|
|
|
|
Yürütme yargıyı boğdu
En derin hükümet, yargının içinde olan hükümettir. Yargı kendi siyasi görüşlerini temsil etmeyince yargı siyasallaşıyor diyorlar Yasama ve yürütme yargıyı boğmuştur. Milletvekili dokunulmazlığının yargı dokunulmazlığıyla ne alakası var. Yasama ve yürütme yargıyı boğmuştur. Milletvekili dokunulmazlığının yargı dokunulmazlığıyla ne alakası var. Öyleyse önce vekil dokunulmazlığı sınırlansın, diğerleri peşi sıra gelsin. Kuvvetler ayrılığı var ise hakimler de milletvekilleri kadar maaş alsın.
ANKARA-Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, Neşter operasyonu ile yeniden alevlenen yargı sistemiyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. "En derin hükümet yargının içinde olan hükümettir" diyen, yargıyı düzeltmesi gereken makamların, yargıdan en çok şikayet edenler olduğuna dikkat çeken Özkaya, siyasi iktidarların yargıyı bozduğunu söyledi. ATV'de yayınlanan "Ankara'da Sabah" programında SABAH Gazetesi Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya ve Temsilci Yardımcısı Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtlayan Özkaya'nın açıklamaları şöyle:
*HAYKIRIYORUZ, DİNLEMİYORLAR: En derin hükümet, yargının içinde olan hükümettir. Bunları çığlık şeklinde haykırıyoruz. Ama sadece biz söylüyoruz, biz dinliyoruz. Bir arpa yolu kat edemiyoruz. Sonra "yargı şöyle, böyle" diyorlar.
*HEM VURUYOR, HEM BAĞIRIYORLAR: Yargıyı düzeltecek yetkili makamlar en çok bağıran makamlar. Yargıyı siz düzelteceksiniz. Yargının şu sorunlarını, şu şekilde düzeltmeye başladım, şeklinde hiç program ve plan yok. Yargıdan şikayet var bol miktarda. Bence en az şikayet edecek kişiler onlar olmalı. Sade vatandaşın şikayetini haklı karşılarım, ama yetkili mercilerin şikayetini anlayamıyorum.
HER BAKAN'IN ÇABASI AYNI * YARGININ PAYI BİNDE 75: Atatürk dönemindeki olanaksız koşullara rağmen yargıya bütçeden ayrılan pay yüzde 3.5'un altına düşmemiştir. Ama şimdi bu pay binde 75'tir. Maalesef hukuk fakültelerindeki eğitim düzeyi de artacağına düşmektedir. Hukuk devleti olarak hukuk tatbikatında birçok noksanlıklar var. Bütçe olanaksızlıkları nedeniyle bazı kalemlerden tasarruf edilmesi söz konusu olduğu zaman yargının bütçesinden tasarruf edilmiştir. Yargıya ayrılan ödenekler azaltılmıştır. Oysa adaletten tasarruf olmaz. Yapılan tasarruf çok daha ağır bir şekilde başka yönlerden çıkmaktadır.
* YARGIYI BOĞMUŞTUR: Yargı siyasallaşıyor diyenlere dikkat edin hep siyasilerdir. Yargı kendi siyasal görüşlerini temsil etmediği için, bu şekilde konuşuyorlar. Verilmiş münferit kararlarda yargıda hatalar olabilir. Ama bunun yargının siyasallaştığı şeklinde yorumlanması, abartılı iddialardır. Eğer yargı siyasallaşıyorsa bunun önünü almak lazım. Hangi adalet bakanı gelmiş ise, o kendi isteği doğrultusundaki kişilerin alınması için çaba sarf etmiştir. Yürütme ve yasama yargıyı boğmuştur.
ADALET BAKANI'NA TEPKİ * 70 MİLYONU NİYE FEDA EDİYORLAR?: Şimdi 70 milyon kişi yargının önüne gidebiliyor. Eğer bağımsız değilse, güvenilir değilse, bu 70 milyon kişiyi niye feda ediyorsunuz? Milletvekilliğini kaybeden sürü siyasi var. Onlar gidiyor da neden iktidardakiler bundan çekiniyor. İkincisi, madem yargının bağımsızlığı bu kadar tehlikeli boyutlarda, neden bunu düzeltmek istemiyorsunuz. Bunu düzeltecek makamdakilerin söylemesi, fevkalade çelişkili.
* BAKAN İŞİ SAVSAKLIYOR: (Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, milletvekili dokunulmazlığının başta yargı olmak üzere diğer dokunulmazlıklarla beraber kaldırılması yönündeki sözleri için) Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasıyla yargı bağımsızlığı arasında ilişki kurmak çelişkidir. Milletvekili dokunulmazlığı ile kürsü dokunulmazlığı değil, nisbi dokunulmazlıklar kastedilmektedir. Yargı mensuplarının dokunulmazlığının bulunmaması halinde, yargı esas işlerini bırakarak, hakim ve savcılar hakkında yerli yersiz açılacak binlerce dava ile uğraşmaya başlayacaktır. Bu nedenle süzgeç konulmuştur. Bu bir dokunulmazlık değildir. Eğer dokunulmazlık hakim ve savcıya çok görülüyorsa kaldırılabilir. Milletvekili dokunulmazlığı ile bunların hiç alakası yok. Bu, işi savsaklamaktan ibarettir. Milletvekilli dokunulmazlığı örnek olarak hukuk devleti normlarına çekilsin diğerleri peşi sıra gelsin.
VEKİLLE AYNI MAAŞI VERİN * MİLLETVEKİLİYLE AYNI MAAŞ: Madem kuvvetler ayrılığı söz konusu, bir yüksek yargı mensubunun bir milletvekiliyle aynı maaşı alması lazım. Hakimlerin maaşları gitgide azalmakta, milletvekillerininki yükseltilmektedir.
* HALA ŞERİAT ÖZLEMİ VAR: Bu devletin temelinde laiklik ilkesi bulunur. Eğer bu temel taşını çekerseniz, ortada hukuk devleti de kalmaz. Artık kuralları ile devlet yönetilmesi batı hukuk devletlerinde gündem dışı kalmıştır. Ama bizde halen şeriat özlemiyle hareket edebilecek kimseler var.
*SİMGE KAPIDA BIRAKILIR: Yargı tanımında mahkeme salonunda, onun saygınlığına uygun hareketi temin etmek o mahkemenin başkanına düşer. Herkes istediği kıyafetle oraya gidemez. Hele simgesel bir kıyafetle orada bulunma hakkı yoktur. Herkes bir Fransız hukukçusunun söylediği gibi 'simgelerini mahkeme salonunun kapısına bırakmalıdır.'
|
|
|
|
|
|
|
|
|