* Anlattıklarınızı dinleyince, Türkiye daha çok turist alamayacak gibi görünüyor... Dünya turizm örgütünün 2020 vizyonu var. Yaptıkları öngörüye göre, bugün dünyada en çok turist kabul eden ülke Fransa, en çok turist gönderen ülke de Almanya iken, 2020 yılında hem gönderen hem de turist alan ülke Çin olacak.
* Neden herkes Çin'e gidecek? Çünkü kapalı kutu. İnsanlar yenilik peşinde. Düzenli seyahat eden insanlar Paris'i gördü. Londra'yı gördü. Biliyorsunuz kademe kademe açılıyor. Sonra mesela İspanya açıldı. Köylerine kadar gidildi. Barselona eskiden bilinmiyordu. Şimdi herkes oradan bahsediyor. Çin de lahana gibi yaprak yaprak açılacak.
* Türkiye'nin 2020'deki şansı nedir sizce? Fena değil. Kartlarımızı iyi oynamadık. Eğer fotokopi anlayışında devam edersek doğru yere gidemeyiz. Turizm ürününü derinleştirmemiz lazım. Bakanlık, 'Kır turizmini başlatıyoruz. Karadeniz'e kredi vereceğiz. Kır evlerini pansiyona çevirsinler.' Çok güzel de bir bütünlük yok. Buralarda tesis yaratımı sanki ön planda ama onun da vizyonu yok. Ayrıca da pazarlama ve tanıtım da bizde Türkiye'nin güzelliklerini sağda solda göstermek diye algılanıyor.
* Ne gibi hatalar var sizce tanıtımda? Bugün Fransa kendini çok fazla pazarlamaz. Onun haricinde Paris kendini pazarlar. Nice kendini pazarlar. Biz de hep Türkiye pazarlanıyor. Efes, Pamukkale, İshak Paşa Sarayı gibi turistik yerleri artık bilgi teknolojisinin bu kadar ileri olduğu bir zamanda, ölçülü kullanılmalı. 50 tane futbol topunun asılı olduğu bakkal, Akmerkez'in bir görüntüsü ya da bir golf sahasının görüntüsü, Türkiye'nin tanıtımında çok daha önemli katkı sağlar. Tanıtımda tekrara gidilmemeli. Topkapı, Ayasofya o kadar ön plana çıkıyor ki, Türkiye'nin derinliğini gölgeliyor.