|
|
 |
 |
 |
 |
|
Hep starlarla çalıştım ilk kez yetenek arıyorum
"Ben müzisyen değilim, müzik kulağım hiç yoktur. Ama ben müzik konusunda gerçek bir otoriteyim. Nasıl mı? Yetenek yönetimi ve iletişim konusunda... Benim rolümdeki insanlar olmadan ne besteci doğru yolu bulur, ne plakçı doğru prodüksiyon yapar.
Türkiye'de artık herkes; seven de sevmeyen de, izleyen de izlemeyen de Popstar yarışmasını konuşuyor. Vivet Kanetti'nin dediği gibi 'Popstar ortak terapimiz oldu. Onu izlemeye oturduğumuzda ne bombaların sesi, ne konser, ne maç... Tek stresimiz, yarışmanın bitme saatinin yaklaşması...' Yarışmacıların hepsi şimdiden birer star... Jüri üyeleri deseniz meslek yaşamlarında olmadıkları kadar popüler... Hepsi kendini aştı! Herkes yarışmacılar kadar onları, yorumlarını ve sadistliklerini(!) konuşuyor. Tabii cevap hakkı doğuyor. İşte yarışmanın en sessiz ama en tartışılan jüri üyesi; ünlü organizatör Ahmet San'ın tüm eleştirilere cevabı...
*29 yıldır menajerlik ve organizatörlük yapıyorsunuz, dünya starlarını Türkiye'ye getirdiniz. Bütün bunlardan sonra ne işiniz var Popstar yarışmasında?
Ben yaptığım işten zevk almak isteyen biriyim. Yeni, farklı ve heyecanlı her şey bana zevk veriyor. Fatih Aksoy tarafından bu görev önerildiğinde hemen kabul ettim.
*Projenin bu kadar tartışılacağını tahmin etmiş miydiniz?
Etmedim. Bana şu heyecan verdi; gündemi müzikle oluşturabilmek önemli bir şey. Çünkü Türkiye'de o kadar çok suni gündemler yaratılıyor ki, artık gündem bombardımanı içindeyiz. İkincisi, o proje içerisinde ben gerçekten de ilk defa yetenek aramaya çıktım.
*Çok iyi isimlerle çalışmanız, dünya starlarını Türkiye'ye getirmeniz, sizi müzik konusunda otorite mi yapıyor yani?
Ben lisede hiç sportmen değildim, yeteneklerim sınırlıydı ama maçlarda hakem olurdum. Hayatında hiç top oynamamış Ömer Üründül mesela, çok iyi bir futbol yorumcusudur. Hayatında hiç doktorluk yapmamış bir Sağlık Bakanı, doktor olan bakanlara nazaran daha başarılı olmuştur. Ben müzisyen değilim, müzik kulağım hiç yoktur. Ama ben müzik konusunda otoriteyim. Nasıl? Yetenek yönetimi ve iletişim konusunda... İster futbolcu İlhan, ister şarkıcı Çelik, ister besteci Kayahan, ister gazeteci Leyla Umar... Bu isimlerin hepsi bana göre kendi alanlarında yetenektir ve ben bu isimlerin yeteneklerini yönetebilirim. Müzikte otorite demek, iyi besteciyi ya da iyi şarkıcıyı bulup stüdyoya sokmak değildir.
*Sizin jüri heyetinde yaptığınız tam olarak nedir?
Yeteneği aramak, bulmak, eğitmek, halka sunmak, yeteneği, performansını artırıcı çalışmalarda bulunmak eşittir yetenek yönetimi. Benim rolümdeki insanlar olmadan, ne doğru besteci doğru yolu bulur, ne plakçı doğru prodüksiyon yapar, ne radyocular, gazeteciler, konser seyircileri doğru dürüst hedefe ulaşır.
*Orada kilit rolde olan siz misiniz yani? Söylediklerinizden böyle bir sonuca varıyorum.
Nereye çekmek istediğinize bağlı. Bu bir ekip işidir bana göre.
*Ama aranızda fikir birliği yok ki! Dört kafadan dört ayrı ses çıkıyor...
Ben kendi projemin sahibi olsam; Armağan (Çağlayan) gibi, Deniz (Seki) gibi, Ercan (Saatçi) gibi konularında uzmanlardan fikir alırım ama proje sahibi ve yetenek yöneticisi sıfatıyla kararı ben veririm; sonra da uygulamaya geçerim. Ama Popstar bir televizyon programı; amacı da Türk izleyicisinin popüler kültür içerisinde bir ismi, yorumcuyu müzik piyasasına sokmak. 18 hafta içerisinde, bir insanı Türk izleyicisine "bu popstardır" demek üzerine kurulmuş bir proje. Vitesi hızlı bir iş yani. 4 jüri üyesi ortak noktalarda buluşup, "ortak kararımız budur" dedik; 4 bin kişi arasından 13 kişi seçtik. Bu saatten sonra jüri olarak oy vermiyor, yorumlarımızla oy verecek halkı etkilemeye çalışıyoruz.
*Orada kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Yani bir koltuğa oturmuş, 'kıyafetin olmamış', 'bizim aradığımız sen değilsin' gibi sadistçe yorumlar yaparken... Bu sizin imajınıza uygun bir şey mi?
Siz sadizm dediniz, birisi aşağılama dedi, biri ağır hakaretler ettiğimizi söyledi, birileri de gerçekleri yüzüne vurduğumuzu söyledi. Demek ki hiçbiri doğru değil. Bu programın en önemli özelliği şu: Biz Kuşadası Müzik Yarışması gibi bir şey yapmıyoruz. Tersine, sesli kritik yapıp, karşı tarafın da eleştirilerini alıp, şeffaf bir ortamda düşüncelerimizi söylüyoruz.
*Bu doğru bir yöntem mi peki?
Yanlış olsa ben burada olmam. Ama Kuşadası Şarkı Yarışması da beni jüri olarak çağırsa, müzik endüstrisine artı bir taş ilave edeceğine inandığım her projede olurum. Bakıyorum; bu doğru bir yol ve gündemi yakalıyor. Kritiklerin bazıları iyi, bazıları kötü. Halkın nabzını da tutuyorsun. Eksikliklerimi değiştirmek açısından bana bir şeyler veriyor. Çünkü meslekte update olmanın bazı elzem görevleri var.
*Bir dönem yaşadığınız popülariteden eser kalmadığı, piyasaya çok borcunuz olduğu, eskisi gibi iş yapamadığınız söyleniyor. Bu yarışmada olmanızın nedeni bu mu?
Gündemde niye değilim? 30 Kasım'da 50 yaşına bastım. Bu endüstrideki insanların yüzde 75'inden iğrendim. Hiçbir etik değeri olmayan, menfaatlerine göre bir gün seven, ertesi gün ters konuşanlar beni ilgilendirmiyor. Çok güzel işler yapıp fazla önlerde ve gündemde olmayan bir yaradılıştayım. Yaptığım her iş anlayanlar tarafından takdir ediliyor. Çok başarılı işler yaptım. Başarılarımın da bir nedeni var; ben çok güzel gündem yaratırım. Ben gündem yaratmak istesem, onlarca projem var. Artı, ben hayatta o kadar çok şey yaşadım ki, panikleme oranım sıfırdır. Elbette tahsil edeceğim paralar var, ödeyeceğim paralar da var. Ama ben buradayım. Aksine sanatçılardan madden değil ama manen çok alacaklıyım. Onlar da bunun farkında oldukları için Ahmet Abi'lerini çok severler.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
