|
|
|
|
|
|
Amerika'ya göçüp kendi cumhuriyetlerini kurdular
Giresun ile Philadelphia kenti arasında hemşehri köprüsü kuran Yağlıdereliler, 36 yılda 5 bin kişilik nüfusa ulaşmış.
ABD'nin dördüncü büyük şehri olan Philadelphia'da, tam beş bin kişilik Karadeniz Köyü'nde, daha doğrusu onların deyişiyle "Yağlıdere Cumhuriyeti" nde her şey o kadar bizden ki, otoban üzerindeki İngilizce yazıları görmesem, Karadeniz'in bir köyünde olmadığıma bin şahit gerekecek. Philadelphia şehir merkezine arabayla yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta Bristol bölgesinde Yağlıdere Cumhuriyeti. Otoban üzerindeki iki cadde, sağlı sollu Türk lokantaları, manavları, bakkalları, hatta tamirci ve badanacılarıyla hemen fark ediliyor. Karadenizli'ye has espri yeteneğinin ve "muzip" bakış açısının yansıdığı tabelalar ise alameti farikası gibi bu küçük yerleşim yerinin. Superior Halal Market (Asil Helal market), Kısmet Furniture (Kısmet Mobilya), Erol's Place (Erol'un Yeri), Oto Kaporta ve Boya İnsurance (Oto Kaporta ve Boya Sigorta).
LEFTER'İN SAYESİNDE DAHA dikkatli bakıldığında ise buğulu camların ardında pişpirik, okey oynayanlar fark ediliyor hemen. Aynen Türkiye'deki gibi. Kahvehaneyi tıka basa doldurmuş, bir yandan Türk kanallarını izliyorlar diğer yandan da ince belli yandan çarklılardaki tavşan kanı çaylarını içiyorlar. Black Sea Helal Meat Food Restoran'da (Karadeniz Helal Et Restoranı) çalışan ve bölgenin en iyi fırıncısı ünvanına sahip bulunan Hüseyin Bektaş, Yağlıdere'den Amerika'ya uzanan Karadenizli ordusunun kaynağını uzun uzun anlatıyor: "Yıllar öncesinde Türk hükümetinin aldığı bir kararla ülkenin çeşitli bölgelerinde yaşayan Rum kökenli vatandaşlar Yunanistan'a dönüyorlarmış. Giresun'un Yağlıdere Köyü'nde yaşıyan Rumlar arasında bulunan Lefter isimli yetim bir çocuk yakınlarının bütün ısrarlarına rağmen Türkiye'den ayrılmak istememiş. Dedeme gelmiş ve kendisi ile birlikte kalmak istediğini söylemiş. Dedem de, buna memnun olacağını söyleyip çocuğu yanına almış. Lefter uzun süre bizde kalmış. Büyüdüğünde de dedemin rızasını alıp Rusya üzerinden Amerika'ya gitmiş.
LOPEZ'İN ŞÖMİNESİ ARADAN yıllar geçmiş ve Lefter bir gün ansızın köye dönmüş. Dedemle eski günleri andıktan sonra Amerika'da durumunun çok iyi olduğunu ve borcunu ödemesinin zamanının geldiğini söyleyip babamı Amerika'ya götürmek için izin istemiş. Ama dedemle babam onun bu teklifini kabul etmemişler. Bu konu kapanmış Lefter Amerika'ya dönmüş. Ama olay kulaktan kulağa duyulunca bir köylümüz dedeme gelip Amerika'ya gitmek istediğini anlatmış ve kendisine yardım etmesi için Lefter'le konuşmasını istemiş. Ve 1968 yılı ocak ayında ilk Yağlıdereli Amerika'ya ayak basmış. Arkası da çorap söküğü gibi gelmiş." Sarıyerli Rıza Tektaş'ın hikâyesi ise daha başka. Dokuz yıl önce öğrenci olarak gelmiş Amerika'ya. O da Karadenizli ama İstanbul'da, Sarıyer'de doğup büyümüş. Liseden sonra kapağı attığı ABD'de dengeli beslenme üzerinde eğitim yapıp hemen Türkiye'ye dönmüş. Sonra, tekrar, "Ver elini Amerika" demiş. Şimdi, Amerikalılar'a Türkler'in taşını toprağını satıyor. Pazarladığı mermerler ünlü aktris Jennifer Lopez'in evindeki şöminede şekilleniyor.
Meltem PUSAT / PHILADELPHIA
|
|
|
|
|
|
|
|
|