Gitar çalarak rahatlıyor
Çocuk beyin cerrahisi üzerine branşlaşmış en önemli isimlerden olan Prof. Dr. Memet Özek, müzik, tarih ve dalış ile stresten arınıyor.
Bir elin parmakları kadar etmeyen özel bir branşın ustası olmak için bir hayli çalıştı, çalışmaya da devam ediyor. 47 yaşında ama en az 15 yaş genç gösteriyor. Türkiye'nin yetiştirdiği en başarılı, yurt dışında en çok tanınan, kabul gören çocuk beyin cerrahisi uzmanı. Ameliyatlarına ve hastalarına ayırdığı zaman dışında, 1998 yılından beri klasik gitar çalıyor. Yeraltına ve üstüne meraklı. Deniz kabukları topluyor, dalıyor, Anadolu medeniyetlerini ve tarihini araştırıyor. Marmara Üniversitesi Çocuk Beyin Cerrahisi Bilim Dalı (Pediatrik Nöroşirurji) Başkanı Prof. Dr. Memet Özek, Türkiye'nin en önemli çocuk beyin cerrahisi kliniğinde yılda 600 ameliyat gerçekleştiriyor. Prof. Dr. Özek'in en önemli özelliği, yılda 5-6 kez, yurtdışında doktorların mesleki deneyimlerini geliştirmek üzere düzenlenen uluslararası kurslara, toplantılara bugüne kadar yapılanın aksine, hoca veya konuşmacı olarak davet edilmesi.
ÇOCUK BEYİN CERRAHİSİ NE YAPAR? Özek soyadı, tıp dünyasında, yakından tanınan bir soyad. Bunun nedeni ise, aileden üç nesil doktor çıkmış olması. Memet Özek, Türkiye'nin üç nesil arka arkaya tıp fakültesinde profesörlük ünvanına ulaşan ilk ailesinin önemli bir üyesi. Dedesi Prof. Dr. Ömer Özek, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin eski dekanlarından, mikrobiyoloji hocası. Babası Prof. Dr. Metin Özek ise, İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü'nde uzun yıllar öğretim üyeliği yapmış. Dedesi, torununun tıp fakültesinden mezun oluşuna da, asistanlığına da tanıklık etmiş. Babası ve dedesi gibi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitiren, sonradan Hacettepe Tıp'da, beyin cerrahisi ihtisasına başlayan, 1987 yılında da uzman olan Prof. Dr. Özek'in yolu ABD'ye, New York Üniversitesi Medical Center'a düşmüş. Almanya doğumlu, Alman Lisesi mezunu Prof. Dr. Özek, eşi Eren Özek ile şu an aynı fakültede çalışıyor. İhtisaslarını birlikte yapan çiftin 16 yaşında Ceren isminde bir de kızları var. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eren Özek ile 1988 yılında evlenen Prof. Dr. Memet Özek, ABD'ye gidişlerini, sonrasındaki gelişmeleri ve çocuk beyin cerrahisinin ne olduğuna dair düşüncelerini bizimle paylaşıyor: "Çocuk beyin cerrahisi yapmak istiyordum. Bu ya Kanada, ya da New York'daki merkez olabilirdi. Her yıl dünyadan sadece bir kişiyi kabul eden, ünlü Yahudi asıllı profesör Fred Epstein ile bana çok emek veren Hacettepe'deki hocam Prof. Dr. Aykut Erbengi'ye çok şey borçluyum. 1990- 1991 yılları ABD'de geçti. Eşim de aynı yıl, benim çalıştığım merkezin yenidoğan ünitesine kabul edildi. Hocam Epstein'in hakkını ödeyemem. Ama sanırım, benim performansım da önemli ki, şu anda Avrupa Çocuk Beyin Cerrahisi Derneği'nin ilk Türk Genel Sekreteri'yim. Çocuk Beyin Cerrahisi branşı, Türkiye'de, sadece bizim fakültede, Ege Üniversitesi'nde, Gazi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi tıp fakültelerinde bilim dalı olarak temsil ediliyor."
ÖNCE YERALTI, SONRA YERÜSTÜ İşi stresli olunca, çok daha fazla çalışmak zorunda kaldığını söylüyor Prof. Dr. Özek. Özek, hayatın sadece çalışmaktan ibaret olmadığına inananlardan. Bu yüzden, önceleri olta balıkçılığı ile başlayan merakı, istavritten, palamuta, hatta lüfere kadar çıkmış. Sonrasında suyun altına inmek isteyince, dalma merakını, çok daha bilinçli bir düzeye taşımak için, PADİ'den sertifikasını almış. Ona, kızı Ceren ve eşi Eren Hanım da eşlik etmiş. Denize olan tutkusu, koleksiyonerlik tutkusuyla bağdaşınca, devreye, deniz kabukları girmiş. Prof. Dr. Özek, "Müzik yaparken, gitar çalarken, düzgün bir nota çıkarmak nasıl zevk veriyorsa, ender rastlanan bir deniz kabuğunu bulmak da bana aynı zevki veriyor" diyor.
MÜZİK İLE RAHATLIYOR İlkokul dördüncü sınıftan beri düzenli olarak yüzen, bunun dışında hayatına 40'lı yaşlarında giren müziğin de hobileri arasında yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Özek, 1998 yılından bu yana kızıyla birlikte müzik dersi alıyor. Özek ailesinin meraklarından biri de Anadolu tarihi. Toplum olarak, birey olarak kendimize saygımız olmadığını düşünen Prof. Dr. Özek, herkesin en az iki uğraşı olması gerektiğini sözlerine ekliyor.
Didem ÜNSAL
|