|
|
 |
 |
 |
 |
|
Mucize Pınar'ı
Annesinin, ölümü göze alarak 51 yaşında dünyaya getirdiği Pınar, depremden sonra kaybolan ablasının acısına ilaç oldu.
Tıp dünyasını şaşırtan olayın kahramanı Şaziye Emir, herhangi bir tedavi görmeden 51 yaşında doğum yaptı. Onu doktor uyarısına rağmen çocuk sahibi olmaya iten neden, depremde kaybettiği kızının boşluğu oldu.
Hicran'ın Boşluğunu Yeni Hicran Doldursun
ŞAZİYE ve Kenan Emir çiftinin 18 yaşındaki kızı Hicran Adapazarı depremine yakalandı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılsa da bir daha haber alınamadı. Tek teselli ancak yeni bir çocuk olabilirdi.
Ama Bebeğin Adı Ölen Gelinden Geldi
Sekiz aylık dünyaya gelen kızına, depremde ölen gelinin anısına Pınar adını veren Şaziye Hanım "Bu yaştan sonra anne olmak çok garip. Bizi hayata Pınar bağladı" diyor.
***
Ömürlerinin sonbaharında Pınar'la hayat buldular
Kenan-Şaziye Emir çifti, 17 Ağustos depremini Gölcük'te yaşadı. Depremden sonra ellerinde bir kendi canları, bir de enkazdan çıkardıkları çocuklarıyla torunlarının acısı kaldı depremden sağ kurtulan biricik kızlarını da tedavi için gönderdikleri İstanbul'da kaybettiler. Emir çiftinin acıları, mucizevi bir şekilde 50'sinden sonra sahip oldukları Pınar'la hafifledi..
Kenan ve Şaziye Emir çifti, çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için yıllar önce Almanya'ya işçi olarak gitti. Çift, emekli olduktan sonra memleketleri Adapazarı'na döndü. İki çocuğundan büyüğünü evlendiren Emir çifti, torun sahibi olmanın mutluluğunu yaşadı. Ancak, Emir çiftinin tüm yaşamı, 17 Ağustos depremiyle bir anda alt üst oldu. Oğlu, gelini ve üç torunu Gölcük'teki evlerinin enkazında can veren çiftin 8 kişilik ailesinden geriye, yalnızca deprem sırasında evde olmayan 18 yaşındaki kızları Hicran kaldı. Kendileri Hicran'ı görmemişti ama herkes biricik kızlarının yaşadığını söylüyordu.
Hicran yaşıyor mu?
Hicran'ın deprem sırasında misafir gittiği evin balkonunda oturduğunu gören görgü tanıkları, enkazdan ağır yaralı çıkarılan genç kızın, önce Gölcük Devlet Hastanesi'ne, ardından da İstanbul'daki Kasımpaşa Askeri Hastanesi'ne kaldırıldığını anlatıyordu. Bu kadarı bile tüm ailesini depreme kurban veren acılı çifte yetmişti.
Ancak Emir çifti, hastanede emin ellerde olduğunu düşündükleri kızlarından bir daha haber alamadı. Tek tesellileri olan Hicran'ı kaybetmenin acısı, çiftin yüreklerine kor gibi saplandı. Kızlarının yaşadığından bir an olsun ümidini kesmeyen çift, Türkiye'nin dört bir yanında Hicran'ın izini sürdü. Ancak her defasında ellerinde hayal kırıklığı kaldı. Kenan ve Şaziye Emir çifti, kızlarının acısını yeni bir evlatla dindirmeye karar verdi.
Ölümü göze alarak, 51 yaşında yeniden çocuk sahibi olan 53 yaşındaki Şaziye Hanım ile 58 yaşındaki Kenan Bey, dünyaya gelen minik kızlarına depremde kaybettikleri gelinleri Pınar'ın ismini verdi. Hicran'ın bir gün geri döneceğine olan inançlarını yitirmedikleri için onun ismini yeni doğan kızlarına vermediklerini belirten çift, kaybettikleri evlatlarına duydukları özlemi, minik Pınar'la giderdiklerini söylüyor.
Doktorlar da şaşırdı
8 aylıkken sezeryanle dünyaya gelen 2 yaşındaki Pınar, sağlıklı bir çocuk olarak büyüyor. Almanya'da dünyaya gelen Pınar'ın doğumu, doktorlarını da şaşırtmış. Yaşından kaynaklanan risklere karşı, hamileliği sırasında sürekli kontrol altında tutulan Şaziye Hanım, "Benim kadar yaşlı bir kadının çocuk doğurmasına çok şaşırdılar. Yaşımdan dolayı çocuğumun sağlık problemleri olabileceğini söyleyip, beni gözetim altında tuttular. Şimdi Pınar'ın hiç bir problemi yok. Bu yaştan sonra yeniden anne olmak çok garip ama o bizim için Allah'ın bir lütfu. Bizi yeniden hayata bağladı. Yıllar sonra ilk kez onunla güldük" diyor.
Torunları sanıyorlar
Hayatlarını Pınar'a adadıklarını söyleyen Kenan Bey ise kızı fazla uyuduğunda sıkıldığını, hatta kimi zaman dayanamayıp oynamak için uyandırdığını söylüyor.
"Kimse Pınar'ın kızımız olduğuna inanmıyor. Herkes torunumuz sanıyor" diyen Kenan Emir, ömürlerinin sonbaharında kendilerine yeniden yaşama sevinci veren Pınar için şöyle konuşuyor: "Bazıları 'bu yaştan sonra çocuk sahibi olunur mu?' diye tepki gösterdi. Ama hayatta bir başımıza kaldık. Bu büyük acıları nasıl atlatabilirdik ki? Tüm ailem yok oldu. Pınar bizi hayata bağladı, biz de onu hayata bağlamak, iyi bir gelecek hazırlamak için elimizden ne geliyorsa yapacağız."
Pervin METİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
