kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mansur Forutan @ SABAH
 

Suç ve ceza

Kahvenizi içerken yan masadan biri sizi 'pis pis' tanımlanacak bir kıvamda keserse tedirgin olursunuz. Tıpkı benim cumartesi sabahı kahvaltı için gittiğim kafede olduğu gibi. Bir yandan gazetemi okumaya çalışıyor, bir yandan da sert tereyağını ekmeğe sürme çabası içindeydim. Karşı masadaki temiz yüzlü ama sert bakışlı adamla sürekli göz göze gelmiş olmamın verdiği tedirginlik sonucu tereyağından vazgeçmek zorunda kaldım. Adam birazdan sebebini bilmediğim nedenden ötürü mevzu çıkarıp bana girecek enerjisi aldığımdan, sandalyeme sinip gazeteyle kadrajı daralttım. Çok geçmeden adam başıma dikildi ve Mansur Forutan olup olmadığımı sordu. Bir Amerikan filmi olsa "kim bilmek istiyor" diye sorabilirdim ama önümdeki menemen dolu sahan böyle bir şey söylememe engel oldu ve "evet benim" dedim. Olası bir uçan tekme girişimini püskürtmek adına ekmek sepetine sıkıca tutundum. Yanılmışım! Yazılarımdan beni tanıyan, Deniz Kuvvetleri'ne mensup bir subayın tanışma isteğinden başka bir şey değilmiş. Komutanım masama oturdu ve sohbete başladık. Basın, demokrasi, ekonomi, devletin küçülmesi, ordunun küçülmesi... Komutanım daha sonra, yazılar yazdığını ama tıkanıp konuyu bağlayamadığını ve bunu nasıl aşabileceğini sordu bana. Bilsem ben yaparım zaten demek istedim önce. Sonra askerliğe 28 gün dayandığımı, tıkanıp konuyu bağlayamadığımı söylemek istedim. Ama söylemedim tabii ki. Onun yerine geyik kıvamında zamana karşı yazmaya çalışmasını bunun iyi bir antrenman olabileceğini söyledim. İnsanlar size samimiyetle yaklaştıklarında samimiyetle karşılık verin. Aksi takdirde cezalandırılırsınız! Ceza: Aynı günün akşam saatlerinde cebi takside bıraktım. Arkadaşımın kontörlüsüne yapışıp kendi numaramı aradım. Çalıyor olmasına sevindim ama cevap yok. Birkaç deneme sonra açıldı ve hemen konuya girdim. "Baba telefonu getirsene?" Şoför getireceğini ama şu anda müşterisi olduğunu, yarım saat sonra Teşvikiye Hüsrev Gerede anıtı önünde olmamı söyledi. Arkadaşımı evde bırakıp, soğuk ve yağışlı bir İstanbul gecesinde taksiyi beklemeye başladım. Kırk dakika kadar bekledikten, sonra eve dönüp kontörlüden bir daha aradım. "Baba geleceksen gel, doğaya yenik düşmek üzereyim" diyecektim. "Aradığınız numaraya ulaşılamıyor." Geçmiş olsun! İki yıl üst üste aynı telefonu kullandığımı hatırlamıyorum. Bu sekizincisi. Ve artık bıktım! Dahası gerçek bir öküzüm. Rehberini kaydetsene bir yere! Yeri doldurulamayacak numaralarım uçtu gitti. Neyse ki alışık olduğum bir acı ve çabuk toparlandım. Çabuk toparlanma bedene açlığı getirince pizzaya dadanalım dedim. Dedim ama arkadaşım kontörü ezmiş. Evde zaten kablolu telefon yok. Dışarı da çıkmak istemiyorum. N'olucak peki? Olacağı şu: Kontörlüyle başka bir arkadaşın telefonunu, geri arar umuduyla çaldırıyoruz. İlkinde geri aramıyor. Üçüncüsünde geri arıyor ve durumu kendisine anlatıp acilen orta boy karışık bir pizza söylemesini rica ediyorum. Gerekli bilgileri de vermeyi ihmal etmiyorum. Pizzacının numarası, oradaki kayıt numaram falan. Bu arada arkadaşım alemde akıyor. Kafası iyi, keyfi yerinde. Hafif kafa da buluyor benimle. Yarım saat sonra pizzacı geliyor. Üç büyük boy pizza ve iki litrelik kola. İki ay boyunca yetecek pizza stoku söz konusu. Faturası da hafif acıtıyor ama neyse yapacak bir şey yok. Bir ucundan tutup kemirmeye başlıyoruz... Sonra günün yorgunluğu omuzlarıma çöküyor... Sizce hak ettiğimden daha fazlasına çarptırılmadım mı?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 SMS'le gelen bayram mesajları   / 03-02-2004
 Metroseksüel olmak: Sırf masraf, sırf zarar   / 31-01-2004
 Kızıl Pazar   / 28-01-2004
 Bana su verdi   / 27-01-2004
 Yine sınıfta kaldık   / 24-01-2004
 Siz hiç kırmızı halı üzerinde yürüdünüz mü?   / 21-01-2004
 Akademi Türkiye   / 20-01-2004
 Hakkımdaki her şey   / 17-01-2004
 Hatalı bir liste   / 14-01-2004
 Suç ve ceza   / 13-01-2004
ERDAL ŞAFAK
Sarı tehlike
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan...
MANSUR FORUTAN
Avcı atalarımın yüz karasıyım..
KENDİMİ belgesel...
ÖMER ÇELİK
Büyük Ortadoğu? (III)
"Büyük Ortadoğu" projesinin...
MEHMET TEZKAN
Haberciler için en zor şey ne?
Tatİl günleri gazeteler...
EMRE AKÖZ
Ziya Osman Saba
Benİm açımdan o küçük çaplı iz sürme...
Nefes nefese bekleyiş
Nefes nefese bekleyiş
SABAH Spor Ödülleri 2003 için gerisayım başladı. Lütfü Kırdar Kongre...
Yuvamda kaldım
Yuvamda kaldım
Beşiktaş'la bonservis için 5 milyon dolara anlaşan Vissel Kobe...
Unakıtan: Bana en çok vekiller kızıyor
Unakıtan: Bana en çok vekiller kızıyor
Ekonomide hedeflerin tutturulduğunu söyleyen Maliye Bakanı...
ABD: Kuzey Irak'ta terörist gruplara yer yok
Erbil'de Kürt parti bürolarına yapılan intihar saldırılarını kınayan...
Binayı çökerten çürük zihniyet
Binayı çökerten çürük zihniyet
Konya'da kağıttan kule gibi yıkalarak üst üste yığılan 11 katlı...
Zayıftı, sandalye arasına sıkıştı ve hayatı kurtuldu
Zayıftı, sandalye arasına sıkıştı ve hayatı kurtuldu
Çöken apartmanın üçüncü katında oturan Yağcı ailesi, binanın...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.