|
|
|
|
|
Acı çekmeye alışmışlar
|
|
"Ben takımıma güveniyorum. Ancak seyircimiz bize, hızımıza yetişemedi. Alkışlamak onları mutlu etmedi. Üç yenilgi alınca tribüne geri dönerler.".
Lucescu'ya Beşiktaş'ın yıllar önce Rumen Steagul Roşu karşısında son üç dakikada üç gol yediğini, Lüleburgazspor'a 18. saniyede gol yiyerek Türkiye Kupası'ndan elendiğini hatırlatıp,
"Böyle talihsiz rekorları olan Beşiktaş, bu kadar fark varken şampiyonluğu kaçırırsa, ne yaparsınız?" diye soruyorum. Rekor kelimesini tebessümle karşılayan hoca kendine ve futbolcularına olan güvenini tam olarak belli edip, eliyle Kartal pençesi işareti yapıyor ve "Kartal, bırakmaz. Ben iyimser ve cesaretliyim. Real Madrid'le oynarken bile rakibin bizi yenebileceğini hiç düşünmem. Bana göre imkansızdır. Onlardan daha kuvvetli olduğumuzu düşünürüm. Futbolcularıma da bunu söylerim. Kötü sonuçlar düşünmem. Bunları söylerim, bunları da ancak iyimser ve cesaretli insanlar söyler. Örneğin Samsun maçı oynayacağız, Sergen, Ronaldo, Emre cezalı. Ancak bir an bile daha zayıf bir ekip olacağımızı düşünmedim. Galatasaray'da da bu durumları yaşadık. Dört-beş oyuncumuz sakatlık ya da cezalar nedeniyle oynayamıyordu ama farketmezdi. Yine farketmez" diyor...
Hakemlerin ya da başkalarının lige heyecan getirmek adına Beşiktaş'a çelme takmalarından korkuyor korkuyor musunuz ya da böyle bir şeye ihtimal veriyor musunuz? "Her şey mümkün! Ancak bu kariyeri kucaklamış olan insanlar, yani hakemler, yargıçlar gibidir. Dürüstlük ve objektifliği gösterirler. Her hafta yapılan hatalarla yaşamak zor. Biz bir hata yapsak, söylemesek bile çok üzülürüz. Hepimiz böyleyizdir. İnsanın doğası gereği bu böyledir. Hakemler de bir hata yaptıklarına çok üzülürler. Ben insanın doğasına güveniyorum, hakemlere de..." Son olarak boş tribünleri soruyorum hocaya. Çünkü konuşmamızın başında, tribün fotoğrafının önünde poz verirken "Nerede bu seyirciler?" diye sorar gibi elini uzatıyordu tablonun üzerine...
"Beşiktaş şampiyonluk yarışına erken attığı yıllarda bile daha çok seyirci yapıyordu, şimdi şampiyonluk geldi, ikincisi yolda ama seyirci yok, bunu nasıl karşılıyorsunuz?" diyorum. Hoca tüm Beşiktaşlılar'ın ibretle okuması gereken şeyler söylüyor, ben elçiye zeval olmaz misali aynen aktarıyorum: "Seyirciler ayak uyduramadılar. Beşiktaş'ın, ekibimin adımını izleyemediler. Alkışlamak onları mutlu etmiyor sanırım. Hep alışmışlar acı çekmeye (Bu sırada basıyor kahkahayı), acı çekmek istiyorlar herhalde... Üç maç kaybedelim ondan sonra gelecekler herhalde! Gelsinler, bizi izleyip, destek versinler."
|
|
|
|
|
|
|
|
|