Avrupa...
Aslan sütü ile cinayet
Aslan sütü ile cinayet
Alkol zehirlenmesi nedeniyle yaşamını yitiren Nuray Teke'nin...
Talihsiz Emre toprağa verildi
Talihsiz Emre toprağa verildi
İzmir’de bir hurdalığın elektrik verilmiş tel örgüsünde feci şekilde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.