Akıl Oyunları'na bir Oscar da şizofrenlerden

Şizofren bir matematikçinin yaşam öyküsünü anlatan ve 4 dalda Oscar'ın sahibi olan "Akıl Oyunları", şizofren hasta ve yakınlarının da beğenisini topladı. Ancak şizofrenler "Film, gerçekçi ama yaşadıklarımızın binde birini yansıtıyor" diyor

Önceki gün düzenlenen 74'üncü Oscar Ödül Töreni'nde 'En İyi Film', 'En İyi Yönetmen', 'En İyi Yardımcı Oyuncu' ve 'En İyi Uyarlama Senaryo' dallarında ödül alan Ron Howard'ın 'Akıl Oyunları' (A Beautiful Mind) filmi birçok kişiyi derinden etkiledi. Başrolünde aktör Russell Crowe'un rol aldığı film, şizofren hastası olan ABD'li ünlü matematikçi John Nash'in hayatını anlatıyordu. Peki, filmi izleyen şizofrenlerin filme tepkisi nasıl oldu? Akıl Oyunları şizofrenlerden tam not aldı. Birçoğunun ortak söylediği şey filmde hayatlarından kesitler bulduğuydu. Onları en çok etkileyen de Nash'in fedakar eşinin (Jennifer Connelly) kocasına gösterdiği sevgi ve sabırdı. Hasta yakınlarına göre bu hastalığın yenilmesinde olmazsa olmaz iki unsurdu bunlar...

İşte 'Şizofren Dostları Derneği' üyelerinin gözüyle Oscar'lı film Akıl Oyunları...

ŞİZOFRENİ NEDİR?
Belirtileri genellikle 15-25 yaş aralığında ortaya çıkan ve 40 yaşına kadar her insanda görülebilecek bu hastalığı oluşturan tek bir neden yok. Bilimadamlarının yaptığı araştırmalara göre annenin hamilelik döneminde enfeksiyon kapması veya beyindeki sinirler arasında haberleşmeyi sağlayan dopamin maddesinin az ya da fazla bulunması şizofren hastalığına neden olabiliyor. Kelime anlamı 'zihin bölünmesi' olan şizofreni hastalığı, yaklaşık 1.5 yıl kadar süren uzun kuluçka döneminde davranış farklılıklarından saptanabiliyor.

İLAÇLA KONTROL ALTINA ALINIYOR
Uzmanlar şizofreni hastalığında ilâcın rolünün belirtileri yatıştırmak ve kontrol altında tutmak olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Alp Üçok, "İlaçların düzenli kullanımda beklenen etkiyi sağlaması için 2-3 haftalık bir süre geçmesi gerekir. Şizofrenide ilâç, şizofreni hastasının çevresindeki insanlarla kurduğu iletişimi daha iyi konuma getirmekte, nükslere bağlı sık hastane yatışlarının önüne geçerek kişinin evinden, ailesinden, alıştığı ortamdan uzak kalmasını önlemektedir" diyor. Hastalıkla mücadele çok zorlu evreler içeriyor. Uzmanlar bu dönemlerin atlatılması için de ilacın vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.

ŞİZOFRENLER VE YAKINLARI FİLM İÇİN NE DEDİ?

Aysel Doğan (Şizofren Dostları Derneği Bşk): Filmin verdiği mesaj çok açık
Film, yaşadıklarımızın aynısı, ancak bir şizofrenin ve yakınının çektiği acının inanın binde biri anlatılıyor. Daha fazlasının sunulması ürkütücü olurdu. Batılı ülkelerde şizofrenlerin dışlanmaması ve hayatı bir yerinden yakalaması anlatılıyor. Yine şizofrenler için söylenen "Saldırgandır, iş yapamaz" ifadesi ortadan kaldırılıyor. Dilerim, aynı anlayış bizde de Batı standartlarına ulaşır. Gerçekçi bir film ve bence verilen en gerçek mesaj da şizofreni toplumdan ayırmamak.

Serdar Aksoy (Şizofren, 37 yaşında): Eşinin desteği duygulandırdı
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 2'nci sınıftaydım. Not ortalamam da 80 civarındaydı. Şizofrenli yıllar benim için o zaman başladı. Şizofren için yaşam gerçekten çok zordur. Onu kolaylaştıran da anne, baba, arkadaş ve çevrenin desteğidir. Nash'in, gerek eşinden gerekse eski sınıf arkadaşlarından bulduğu destek, normal bir hayat sürmesinde en önemli etken. Eşinin desteği beni duygulandırdı. Yıllar öncesine götürdü. Bir kız arkadaşım vardı. Onla çok gezerdik. O günleri hatırladım."

Meliha Aksoy (Şizofren yakını): Çekilen acılar törpülenmiş
"Film gerçekten çok güzel ve hakkıyla da Oscar'ı almış. Sabır, sevgi ve cesaret şizofreni hastalığının yenilmesinde en önemli unsurlar. Şizofren hastasının özellikle atak evresinde ilaç kullanmayı reddetmesi de çok güzel anlatılmış. Ancak şizofreni hastalığı asla ilaç kullanılmadan tedavi edilebilecek bir hastalık değil. Hastalığın geçmesi için düzenli olarak ilaç kullanılması gerekiyor. Akıl Oyunları bence her şeyiyle bir şizofrenin dünyasını anlatıyor. Ama çekilen acılar filmde biraz törpülenmiş."

Abidin Kaya (Şizofren, 29 yaşında): John Nash bana benziyor
"Filmde elbette hayatımdan kesitler buldum. Onun, filmde şifre çözmek için kendisini dergilere kaptırdığı kayıp yılları ben 1994-96 arasında yaşadım. Film, sinema izleyicisini kesinlikle etkiler ama izleyenlerin şizofrenler hakkındaki yargısını değiştirmez. Filmde ilâç kullanılmadan hastalığın geçmesi söz konusu olabilir gibi bir şey var. Buna kesinlikle katılmak mümkün değil. Çünkü şizofreni iyileştiren düzenli olarak aldığı ilâçlar. Nash'in eşinin gösterdiği ilgi, sevgi ve bağlılık gerçekten muhteşem bir şey.

Alper URUŞ