|
 |
 |
 |
 |
|
Hakan yanlış yaptı
"Bizim dönemde Hakan Şükür Ümit Karan olayı aile içinde çözülürdü. Hakan açıklama yapmakla yanlış karar verdi." Başkanımız Özhan Canaydın ‘Hocamızın her zaman arkasındayız’ dedikten sonra bu sözünde durmalıydı.” “Türkiye’den Yıldıray ve Hamit’e çok teklif var. Türkiye’de medya gurbetçi futbolcuları olumsuz etkiler”.
Bu sezon başında Galatasaray ile yolları ayırıp Werder Bremen'e giden ve yeşil-beyazlıların Almanya'da şampiyonluğa ilerlemesinde büyük pay sahibi olan Ümit Davala SABAH'a konuştu. Milli futbolcu, özellikle Galatasaray'da yaşananlar hakkında ilginç tespitlerde bulundu. İşte Ümit Davala'nın şok açıklamaları: "Bir takımda arkadaşlık başarıyı getirir. Ben G.Saray'dayken arkadaşlık en üst düzeydeydi. Maçlar dışında sık sık buluşur, birlikte yemeğe, sinemaya giderdik. Ailece görüşülürdü. Şu anda G.Saray'da arkadaşlık ne boyutta bilemem, ama şundan eminim: Hakan Şükür-Ümit Karan olayı bizim zamanımızda olsa basına yansımaz, sorun aile içinde çözülürdü. Hakan bu açıklamayı yapmakla yanlış bir karar verdi. Sanırım sonrasında pişman olmuştur. Olmaması gereken bir olaydı. Herkesin, Hakan ve Ümit'in de sırt sırta verip takımın başarısı için uğraşması gerekir.
Hagi önemliydi ama...
UEFA Kupası'nda Hagi, Popescu ve Taffarel'in payı büyük. Takıma geldiklerinde bizler çok tecrübesizdik. Hagi başta olmak üzere, saha içinde ve dışında bize çok şey öğrettiler. O zaman takım halinde iyi bir uyumumuz ve arkadaşlığımız vardı. Başarı böyle geldi. 'Kadroyu da Hagi yapıyordu' diyorlar. Mümkün mü? Fatih Hoca böyle bir şeye müsaade eder mi? Hagi, elbette saha içinde çok önemliydi; hepimize çok yardımcı oluyordu. Bunlar doğrudur. Ama takımı kuran her zaman Fatih Hoca idi. Söylenenler doğru olsa, Hagi her zaman 90 dakika oynardı. Ama Hagi'nin oynamadığı maçlar da vardı. Başkanımız Özhan Canaydın'ın ağzından 'Ben burada olduğum sürece Terim ile çalışacağım' sözlerini hatırlıyorum. 'Hocamızın her zaman arkasındayız' dedi. Sonra aralarında ne oldu, neler yaşandı bilemem ama başkan sözünde durmalıydı. Bence yanlış yaptı. Fatih Hoca ile hiçbir zaman kişisel sorunlarım olmadı. Kendisi ile çok iyi zamanlar yaşadık. Galatasaray'dan ayrılıyor. Bence yurtdışında tekrar çalışır. Fatih Hoca, benim için her zaman bir ağabey. Onun için en hayırlısı, en iyisi neyse o olsun!
Hocaya sabredilmiyor
Türkiye'de antrenörlere sabredilmiyor. Fatih Hoca'nın G.Saray'daki ilk yılında 3-4 ay çok zor günler yaşadık. Ancak daha sonraki başarıları herkes biliyor. Hemen başarılı olunacak diye bir kural yok. Bu sene Fatih Hoca, yeni, genç bir takım yaratıyordu. Beklenmeliydi. Bunun ürünleri mutlaka gelecekti. Ancak hocaya sabır gösterilmedi. Şimdi yeni gelecek hocanın işi çok zor. G.Saray seneye Avrupa'da yok belki.. Üstelik 100. yıl baskısı da olacak. Yeni hocanın işinin kolay olmadığı ortada.. Fatih Hoca ile Milan'da da beraberdik. Bence Milan'da resmen arkadan bıçaklandı. Takımın durumu kötü değildi, liderin 3 puan arkasındaydık. Avrupa'da da yolumuza devam ediyorduk. Bu karar neden alındı kimse anlayamadı. Milan taraftarları da o zaman üzülmüştü. Fatih Hoca'ya yapılan hareket ve olayın tarzı çok çirkindi. Fatih Hoca insanların hatalarını yüzüne söyleyen bir kişi. Hoca başkana, başkan hocaya güvenmezse, sonuçlar kötü oluyor.
Bremen çok küçük
Bazı Türk futbolcuları yurtdışında çok zorluk çekiyor. Bazıları da kolay uyum sağlıyor. Bu, tamamen kişinin yapısına bağlı. Dil konusunda sıkıntı oluyor. Werder'de başarılı olmamda Almanca'yı ve nasıl yaşadıklarını iyi bilmemin rolü büyük. Bremen'de tek sorun, İstanbul gibi büyük bir şehirden gelmiş olmandı. Bremen, İstanbul'un yanında küçücük kalıyor. G.Saray'dan ayrılmamın en büyük nedeni yurt dışında futbol oynamak istemem. Özel hayatım ve İzmir'de gazeteci arkadaşımızla yaşanan olaylar değil. Türkiye'de kimseden dargın ayrılmadın. G.Saray'da da tek tek herkesle vedalaştım. Şu anda Almanya'da banko oynayan 7-8 gurbetçi futbolcu var. Türkiye'deki birçok takım onların peşinde. Özellikle Yıldıray ve Ümit'e çok teklif geldiğini duyuyorum. Türkiye Ligleri de çok güzel. 9 sene oynadım. Başarılı olacaklarına inanıyorlarsa Türkiye'ye mutlaka gitmeliler. Ancak burada mutluysalar ve takımları şampiyonluğa oynuyorsa kalmalılar.
Burada zirvedeyim
Türkiye'de medyanın futbolcuların özel hayatına çok girmesi özellikle gurbetçi futbolcuları olumsuz etkiyor. Çünkü Almanya'da futbolcu akşam istediğinde çıkar, kimse özel hayata karışmaz. Türkiye'de bir akşam dışarıda arkadaşlarınla yemek yesen adını alemci koyarlar. Türkiye'de ben de yaşadım. Ama burada kafam rahat. Bremen'de takım halinde akşam çıkar, eğleniriz. Burada sadece takım idmanına ve sahadaki performansına bakılıyor. Şu anda kendimi Almanya Ligi'nin en üstünde görüyorum. Çünkü takımım en üstte. Seneye inşallah Şampiyonlar Ligi'nde bir Türk takımıyla karşılaşırız. G.Saray'ı tabii ki isterim, ama zor gözüküyor. Ama F.Bahçe veya Beşiktaş'la Şampiyonlar Ligi'nde aynı grupta olmayı isterim.
Kehanet mi?
Werder'e gelirken 'Şampiyon olacak takıma geldim' demiştim. Burada bile inanmamışlardı. Böyle bir beklenti yoktu. Üçüncülük bile başarıydı. Ama ben bu zamana kadar hep iddialı takımlarda oynamıştım. Werder'e de bu ışığı gördüğüm için geldim. 10 hafta kala 9 puan farkla lideriz. Herkes 'Bir tek sen şampiyon olacağımızı söylemiştin' diyor."
YAŞAR YALÇIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
