|
|
|
|
|
|
Haydi hoca nöbete
Alemdaroğlu yıldırmak için asistan atamayınca Kardiyoloji Enstitüsü'nde nöbet profesörlere kaldı.
Kapatılamadı ama... Rektör Alemdaroğlu İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü'nü kapatıp Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne bağlamak istiyor. Hukuk buna engel olunca da enstitünün imkânları budanıp yıldırma taktiği izleniyor.
Enstitü yine de eriyor Enstitünün acil ve yoğun bakım üniteleri kapandı, ameliyatlar yarıya indi, altı yıldır asistan bile atanmadığı için pansumanları hocalar yapıyor, gece nöbetini de onlar tutuyor.
*** Gece nöbeti profesörlere kaldı
İSTANBUL Üniversitesi'ne bağlı Kardiyoloji Enstitüsü'nü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne bağlamak isteyen İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, 1998 yılından beri bu enstitüye hiç asistan atamadı. Enstitüde yirmi altı öğretim üyesine karşılık yalnızca üç asistan kalınca, kardiyoloji servisinde gece nöbetlerini bile profesörler tutmaya başladı. Ameliyat sayısı azaldı, yoğun bakım ünitesi kapandı..
Türkiye'nin en önemli kalp ve damar cerrahisi merkezlerinden biri olan İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ne asistan verilmemesi nedeniyle, profesörler gece nöbeti tutup, poliklinik uzmanlığı yapmaya başladı. Kadro olmaması nedeniyle acil servisin kapatıldığı enstitünün başkanı bile, günde iki ameliyata girerek hasta bakmaya çalışıyor. İstanbul'un tam merkezinde bulunan ve yaklaşık 50 asistan ile hizmet vermesi gereken İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde, şu anda sadece üç asistan kaldı. Bu üç asistan da nisan ayında enstitüden ayrılacak.
ALEMDAROĞLU ONAYLAMADI Kardiyoloji, Kalp ve Damar Cerrahisi ile Koroner Yoğun Bakım Ana Bilim Dalları'nın bulunduğu enstitü, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne bağlı özerk bir kurum olarak kurulmuştu. TUS'tan (Tıpta Uzmanlık Sınavları) çok yüksek puan alan öğrencileri kabul eden İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü'nün, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne bağlanmasını isteyen İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, 1998 yılından sonra asistan isteğini onaylamadı. Yıllar içinde büyük kadro açığına uğrayan enstitünün son asistanları da altı ay önce ayrılınca, iş öğretim görevlilerine düştü.
DAVAYI DA KAZANDILAR AMA Geçen yıl Ana Bilim Dalı'nın kapatılmasına karşı çıkan öğretim üyeleri, YÖK ve Rektörlüğe karşı açtıkları davayı kazandılar. Ana Bilim Dalı olarak hizmet vermesine karşın enstitünün rektörlük tarafından asistan ihtiyaçları karşılanmadı. Kardiyoloji bölümünün son dönem asistanları Ağustos ayında ayrılınca bugünkü büyük kriz başladı.
AMELİYAT SAYISI YARIYA İNDİ 13 labaratuarın ve 8 ameliyathanenin bulunduğu enstitü, tam kadro çalışırken yılda yaklaşık 700 ameliyat yapılıyordu. Geçtiğimiz yıl ise ameliyat kapasitesi 365'e indi. Enstitünün kardiyoloji ana bilim dalına bağlı son asistanlar ayrılınca, hastanede yapılması gereken tüm destekleyici tedavi hizmetlerini de öğretim üyeleri yürütmeye başladı. Öğretim üyeleri, gece nöbetlerine başladılar. Poliklinik sorumlulukları da yine doçentler ve profesörler tarafından üstlenildi. Yıllar sonra öğrencilik dönemlerindeki gibi yeniden gece nöbeti tutmak zorunda kalan öğretim üyeleri, üç günde bir 24 saat aralıksız çalışmaya başladılar. Rektörlükle gerekli anlaşmanın sağlanmasını ve enstitüye asistan verilmesini bekleyen öğretim üyeleri durumdan yakınmalarına karşın,"Aleyhinde konuşursak rektörlük bize anında dava açar" diyerek isim vermekten kaçınıyor.
BURASI KAPANIRSA YÜRÜRÜZ' Hastalar ise kardiyoloji enstitüsündeki kadro yetersizliğinden habersiz. Durum hakkında daha değişik değerlendirmelerde bulunuyorlar. "Bu enstitü yakında kapıtılacakmış, galiba son hastaları da biziz" yorumunu yapıyorlar. Poliklinik hizmetini bile profesörlerden alan hastalar ise, "Doktorlarımız yaşlı ama olsun" diyorlar. 1978 yılından beri hiper tansiyon hastası olduğu için Kardiyoloji Enstitüsü'ne sık sık gelen Hacer Yegül, hastaneyi o denli sahiplenmiş ki, "Burayı kapatmaya kalkarlarsa yürürüz" diyor. Aslında nasıl yürüyüşe katılabileceğini o da bilmiyor ama, "Genç doktorlar olduğunda işler daha hızlı yürüyordu, buranın eski günlerine dönmesini istiyorum" diye konuşuyor.
'PANSUMANIMI PROFESÖR YAPIYOR' Kalbinde pil ile yaşayan 64 yaşındaki emekli Mustafa Gülenç, "Bütün pansumanları profesörler yapıyor, önceden servisin içinde hep bir doktor bulunurdu, artık çağırınca geliyorlar. Uzman doktorlar kesintisiz 48 saat nöbet tutuyor. Onlar adına ben de üzülüyorum" diye konuşuyor.
Esra TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|