kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Yolumuz açık

Türkiye yolunu 200 sene önce çizmiş ve bu hedef şimdi çok yakına gelmiş bulunmaktadır. Önümüzdeki 10 ay, Türkiye'nin yolunu kesmek, çağdaşlaşma yoluna taş koymak isteyenlerle, ülkeyi
Avrupa Birliği'ne sokmak isteyenler arasında geçecek kıyasıya bir mücadeleye tanıklık edecektir.

Türkiye yıllarca "Nasıl olsa bizi Avrupa Birliği'ne almazlar" diyen bir güç odağının oyuncağı olageldi.
Ülkedeki her türlü demokratikleşme çabasını Avrupa Birliği'ne girme mücadelesi olarak görmek isteyen bu grup, "Ulusal birlik, dış düşman, parçalanma tehlikesi" diyerek her türlü gelişim ve değişimin önünde durdu.
Bu grup öylesine güçlüydü ki, her türlü yenilenme çabası, içeriği tartışılmadan "vatana ihanet"le bir tutulup tu kaka edildi.
Bu arada Türkiye zaman ve itibar kaybetti ama bu grup kendi güç durumunu koruduğu sürece bunu fazla dert etmedi.
Ancak dünya hızla değişiyordu.
Soğuk Savaş'ın sonunun bu coğrafyadaki etkilerini doğru okuyamayan bu kesim, başta Kıbrıs olmak üzere her şeyin eskisi gibi sürebileceği kanısına vardı.

Türkiye'ye düşen rol
Ortadoğu'daki muhtemel gelişmeleri değerlendiremedi, Türkiye'yi Yeni Dünya düzeninin dışında tutabileceğini sandı.
Oysa Kafkaslar'dan Balkanlar'a, oradan Ortadoğu'ya uzanan bu coğrafyadaki reformlar, açılımlar için Türkiye kilit ülke konumundaydı.
Suriye'den İran'a, Irak'tan Ermenistan'a kadar bu bölgenin dünya düzeninin bir parçası haline gelmesinde "Demokratik, laik bir Türkiye'ye" düşen rolü bu kesim okuyamadı, okumak istemedi.
Parçalı siyaset, siyasetçilerin ülke çıkarından çok kendi kişisel çıkarlarını düşünmeleri, bu grubun işine geldi.
Türkiye, sistemini yenileyemeyen, Kıbrıs'ı çözemeyen, krizden krize sürüklenen bir ülke olarak coğrafyasının sorunlu bir ülkesi olarak ün yaptı.
Seçim sonucu ortaya çıkan tablo ve AK Parti kadrolarının iktidarda tecrübe kazanması bu durumu değiştirdi.
İktidarın kararlı tutumu, Amerika ve Avrupa'nın açık desteği sayesinde 40 yıllık Kıbrıs sorunu çözülme noktasına geldi. Üstelik bu çözümü gündeme getiren, çözüme öncülük eden Ankara oldu.
Bu tavır, birinci tezkere sırasında Türkiye'ye bakışı önemli ölçüde değişen Avrupa Birliği'nin elindeki son kozun da alınmasını sağladı.
Elbette, Türkiye'nin insan hakları konusunda alması gereken çok yol var.
Elbette Türkiye'nin ekonomi alanında da alması gereken çok yol var.

İş, merkezi iradede
Ancak bütün bunlar halkın daha iyi bir yaşam arzulamasına ve siyasi iktidarın da bu özlemi gidermek için gerekli adımları atmasına engel değil.
Kıbrıs sorununun çözümü, kamu yönetiminin çağdaş bir niteliğe kavuşması, işkencenin kimsenin yanına kazanç kalmaması, Türkiye'ye daha fazla yabancı sermaye gelmesi hep bu ülke halkının yararına olan şeyler.
Bütün bunlar kendiliğinden gerçekleşecek olaylar da değil. Bunun için bir merkezi irade de gerek.
Türkiye son dönemde bu iradeyi göstermiştir. Bunun meyvelerini de mutlaka alacaktır.
Brüksel'den gelen haberler bunun önemli bir göstergesidir ancak hep söylediğimiz gibi, Avrupa Birliği bizim için tek amaç değildir. Asıl amaç bu ülke insanının çağdaş ülke insanının elindeki olanaklara sahip olması, Türkiye'nin dünya sahnesinde güçlü bir ülke olarak hak ettiği yeri almasıdır.
Türkiye yolunu 200 sene önce çizmiş ve bu hedef şimdi çok yakına gelmiş bulunmaktadır.
Önümüzdeki 10 ay, Türkiye'nin yolunu kesmek, çağdaşlaşma yoluna taş koymak isteyenlerle, ülkeyi Avrupa Birliği'ne sokmak isteyenler arasında geçecek kıyasıya bir mücadeleye tanıklık edecektir.
Çağdaş uygarlık yanlısı güçlerin yola döşenecek mayınlara basmaması, bildiği yolda devam etmesi, hem Türkiye'nin iç korkularını yenmesini sağlayacak, hem de 2005'e müthiş bir coşkuyla girmesinin garantisi olacaktır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Washington gezisi Avrupa vizyonu   / 26-01-2004
 Kahramanlar adaleti gerçekleri karartıyor   / 20-01-2004
 CHP'ye düşen görev   / 12-01-2004
 SABAH'a güven   / 05-01-2004
 AK Parti'nin eksiği   / 22-12-2003
 Terör, ekonomi ve Kur’an kursları   / 08-12-2003
ERGUN BABAHAN
Yolumuz açık
Türkiye yolunu 200 sene önce çizmiş ve bu...
ERDAL ŞAFAK
Dostluk sınavı
Sözünü esirgememesiyle tanınan Alman...
AHMET HAKAN COŞKUN
Üç film birden
Soğuk, karlı bir cumartesiydi.. Bol...
MEHMET BARLAS
Enflasyon muhasebesi, galiba ek vergiler doğurmaya...
ÖMER ÇELİK
Küresel güvenlik mantığının demokratikleşmesi
Dünyanın...
SAVAŞ AY
"Altın Ayı"lık var senin hamurunda!..
Mesleğe Bedii Faik...
REFİK DURBAŞ
Kimse değişime direnmesin
Ulusal Kurtuluş Savaşı ile...
ÖMER LÜTFİ METE
Hak gütme ahlakı ve TÜPRAŞ
CHP'nin 28 Mart sandığına...
Ahmed'den önce Ahmed'den sonra 3-1
Ahmed'den önce Ahmed'den sonra 3-1
Beşiktaş, Denizli karşısında 1-0 geri düştü. A.Hassan'ın girmesiyle...
Savaş ve barış
Savaş ve barış
Rumen hoca forvette İlie-Sinan ikilisiyle başladı. 33. dakikada...
Zirvedekiler sevgililer gününü böyle kutladı
Zirvedekiler sevgililer gününü böyle kutladı
Sezer ve Özkök yıldızlar gecesinde
Cumhurbaşkanı Ahmet...
Erdoğan ve Baykal 'mutlu' bir günde
Erdoğan ve Baykal 'mutlu' bir günde
Avrupa, dünya ve olimpiyat şampiyonu, rekortmen halterci Halil...
Yine Türk işi facia ama yer Moskova!
Yine Türk işi facia ama yer Moskova!
Moskova'daki, 800 kişi kapasiteli Transvaal yüzme havuzu ve su...
Dernek ve vakıf sorunu çözülemiyor
Dernek ve vakıf sorunu çözülemiyor
Bazı dernek ve vakıfların suistimalleri ve 'zorla bağış' uygulamaları...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.