kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hayat üssü Antalya
Hayat üssü Antalya
Dini çekinceler önemli

Ölümden 250 hayat çıkardılar

Beyin fonksiyonu biten hasta yakınlarını organ bağışına ikna eden iki uzman, Antalya'yı 'yeni hayat'ın merkez üssü yaptı...

Onlar iki kişilik bağış organizatörleri: Biri sosyal hizmet uzmanı Nilgün Keçecioğlu, diğeri doktor Levent Yücetin...
Antalya'da Akdeniz Üniversitesi'nde çalışıyorlar. Görevleri beyin ölümü gerçekleşen hastaların yakınlarını organ bağışına ikna etmek.

ÖRNEK BAŞARI
İŞLERİ zor ama öyle başarılılar ki, yurt çapında 25 yılda ulaşılan 1000 bağışın 250'si onların eseri. Hem de sadece 12 yılda. Herkes onlara "umut melekleri" diyor. Konuştukları ailelerin yüzde 60'ını organ bağışına ikna ediyorlar.

İKNA İLKELERİ
* DOĞRU aileyi bulmak
* AİLEYE güven vermek
* TEPKİYE hazır olmak
* ÜZMEMEK, kırmamak
* ACISINI unutturmak



***

Hayat üssü Antalya

Resmi adları "Organ Bağışı Koordinatörü" ama onlara hayat elçileri diyorlar. Çünkü kendilerini yaşama bağlayacak organı bekleyen hastalar ile vericiler arasındaki hayat köprüsünü ilmek ilmek dokuyorlar.

Antalya'da biri sosyal hizmetler uzmanı diğeri tıp doktoru iki organ bağışı koordinatörü, beyin ölümü gerçekleşen hastaların aileleri ile tek tek görüşerek, 12 yılda tam 250 organ bağışının gerçekleşmesini sağladı. Yurt genelinde 25 yılda organ veren bin donörün dörtte birine ulaşmayı başaran Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi görevlisi Sosyal Hizmetler Uzmanı Nilgün Keçecioğlu ile Dr. Levent Yücetin sayesinde son yılda 67 kişi kendilerini yaşama bağlayacak organlara kavuştu.

DONÖR PEŞİNDE...
Hacettepe Üniversitesi mezunu Sosyal Nizmetler Uzmanı Nilgün Keçeçioğlu, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1992 yılında kurulan merkeze aynı yıl atandı. Türkiye'de ilk defa "organ bağışı koordinatörü" sıfatıyla donör aramaya başlayan Keçecioğlu altı yıl boyunca beyin ölümü gerçekleşen hastaların aileleri ile görüşerek organ bağışında bulunmalarını sağlamaya çalıştı. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Antalya SSK ve Antalya Devlet Hastaneleri ile koordineli olarak çalışan Keçecioğlu, bu süreç içerisinde 183 hasta yakınını organ bağışı yapmaları için ikna etmeyi başardı. 1998 yılında ise Keçecioğlu'na Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu pratisyen hekim Dr. Levent Yücesin de katıldı. Ve mükemmel bir ekip oluşturan Yücesin ile Keçeçicoğlu onlarca hastaya daha can verecek donörleri ikna ettiler. En büyük sorun olan "dini" engelleri, "bilgi" ile aşmayı başardılar. Hastalar ile yakınlarının hayat elçileri diye tanımladıkları ikili, geçtiğimiz yıl görüştükleri ailelerin yüzde 60'ından onay almayı başardılar. 12 yılda 250 donöre ulaşan ikili, böylelikle Türkiye genelindeki toplanan bin donörün dörtte birine ulaşmış oldular.

