|
|
 |
 |
 |
 |
|
Doğum gününde yasını da tutuyor
Caner, Sutopu Milli Takımı'nın yıldız oyuncusuydu. Burslu gittiği ABD'de "En Değerli Sporcu' seçildi. Jübile maçından sonra kalp krizi geçirerek öldü Annesi Zeynep Everi, bugun biricik oğlunun doğum ve ölüm gününü bir arada kutlayacak. "Her anımı onunla geçirip hüzünle flört ediyorum" diyor.
ZEYNEP Everi'nin, bakmaya bile kıyamadığı, başarılarından gurur duyduğu oğlunu, Caner Erdoğru'yu kaybedişinin üzerinden tam bir yıl geçti. Unutmak ne kelime, her dakikasını onun hasretiyle geçiriyor. Adını sonsuzluğu kaydettirmek için çırpınıp duruyor. Anısını canlı tutmak için yaptıklarıyla yetinmiyor, "onun için yapacak daha çok şey var" deyip proje üstüne proje üretiyor. Siz bu haberi okurken, o yakışıklı "şampiyon" oğlunun 25'inci doğum gününü kutlama heyecanıyla oradan oraya koşturmaya devam edecek. Acılı bir anneyle konuşarak yarasını deşmekten çekiniyoruz ama o bizi de rahatlatıyor. Hep yürüğinde taşıdığı Caner'inden bahsetmek hoşuna gidiyor... Gözleri dalarak yıllar öncesine, daha karnında taşıdığı yıllarla ilgili bir anısını anlatıyor:
ANILARINI TOPLUYOR
"Altı aylık hamileyken su kayağı yapıyordum. Karnımdaki bebeğim kıpır kıpırdı. 'O da bafriks çekiyor' diye düşünürdüm." Dokuz ay bedeninde taşımaktan mutluluk duyduğu yavurusunun spora eğilimini görüp desteklemiş. "İstediğini başarsın" diye düşünmüş, katışıksız sevgisini verdiği oğlunun. Caner'i de annesinin arzusunu yerine getirip başarılı bir sporcu olmuş. Zeynep Hanım, Caner'in yüzüne baktıkça "İşte bu benim oğlum" diye gurur duyarmış. Ama tam da 25'inci yaş gününde ellerinden süzülüp giderken öylece kalakalmış. Acıyla dağlanmış yüreğini sığıdıracak yer bulamamış... Onu kaybettiğini, kara topraktan Caner'ini geri alamayacağını biliyor Zeynep Hanım. Ama "hüzünle flört ederek" sürdürdüğü günlerini onunla yaşamaya devam ediyor. Gencecik yaşında çekip giden evladının izini sürüyor. Anılarını toplayıp biraraya getirmek için tek başına Amerika'nın yollarına da bu yüzden düşmüş.
İZİNİ SÜRÜP GİTTİ
Mezun olduğu okula gidip oğlunun diploma törenine katılmış. Zeynep Everi, Amerika'dan aylıp getirdiği oğlu Caner'in diploma ve Onur Ödülü'nü evinin baş köşesinde saklıyor. Caner'in kendisine hediye ettiği "Best Mom" yazılı yastığı gösterirken,ğlu için gittiği Amerika'da yaşadıklarını anlatıyor: "Amerika'da beni çok iyi ağırladılar. Yıl sonu basılan kitapta 'Kayıp isimler' bölümünde Caner'in de adı var. Ayrıca Caner'in part time çalıştığı deniz kenarındaki bir Fransız restoranı vardı, 'New York Water's Edge' adında. Orayı gezdim uzun uzun. Sanki Caner orada gibiydi. Caner'in sürekli servis yaptığı masayı hazırladılar bize. Tek tek gelip, gelip, sarılıp ağladılar. Çok özel bir adamdı Caner. Ama bu kadarını beklemiyordum. Caner'in en sevdiği şarabı getirdiler. O tam Fransız aksanıyla söylerdi şarapların adını. Sonra çok güzel bir salata getirdiler, sevdiğimi bildikleri için. Bana 'Senden bahsetmediği bir gün bile yoktu' dediler. Restoranda Caner için bir köşe de yapılmıştı."
ARKADAŞI SARILIP AĞLADI
Eviren, oğlunun Amerika'daki okulunda yaşadığı bir olayı anlatırken duygulanıyor: "Okulda bir çocuk boynuma atladı. 'Yetişemedim uçağa, çok isterdim cenazesine katılabilmeyi' dedi. Amerika'da tüm hafta yağmur yağdı. Oysa tören günü güllük gülistanlıktı hava. 'Caner kendi törenini yağmurlu bırakır mı?' dedim." Acılı anne, Caner'in okulu olan Queens College'de düzenlenen diploma törenini hüzne bulanmış bir gururla anlatıyor: "Bölüm başkanı profesörlerden biri çıktı kürsüye, 'Her sene bir kız bir erkek öğrenciye onur plaketi ödülü verilir. Bu yıl Caner onur ödülü almaya hak kazandı' dedi. Diploma ve Gümüş Şövalye' ödülünü verdiler bana. Nasıl üzüldüm anlatamam. Yerimden kalktım, ama kürsüye nasıl gittim bilmiyorum. Tören tamamlandı, spor departmanına gidildi. Sporcular Caner'in odasını da hazırlamışlardı. Tüm arkadaşları boynuma atıldı. 'Canko' diyorlardı ona.Yüzme bölümünde Caner'in 18 nolu bonesi asılacak. O boneyi kimse giymeyecek. Bana da hediye ettiler bu boneden. Enka'da da 9 numaralı boneyi kimse giymiyor."
ŞARKILARINI ÇALIYOR
Evlat acısıyla sarsılan, hatta aldığı aşırı dozda sakinleştirici sonucu ölümün kıyısından dönen anne Zeynep Everi, şu sıralar Radyo Power XL'de program yapıyor. Caner'in sevdiği şarkıları çalıyor. Everi, titiz bir araştırmacı dikkatiyle, Caner'le ilgili medyada çıkan haber ve görüntüleri toplayıp, yazıları derliyor. Bundan da büyük mutluluk duyuyor. Zeynep Everi, biricik oğlu için yaptıklarını, hele hele Amerika'ya gidip diplomasını almasını "son görev" olarak görmüyor: "Son görev değil bu. Caner'in adına daha yapmayı, yaptırmayı düşündüğüm çok şey var. Caner adına turnuvalar düzenleyeceğim. Federasyon da böyle bir şey yapmayı düşünüyor zaten. İki senedir bir senaryo yazıyorum. Bastırıp, Caner'e ithaf edeceğim. Bu arada Caner'in doğum günleri devam edecek. Bir vakıf da kurabilirim. Sevdiklerini, arkadaşlarını biraraya toplayacağız. Ancak ağlamaklı olmayacak bu toplantılar. Doğum gününde vefat ettiği için bir arkadaşım Ne büyük ve güzel bir kutlama varmış gittiği yerde, buradakini bırakıp gitti' dedi.Ama keşke anne olarak önce ben gitseydim de sıra bozulmasaydı. Bu çok acı bir şey..."
Atilla DİŞBUDAK
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