HEDEFE ULAŞAMADIK
Çalışmaları sonucunda Keçecioğlu ve Yücesin, Sağlık Bakanlığı ile üniversiteler tarafından Türkiye'nin en başarılı organ nakil koordinatörleri seçildiler. Bunun üzerine Ege, Dokuz Eylül, İstanbul Tıp, Başkent ve Hacettepe Üniversiteleri bünyelerinde birer merkez kurdular. Ardından da organ nakil koordinatörleri yetiştirmeye başladılar. Türkiye'de nüfusa göre, yılda bin 675 donör hedeflendiğini ancak 25 yıldan bu yana sadece bin donör yani verici bulunabildiğini anlatan Dr. Levent Yücetin, "Canlı birisinden organ almak son tercihtir. Türkiye'de meydana gelen ölümleri organ bağışına dönüştürebilseydik, binlerce kişinin hayatı kurtulurdu. İnsanlar, organ bağışı olmadığı için ölüyor. Toplumun duyarsızlığı değil, bilgisizliği yüzünden ölüyorlar" diye konuşuyor. Dr. Yücetin'e göre, organ bağışı söz konusu olduğunda her ilin kendi dinamizmi var. Antalya'da özgüvenli çalışmalar sonucunda çekirdek bir ekip oluştuğunu ifade eden Dr. Yücetin, "Bu işin özü, 'Kafaya koyup, yapacağız' demekten geçiyor"diyor. Organ bağışlarının sürdürülebilmesi için idari desteğin önemli olduğunu kaydeden Dr. Levent Yücetin sözlerini şöyle sürdürüyor: "Herkese hak ettiği değeri vermek lazım. Rektörümüz başta olmak üzere bir çok kişi bize destek verdi. Bazıları ise olumlu yaklaşmadı. Vazgeçmedik ve destek vermeyenlerin desteğini de çalışarak aldık. İşimiz, yetki ve destek verilmesi, motive edilmemiz ile yakından ilgili. En azından ilk başta basitmiş gibi görünen fiziki koşullar bile önem kazanıyor. Bir oda, telefon, faks, bilgisayar, posterlerin basımı, araba ve hatta ambulans. Bütün bunlar maliyet hesapları ile yakından ilgili. Bunları idari destek olmadan yapamazsınız". İşlerinin özveri ve çok çok sevgi istediğini vurgulayan Nilgün Keçecioğlu ise şöyle konuşuyor: "Organ naklinin bir hedefi var. Bu da hastayı kurtarmak, organlar toprak olmadan hayata dönüşmelerini sağlamak. İlkemiz, doğru aileye, doğru yaklaşım. Güven vermek, kurduğunuz her cümlenin arkasında olmak ve sözünüzden çıkmamak çok ama çok önemli. Aileler, toplumsal baskı yüzünden karar veremiyorlar. Oysa, sizden ayrılırken, iyi ayrılmak, acısını unutturmak ön planda olmalı. Başka hayatlar verdiklerini hissetmelerini istiyoruz. Empati kuruyoruz ama empatiyi sempatiye dönüştürmüyoruz".

TOPLUMSAL BASKI VAR
Farklı meslekte ve cinsiyette olmalarının en büyük şansları olduğunu kaydeden Nilgün Keçecioğlu, "Organ nakli koordinatörlüğünü bire bir yaşayarak öğrendim. Buraya geldiğimde konuyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. 1991 yılında mezun oldum, 1992 yılında ise buradaydım. Bu görev önerildiğinde ne yapacağımı bilmiyordum. Zaman içinde eğitim aldık, tecrübe kazandık. Ama Dr. Levent Yücetin geldikten sonra, her şey daha da yoluna girdi. Bu sıfat bana verildiğinde kimse benim ne yaptığımı bilmiyordu. Tek başına koordinatör olmanın hiçbir anlamı yok. Dr. Yücetin, Almanya, İngiltere ve organ bağışında lider ülke olan İspanya'da eğitim seminerlerine katıldı. Öğrendiklerini birlikte Türkiye'ye ve Antalya'ya uyarladık" diye anlatıyor çalışmalarını. Aile ile görüşmeleri sırasında, soğukkanlı ve sakin tavırlarını nasıl koruyabildiklerini ise Nilgün Keçecioğlu, şöyle anlatıyor: "Organ bağışı konusunda ailelerin üzerinde toplumsal bir baskı var. Asıl görevimiz onları üzmemek, kırmamak. Görüşürken karşınızdaki ile empati kuracaksınız. Ya benim çocuğum, kardeşim, eşim olsaydı diye düşünmek gerekiyor. Ama bu düşünceyi çok uzun sürdürmek de yanlış. Başlarına gelen beklenmeyen ani ölümler olduğu için, onların göstereceği her tepkiye hazırız. Ne yazık ki, organ bağışı konusunda, organizasyon sorunları yaşanıyor. Bir de toplumun bilgisizliği rol oynuyor. Bu bilgisizlik sağlık çalışanlarını da kapsıyor".

DİDEM ÜNSAL

DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Kuyruk uzun şans az
 'Evet'çiler Denktaş'ın evine yürüdü
 Sosyete barlarına denetim
 Türkiye'nin de sıkıntısı Denktaş
 Bekârlığa tayin
 Sosyete kebapçısına silahlı saldırı
 Şarık Tara görünmez kaza kurbanı
EMRE AKÖZ
Niye kızıyorsunuz?..
Kendinizi Kıbrıs'ın güneyinde...
MEHMET ALTAN
Denktaş istifa etmelidir...
KKTC halkı ne dedi? "Korsan...
UMUR TALU
Sevenleri ayırmayın!
Onlar, Cumhuriyet'in göçmen...
Belarus gibi!
Amerika, halkını "hayır" için zorlayan Rum lidere kızgın.
"Bir Türk aile, plan yüzünden boşandı"
İngiliz BBC Televizyonu'ndan ilginç iddia... Adanın...
İnönü hatırası : 1-3
İnönü hatırası : 1-3
Serhat'ın perdeyi açan golü öncesi aut tartışması vardı. Fenerbahçe...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.